Hüseyin Rahmi Gürpınar ile ilk tanışmam ve gerçekten şuan bütün kitaplarını okumak istiyorum diyebilirim. Bir yazar düşünün döneminin zihniyetini konuşma tarzını şivesini sorunlarını hepsini sunuyor size. Yer yer güldüren yer yer düşündüren ve sonunda da güzelce eleştiren bir yazar...
Eser insanlığın ortak ve en büyük derdini güldürerek düşündürerek bizlere sunmuş.
Romanın son bölümünde Hüseyin Rahmi, Türk toplumundaki batıl inancın had safhada olduğundan yakınıyor.
"Henüz çoğumuz hayatın özünü anlayamayarak havada saadet, kuyu dibinde cennet arayan, birbirimizden keramet bekleyen, boş şeylere kapılan, vaatlere aldanan saf kimseleriz. Bu dünya henüz büyük komik Molière çağından üç adım ileri gitmedi. Daima üstadın ebedi komedyaları tekrarlanıp duruyor. Yalnız sahnenin dekorları değişti. Tarzlar
başkalaştı. Insanın mayası hep o maya..."
Kahramanımız Ebulfazl Enveri babasından öğrendiği simya ilmini iyice ilerletip biraz aklını kaçırmış diyebiliriz. Tılsımlar, uğurlu vakitler,gizemler, eşref saatleri... Attığı adımı bile uğurlu vakitlere göre ayarlıyor (kendince uğurlu), yanına iki tane yardımcı da alınca ortalık renkleniyor Kirkor ve Agop favori karakterlerim, mükemmel ikili Diyaloglarını okurken çok eğlendim diyebilirim. Gerçekten hiç böyle beklemiyordum aşırı zevk aldım okurken ve en kısa zamanda Hüseyin Rahmi'nin diğer eserlini de okumayı istiyorum. Sevgiyle kalın kitapla kalın kitap dostlarım.