Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alfred Wegener
"Yerin kıtaları, sürekli değişen bir yapbozun parçalarıdır." •Güney Amerika nın doğu kıyısı ile Afrika'nın batı kıyısı, iki devasa yapboz parçası gibi birbirine uyar.•Güney Amerika'da ve Afrika' da benzer bitki ve hayvan fosilleri bulunur. •Güney Amerika'da ve Afrika'da eşleşen kayaç oluşumları bulunur. 》Kıtalar bir zamanlar tek bir kara kütlesi oluşturmuş olmalı. Alman meteorolog Alfred Wogener çeşitli kanıtları birleştirip, Yer'in kıtalarının bir zamanlar bitişik olduğunu, milyonlarca yıl içinde birbirinden ayrıldığını öne süren bir kıtaların kayması teorisi ortaya koydu. Wegener okyanusların ayırdığı benzer organizma örneklerinin yanı sıra, benzer sıradağlar ve buzul çökeltileri de buldu. Daha önce düşünüldüğü gibi süper kıtanın bazı bölümlerinin dalgaların altına battığını kabul etmek yerine, parçalara ayrılmış olabileceğini düşündü. Onun süper kıtası - Pangaea- Suess'in Gondwanaland'ını kuzeydeki Kuzey Amerika ve Avrasya kıtalarıyla bireştirdi. Wegener bu tek kara kütlesinin parçalanmasını 150 milyon yıl önceye, Mezozoyik zamanın sonuna tarihledi ve devam eden kıtaların ayrılmasının kanıtı olarak Afrika'nın Büyük Rift Vadisi'ni işaret etti. 1950'lerde yeni jeofizik teknikleri bir yığın yeni veriyi ortaya çıkardı . Yer'in geçmiş manyetik anına iliş­kin araştırmalar, eski kıtaların kutuplara göre farklı bir konumda olduklarını gösterdi. Deniz yatağının sonar haritaları, daha yakın zamana ait okyanus-tabanı oluşumunun işaretlerini açığa çıkardı.
Senden doymaq olarmı,heyat,sen ne şirinsen!
Senden doymaq olarmi,heyat sen ne şirinsen! Ancaq hamının deyil,sen heyatın qedrini yalnız bilenlerinsen! Özunu bu dunyada heç kes qonaq sanmamış, Ancaq ömrun özu de beraber paylanmamış. Ömur paylanan zaman görun kime ne duşdu, Uç yuz il boz qarğaya, on il şahine duşdu. Heyat, sen ne şirinsen kim senden doydu getdi? Gedenler bu dunyada qelbini
Sayfa 26 - Qanun nesriyyati 2022Kitabı okudu
Reklam
Kant, dünyayı olduğu gibi bilemediğimizi, anlayışımızın sadece bizim yorumumuzla kısıtlı kaldığını söylemiştir. Objelerin gerçek doğalarının nasıl olduğunu bilmiyoruz. Sadece insanlara özgü algılarımızla o objeleri yorumluyoruz. Örneğin insanlar dünyayı yarasalardan daha farklı deneyimler.İnsanlar resimler görürken, yarasalar sonar sistemleriyle etraflarını inceler. İnsanlar renklerin ayrımına varır, köpeklerse dünyayı siyah beyaz görür. Hiçbir deneyim diğerinden daha doğru değildir. Sadece farklıdır. Kimse mutlak gerçeğe sahip değildir, sadece mutlak gerçeğin kendilerine göre yorumlanmış haline sahiptir.
Müziğin ışıklı sonsuzluğu ve esrarengiz karanlıkları ihtiyar için hayatın ve ölümün uçsuz bucaksız manzaralarıdır; çocuk için deniz ve toprağın acil vaatleri, sevdalı içinse aşkın gizemli sonsuzluğu ve ışıklı karanlıklarıdır. Düşünce adamı manevi hayatını baştan sonar izler; zayıflayan ezginin düşüşleri onun kendi zayıflıkları ve düşüşleridir.
Sayfa 107Kitabı okudu
DÜŞÜN!
Büyük bir fırtınanın ortasındasın. Gecenin, okyanusun ve balığın karnının karanlığındasın. Yunus aleyhisselam gibi üç karanlığın da tam ortasındasın... Tam bir imkansızlık imtihanındasın. Hiçbir teknolojinin seni çıkaramayacağı bir derinlikte, belki de hiçbir kulun başına gelemeyecek bir imtihandasın... Kim kurtarabilir seni? Sesini kim duyabilir?Kime yalvaracaksın? Hangi uydu yerini tespit edecek? Hangi sonar cihazı seni bulacak? Hangi telefon sinyali yardımına koşacak? Ellerini açıp da "Lâ ilâhe illâ ente sübhaneke innî küntü minezzâlimin" dediğinde seni tüm fırtınalardan kurtarıp balığın karnından bile sağ selamet karaya çıkaracak Rabb'in var senin! Aç ellerini, derdini Rabbine söyle...
Dua'ya sarıl
Düşün! Büyük bir fırtınanın ortasındasın. Gecenin okyanusun ve balığın karnının karanlığındasın. Yunus (a.s) gibi 3 karanlığın da tam ortasındasın. Tam bir imkânsızlık imtihanındasın. Hiçbir teknolojinin seni çıkaramıyacağı bir derinlikte, belki de hiçbir kulun başına gelmeyecek bir imtihandasın... Kim kurtarabilir seni? Sesini kim duyabilir? Kime yalvaracaksın? Hangi uydu yerini tespit edecek? Hangi sonar cihazı seni bulacak? Hangi telefon sinyali yardımına koşacak? Ellerini açıp da "La ilahe illa ente Sübhaneke inni kunte minezzâlimin" dediğinde seni tüm fırtınlardan kurtarıp, balığın karnından bile sağ selamet karaya çıkaracak Rabbin var senin. Ellerini aç derdini Rabbine söyle...
Abdülaziz kıranşalKitabı okudu
Reklam
sonar güzel güzel savaş uçaklarını - radar­ ları rampaları atombombalarını - denizaltı denizüstü bir şeylerini - bilincaltı bilincüstü her şeylerini - piekslerini biteksle­rini bitpazarlarını - eroinlerini kokainlerini getirip bıraktılar - hergün hergün yeniden getirip bıraktılar - ve sonra çekilip gitmediler gemilerine ve sonra çekilip gitmediler gemilerine ve sonra çekilip gitmediler gemilerine ve artık o kadar çok şey getirdiler ki ve artık o kadar çok şey getirdiler ki ve artık o kadar çok şey getirdiler ki bağımsızlığa yer kalmadı ülkemde
Çünkü gerçek, alışkanlığın çok yaman ve aldatıcı öğretmenidir; bizi ağır ağır, gizlice etkisine alıp, sonar da yetkin baskısını kurar.
Say yayınlarıKitabı okudu
''Eleştirel düşünce, çocuklarda görülen türde farkına varmaktır; çocuklar, yetişkinlerden çok daha eleştirel olurlar. Çocuklar annesinin Bayan X'e, 'Seni görmek ne güzel,' dediğini duyar, anne bu şekilde numara yaparak konuşmayı sürdürür, sonar Bayan X gittiğinde kocasına, 'Şükürler olsun, gitti,' der. Çocuk bu çelişkiyi görür ve belki de sormaya yeltenir, işte o zaman eleştirel düşünüşü yavaş yavaş bastırılır. Anne ya bir yalan atar veya kızar veya üzülür ya da, 'Bunu anlamazsın,' der, böylece çocuğun eleştirel düşünüşü, artık hiç eleştirel bir düşüncesi kalmayana kadar yavaş yavaş bastırılır.''
Sayfa 168Kitabı okudu
Türk asıllılardan binbaşı bile yoktu. Türk cumhuriyetlerinin bütün kilit noktaları Türk olmayanların elindeydi. Hele o zamanlar ÇEKA, daha sonar NKVD adıyla bilinen Rus emniyet ve istihbarat teşkilatı tamamile Rus, Ermeni ve Gürcülerin ellerindeydi. Stalin'in Türk asıllı münevverlerine ve idarecilere bu muamelesi Türk milletinin hayrına olmuştu. Türk münevverliğine baskı yapılmadıkça, aşağılanmadıkça onun milli gururu şahlanmazdı. Bu vasfın sahibi bir millet olduğumuzu kabul etmemiz gerekiyor. Yabancı bizi çiğnemedikçe, hakir görmedikçe uyanmıyoruz. Beşbin senelik Türk tarihinin son bağımsız devleti olan Türkiyemizde bile karşılaştığımız felaketlerin sebebi buna dayanıyor. İttihad Terakki devriyle, Atatürk'ün yaşadığı yılları çıkarsak Türk milli varlığını koruyan kaynaklardan mahrumuz. Devletin başındakiler nazarında komünistler, Kürtçüler, neyse, Türk milli duygusunu savunan ve "bu devlet benim devletimdir, kendini Türk saymayanlar devletimi bölüp parçalayamazlar" diyenler de aynı değerdedirler. Devleti yıkmak isteyenle onu savunan aynı kefeye konmaktadır.
98 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.