“Tanrılarla ilgili olarak” , demişti Protagoras , “var olup olmadıklarını ya da hangi şekillerde olduklarını kesin şekilde bilemem. Meselenin anlaşılmazlığı ve insan yaşamının kısalığı gibi birçok şey, kesinliğe izin vermez.”
Sayfa 22
Büyük düşünürlerin yaşamları hep tehlikede olmuştur. Sokrates baldıran zehri içmek zorunda kalmıştı; Protagoras Atina'da kitaplarının yakılmasına tanık olmuştu; Demokritos düşünebilmek için tıpkı Oedipus gibi kendi gözlerini oymuştu; Platon neredeyse bir suikaste kurban gidiyordu; dinsiz olmakla suçlanan Aristoteles Khalkis'e kaçtı. Pierre Abelard'da bu lanetten kaçamadı ve anlaşılan şirin ama pek güzel olmayan Heloise adındaki bir genç kıza duyduğu yasak aşk nedeniyle hadım edildi.
Sayfa 133 - Can YayınlarıKitabı okudu
"Tanrılarla ilgili olarak", demişti Protagoras, "var olup olmadıklarını ya da hangi şekillerde olduklarını kesin şekilde bilemem. Meselenin anlaşılmazlığı ve insan yaşamının kısalığı gibi birçok şey, kesinliğe izin vermez."
Sayfa 22 - Türkiye iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
Ne tuhaf ki düşünsel yaşamın kökleri anlatılamayacak ve anlaşılamayacak kadar derin bir kine kadar uzanıyor. Bu hep böyle olmuş. Mesela Sokrates'i düşünün, Platon'u ve
çevresindekileri. Her şeye karşın birini didik didik etmeye nasıl da bayılırlardı. Protagoras'ı ya da bir başkasını. Sonra Alkibiades'i ve tartışmaya katılan tüm o diğer çömez köpekleri düşünün. İnsanın, bir ağacın altında sessizce oturan Buda'yı ya da müritlerine huzur içinde, zihinsel bir kargaşa olmaksızın pazar vaazları veren Mesih'i tercih edesi gelmez mi
hiç? Bu düşünsel yaşamda yanlış bir şeyler var, kökten yanlış olan bir şeyler. Öyle ki kökleri kin ve hasette, haset ve kinde.
SOKRATES: Zevk iyi, acı kötü bir şeyse, zevk bile daha sonrasında elde edebileceğimiz başka zevkleri engellediği oranda kötü bir şeye dönüşür (...) Acı için de benzeri şeyleri söyleyemez miyiz? Yani acı bizi kötü şeylerden ve başka acılardan kurtarıyorsa, iyi bir şeydir.
Sayfa 79 - Say YayınlarıKitabı okudu
