öğrenci ders çalışma süresi ve başarı ilişkisi
... Türkiye ve Tunus'ta öğrencilerin Finlandiya ve Almanya'ya göre ders çalışmaya neredeyse iki kat fazla zaman ayırdıkları halde çok düşük puanlar aldıklarını ortaya koyuyor. Buradan kabaca 2 sonuç çıkar: (1) Bizim çocuklar verimli çalışmayı bilmiyor. (2) Çalıştıkları şeyler doğru şeyler değil. Acaba öğretmenler yeterli mi? Bu da son derecede önemli bir soru. Çünkü eğer öğretmenler yetersizse ve gerekli eğitim veremiyorlarsa o zaman bütün yük öğrencilerin Kendi kendilerine öğrenmelerine kalıyor demektir.
Sayfa 182Kitabı okudu
Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?
Olmaz ya.. Tabi.. Biri insan, biri hayvan! Öyleyse “cehalet" denilen yüz karasından, Kurtulmaya azmetmeli baştan başa millet. Kafi mi değil yoksa, bu son ders-i felaket?
Sayfa 186Kitabı okudu
Reklam
Ders niteliğinde bir hikaye. Okumanızı tavsiye ederim
Okyanusta yol alan bir gemi battı . Sadece bir kişi sağ kurtuldu. Dalgalar adamı küçük ıssız bir adaya kadar sürükledi. Adam ilk günlerde kendisini kurtarması için Rabbine yalvarıp yakardı. Sonraki günlerde yardım bulurum umuduyla uzaklara bakmaya başladı. Ama ne gelen oldu ne giden. Bin bir emekle rüzgardan, yağmurdan ve vahşi hayvanlardan korunmak için ağaç dallarından ve yapraklarından bir kulübe yaptı. Balık avlıyor, pişirip yiyor ve ufku gözlüyordu. Günler böyle geçiyordu. Yine bir gün balık avlamak için yola koyulmuştu. Döndüğünde ne görsün, tek tutunduğu dal olan tahta kulübesi alevler içerisinde cayır cayır yanıyordu. Başına gelebilecek en kötü şeydi bu. Keder ve öfke içinde donakaldı. Artık bu ıssız adada başını sokabileceği bir kulübesi bile kalmamıştı. Bu üzüntüyle, Allah'ım bunu bana neden yaptın, diye feryat etti. O geceyi Allahü Teala'ya sitemler ederek üzüntü ve keder içinde geçirdi. Ertesi sabah erken saatlerde adaya yaklaşmakta olan bir geminin düdük sesiyle uyandı. Onu kurtarmaya geliyorlardı. Mutluluktan havalara uçacak gibiydi. Gelenlere "Benim burada olduğumu nasıl anladınız?" diye sordu. Cevap onu hem şaşırttı hem de utandırdı: ''Dumanla verdiğin işareti gördük, o işarete göre geldik. " İşte tutulan son dalın kırılması, ilahi yardımların önündeki son engelin de kalkması manasına gelir kimi zaman.
28 Şubat ve Tesettür Mücadelemiz
28 Şubat zihniyetine karşı başörtüsü nasıl mücadelelerle kazanıldı, şimdi nasıl kaybediliyor? Geçmişten bugünümüze bakalım. Başörtüsü boyları kaç senede ne derecede kısaldı? Tesettüre moda kırbacı ile kaç bacımız şuurundan saptırıldı? Gerçekten şapkayı önümüze koyup düşünmek, ders çıkarmak ve buna göre hareket etmemiz gerekiyor. Her şey maddeleşiyor. Gerçekten tesettürün hakkını vermek isteyen herhangi bir bacımız tesettürüne uygun kıyafet, dış elbise bulmakta zorlanıyor. Bu proje öyle bir işliyor ki, sahip çıkmadığın milli ve manevi değerlerin bir sonraki nesile maddeleşerek intikal ediyor.
Sayfa 98 - Çınaraltı YayınlarıKitabı okudu
Hah ha :D
"Gülümser Hoca. Coğrafyacı. Bugün yine acayip bir etek giymiş. Dizinin bir karış üstünde. Masasına otu­runca nerelere kadar çıkıyordur Allah bilir. Kemal'in bu konuyla ilgili bir planı var, bakalım uygulayabilecek mi. 'Tam dokuz zayıfı var ama Kemal zeki bir çocuk bence. Öğretmen masasının bize bakan tara­fındaki suntayı söktü. Soranlara da 'Kırılmış, değiştirmek için hademeler söktüler.' diye bir yalan attı. Yarın ilk iki saat coğrafya var. Bakalım neler olacak. Operasyon başarıyla neticelendi. Za­yiat yok. Coğrafyacı yine süper bir miniyle teşrif etti, ma­sanın durumunu fark etmedi bile. Oturdu. Ayak ayak üs­tüne attı. Kırk dakika sınıftan çıt yok. 'Aferin, uslanmış­sınız siz.' diyerek gitti. İkinci ders yine aynı. Çıt çıkma­dı kimseden. Kadın salaklaştı resmen. Ders bitiminde şaş­kınlık içerisinde çıktı sınıftan. Kemal ve arkadaşları diğer derslere girmediler. Kemal ve ekibi bu sabah okula aca­yip fiyakayla geldiler. Kahraman gibi karşılandılar. Hepsi de banyo yapmış. Okulun son günlerindeyiz ve her­ kes Kemal'in başarısını konuşuyor. Öğretmenler de hâlâ, yurdu düşmanlardan nasıl kurtardığımızı anlatı­yorlar."
İşlevsiz kalmak çok tehlikeli. Böyle bir koşulda kitlelerin istikbali az sayıda seçkinin insafına kalır. Belki bir süreliğine insaf ederler. Ama iklim felaketi gibi bir kriz anında lüzumsuz insanları silkeleyip atmak son derece cazip ve kolay gelecektir.
Sayfa 83
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.