256 syf.
10/10 puan verdi
Valmir bir sabah, güvenlik görevlisi olarak çalıştığı fabrikaya geç kalmamak için hazırlıklarını yapmak için girdiği banyo da ki ayna da kendini görünce tam bir dehşete düştü. Aklının karşı çıkmasına karşın aynada ki bedeni tamamen mavi renkteydi. Bunun bir rüya olduğunu ve birazdan uyanacağını kendine telkin etse de uyanık olduğunun bilincindeydi. Birden endişesi artmaya başladı, yirmi dokuz yıllık ömründe içeride muhtemelen kahvaltı sofrasına oturmuş olan ve ona hiç bir zaman şefkat göstermeyen babasına ne diyeceğinin düşüncesi ile karşılaşmamak adına hemen giyinip evden kendini sokağa attı. Bir yandan kendisine neyin dokunmuş olduğunu düşünerek en yakındaki hastaneye koşarcasına gitti... İtiraf etmeliyim ki ilk defa bir kitaba yorum yazarken çok düşündüm. Kitap günümüz toplumunun, adı ne olursa olsun tüketim ve çılgınlık konusun da ki doyumsuzluğunu çok güzel bir biçim de önümüze sunuyor. Özellikle son bölümlerinden biri olan "Ders" başlıklı kısmı dünyamızda ki olayların dengesizliklerinin gerçeklerinin ne kadar da acı olduğunu hatırlatıyor. İnsanın ön yargılarına bakışınızı değiştirebilecek bu eseri kesinlikle okumanızı tavsiye ederim...
Parayı Bulduğum An Alayını
Parayı Bulduğum An AlayınıErdal Demirkıran · Kashna Kitap Ağacı · 20182,197 okunma
(Ford Prefect) Q harfini aldı ve uzaktaki bir şimşirin dibine doğru attı, taş genç bir tavşana çarptı. Tavşan dehşet içinde son hızla kaçtı ve bir tilki tarafından yutuluncaya kadar da hiç durmadı. Kemiklerinden biri tilkinin boğazına takıldı ve tilki, daha sonra leşini sürükleyip uzaklara götüren bir nehrin kenarında öldü. Bunu takip eden haftalarda Ford Prefect gururunu bastırdı ve Golgafrincham’da personel memurluğu görevinde bulunmuş olan bir kızla arkadaşlık kurdu ve kız birdenbire, ölmüş bir tilkinin leşiyle kirlenmiş bir gölcükten içtiği su yüzünden zehirlenip ölünce müthiş üzüldü. Bu hikayeden alınabilecek tek ders Q harfinin katiyen bir şimşir dibine atılmaması gerektiği olabilir. Ama ne yazık ki bazen öyle anlar vardır ki bu kaçınılmaz olur.
Sayfa 370
Reklam
142 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Oldukça güzel bir roman daha. Şeref adında bir genç okulu bitirdikten sonra rica minnet Gemlik'te bir memuriyet bulur. Burada bir doktorla ve onun vasıtasıyla çiftlik sahibi Aziz Paşa ile tanışır. Paşanın çocukları olan Adnan ve Seniha'ya özel ders verecektir ve bu da ona ek gelir olacaktır. Sonradan Seniha'yı sever ve bir tesadüf sonucu evlenir. Çok mutludur ancak birinci dünya savaşı çıkar. Askere yazılır. Orada Murat diye biri ile tanışır ve halkın zararına ama kendi yararına işlere girer. Çok zengin olur ama Seniha ile arası bozulmaktadır? Acaba para ve şöhret için mutluluğunu feda edecek midir? Yoksa mutlu son mu olacaktır? Oldukça sürükleyici bir roman.
Gizli El
Gizli ElReşat Nuri Güntekin · İnkilâp Kitabevi · 2016833 okunma
136 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Hugo'nun, genç yaşında kaleme aldığı bu eserindeki vurgu ki 19 y.y ilk yarısına denk gelmektedir.( Engizisyon mahkemelerinin iğrenç kararlarını yaşamış Avrupa nın ) Fransa da idam kararlarına karşı durabilmenin cesaretini net bir şekilde gösteriyor Kitabın asıl can alıcı noktası, algılanması gerekeni, Devrin yargılama sistemine, idama kararının acımasızlığına karşı duran 1932 Baskısının Ön sözün de yatmaktadır,. Modern Demokratik toplumun ana bel kemiğini oluşturan, demokrasinin vazgeçilmezi olarak " Hukuk Devleti" nor'muna inanan her kes bilhassa siyaset yaptığını düşünenler, Hukuk fakültesi öğrencileri, ibreti alem için, ders çıkartmak için, birazcık mantık, muhakeme çerçevesin de beynini olgunlaştıra bilmeleri bakımından 1800 lü yıllarda bu metni kaleme alan yazarın bu ön sözünü okumalarını şiddetle arzu ediyorum. Yazarın bir bölümde de kendi kitabını bir takım kişilerin ağzıyla ti ye aldığı komedi faslına şahit oluyoruz. İdama mahkum kişinin monoloğu ile devam eden kitabın ana fikri, idam kararının kaldırılması gerekliliği, mantalitesi mükemmel bir tarz da sunuluyor. bu fevkalade eser okunmalı diyorum...
Bir İdam Mahkûmunun Son Günü
Bir İdam Mahkûmunun Son GünüVictor Hugo · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023122,2bin okunma
384 syf.
9/10 puan verdi
Kitap da A dan Z ye kadını anlatmaya çalışmış yazar. Günümüzde kadınların kendilerine verdikleri değersizlik duygusunu, bir an önce değiştirip, güçlerini, cesaretlerini, zekaları ile neleri başarabileceklerini keşfedip, bir insan, bir kadın olarak tüm dünyaya hissettirmelerini vurgulamaya çalışmış... Açıkçası üslubu çok sert diyenlere katılmıyorum. Ben iki günde okudum ve gerçekleri bu kadar düz anlattığı için de ayrıca hoşuma gitti... Her kadının okumasını isterdim, hem düşündürücü hem ders verir nitelikte. Yorumumu kitabın son cümleleri ile bitirmek istiyorum... "Öyleyse yırt o kefeni, kır şu zinciri ve kafanı kaldır tekrar bak! Destanlar yazmanın vaktidir şimdi, hadi kurban olduğum ayağa kalk! Sadece sürüden değil sürülerden ayrılıp kurt kapan ve hariç olmayı başaran cümle kadınlara selam olsun vesselam.
Bütün Kadınlar Aptal Sen Hariç
Bütün Kadınlar Aptal Sen HariçErdal Demirkıran · Kashna Kitap Ağacı · 2017913 okunma
Kaldırımlar, bidonlar ve uygarlık... Oslo sokaklarında Coşkun Ağabey'le (Özarı) yürüyoruz. Rahat yürüyoruz. Çünkü kaldırımlara park etmiş tek araba yok. Orası insanlar için. Kaldırımlar yoldan iki santim yukarıda topu topu. Araba çıkmaya kalksa şoför fark etmez bile, o kadar alçak... Coşkun Ağabey ''Kim dedi, şimdi hatırlayamıyorum'' dedi.. ''Ama
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.