Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Senden doymaq olarmı,heyat,sen ne şirinsen!
Senden doymaq olarmi,heyat sen ne şirinsen! Ancaq hamının deyil,sen heyatın qedrini yalnız bilenlerinsen! Özunu bu dunyada heç kes qonaq sanmamış, Ancaq ömrun özu de beraber paylanmamış. Ömur paylanan zaman görun kime ne duşdu, Uç yuz il boz qarğaya, on il şahine duşdu. Heyat, sen ne şirinsen kim senden doydu getdi? Gedenler bu dunyada qelbini
Sayfa 26 - Qanun nesriyyati 2022Kitabı okudu
Rus enerji bilimi uzmanı Dr, Vanga'yi anlatıyor
Beyni bilgi yakalamaya ayarlanmıştır, aynen bir araştıran bilgisayar sistemi gibi. Dünyaca ünlü kahinin beyninde bilgi dalgalarını yakalayan bir nevi sonar bulunuyor. Doktor Negri-betski'ye göre öngörülerinde küp şeker kullanmasının sebebi budur: Şeker kristal bir yapıya sahiptir. Kristaller büyük miktarda bilgi emer ve ihtiva eder. Tüm mesele bilgiyi oradan çıkarabilmektir
Reklam
birgün çıkıp geldiler - anlamsız yüzlerini ve gülüşlerini - tüketimartıklarını üretimorganlarını ve eski külotlarını - çik­letlerini çukulatalarını getirip bıraktılar - tiklerini mimiklerini çiğliklerini - gençkızların düşlerini getirip bıraktılar - hergün hergün yeniden getirip bıraktılar - iplerini oltalarını konser-
Sayfa 42
“Kimi kadınlar geçiyor, çarşaflı ya da Köylü giysili. Ama ayakları lastikten. Lastikle asfalt, uzun bir ayrılıktan sonar kavuşmuş gibi yapışıp kalıyorlar, birbirlerine.”
Önceleri çok yaşayamayacağını düşündüğüm için özürlü olanı emzirmiyordum. Sonar kendi kendime "Zavallıcığın ne suçu var?" diye düşündüm ve acıyarak onu da besledim. Böylece kendi oğlumla birlikte bu iki kızı da büyüttüm.
Süfilerden biri "Süfyan-ı Sevri'yi ölümünden sonar rüyada gördüm. Dedim ki 'Allah sana nasıl davrandı?'. 'Ayağımın birini sırat köprüsü üzerine, diğerini cennet üzerine koydum' dedi" diye anlatmıştır. Allah'ın selamı onu üzerine olsun. Fakih, zâhid, takvalı bir kimseydi. İlim öğrendi ve ilmiyle amel etti. Amel ederek ilme hakkını verdi, ihlaslı davranarak da amele hakkını verdi. Allah da ona doğrudan rızasını verdi. Peygamber (s.a.v.) de ona kendisine uyması sebebiyle rızasını verdi. Hz. Peygambere uymayan, bir eline dinini, diğer eline de ona indirilen kitabı almayan kimse yürüdüğü yolda Allah'a ulaşamaz. Kendisi helak olur, başkalarını da helak eder, kendisi sapar, başkalarını da saptırır. Kitap ve sünnet Allah'a götüren iki kılavuzdur. Kur'an Allah'a götüren kılavuz, Sünnet ise Peygambere götüren kılavuzdur.
Reklam
Vay be
Körler bazen yollarının üstündeki engelleri esrarengiz bir biçimde sezer. Bu sezgiye "yüzsel görme" adı verilmiş, çünkü körler, bunun yüze doku­ nulmasına benzer bir duygu olduğunu söylüyor. Bu konudaki raporlardan biri, evinin bulunduğu sokakta "yüzsel görme"yo­ luyla bisiklet süren, hem de oldukça hızlı süren bir çocuktan söz eder. Aslında, bu duyudan "yüzsel görme" olarak söz edilmesi­ ne karşın, deneyler bu sezginin yüzle ya da dokunınayla bir il­ gisi olmadığını göstermektedir; tıpkı kolsuz bir adamın kolunda ağrı hissetmesi gibi... "Yüzsel görme" sezgisi aslında kulaktarla ilgilidir. Körler, bilinçsizce de olsa, engelleri duyurnsamak için kendi ayak seslerinin ve başka seslerin yankılarını kullanır. Mühendisler bu ilkeyi kullanmaya başladıklarında -örneğin, denizin derinliğini ölçmek için- körlere ilişkin gerçek henüz keşfedilmemişti. Keşfedildikten sonra da, silah tasarımcılarının bu yöntemi denizaltıların saptanmasına uyarlamaları yalnızca zaman meselesi olmuştu. İkinci Dünya Savaşı'nda her iki taraf da, Asdic (İngiliz) ya da Sonar (Amerikan) adı verilen bu ci­ hazların yanı sıra, ses yankıları yerine telsiz dalgalarının yankı­ larıyla çalışan, benzer Radar (American) ya da RDF (İngiliz) teknolojisi kullanan cihaziarı yoğun biçimde kullandılar
ABD'li Gazeteci
Amerikalı bir gazeteci ona, "Siz Amerika'nın nelerini alacaksınız?" demiş. Atatürk de, " Biz maymun değiliz taklit edecek, kendimize gerekeni yapacağız." yanıtını vermiş. Ama sonar gelenler maymun olmaktan bir türlü vazgeçemediler.
Sayfa 124Kitabı okudu
Su altı araştırmalarında kullanılan uzaktan algılama yöntemi olan SONAR sistemlerde okyanusun derinlerine inmeden okyanus tabanı ile ilgili haritaların üretilmesi mümkün.
Sayfa 78
Sanki bir soru: Yangınlar mı,  gül bahçesi mi? Gitmek mi, kalmak mı? Ölüm mü, hayat mı? Bilinci var ve yok arasında bir noktada uyanmakla uyanma­mayı tartıyordu. Ruhuyla bedeni arasında bir mücadele  ... Düşünmek istiyor ama düşünemiyor, aklındakiler bir sonar  cihazının ses dalgaları gibi helezonik zonklamalar halinde yakınlaşıp uzaklaşıyordu.
Reklam
Kant, dünyayı olduğu gibi bilemediğimizi, anlayışımızın sadece bizim yorumumuzla kısıtlı kaldığını söylemiştir. Objelerin gerçek doğalarının nasıl olduğunu bilmiyoruz. Sadece insanlara özgü algılarımızla o objeleri yorumluyoruz. Örneğin insanlar dünyayı yarasalardan daha farklı deneyimler.İnsanlar resimler görürken, yarasalar sonar sistemleriyle etraflarını inceler. İnsanlar renklerin ayrımına varır, köpeklerse dünyayı siyah beyaz görür. Hiçbir deneyim diğerinden daha doğru değildir. Sadece farklıdır. Kimse mutlak gerçeğe sahip değildir, sadece mutlak gerçeğin kendilerine göre yorumlanmış haline sahiptir.
Askeri için kendini feda eden bir general.
General Schmidt, Teğmen Köhne'ye bir şeyler fısıldadı. Sonar yüksek sesle Schütte'ye ve radyo­ cuya: “Buradan hiç kurtulma şansımız yok. Siz ikiniz kaçmaya bakın. Ben Rusları kendi üzerimi­ze çekmek ve ateş ederek sizi korumak için Teğ­men Köhne ile birlikte burada kalacağım,” dedi. General Gustav Schmidt'in yakasında meşe yaprakları vardı. Elliüç yaşındaki bu subay, yıllardır kendi arabasını süren askerin neler düşündüğünü anla­dı. Gülümsedi ve yalancıktan sert bir sesle: “Haydi! Koşun çocuklar! Emrediyorum!”
U-Botlar
Altı yıl süren deniz harekatı sırasında toplam 785 Alman U-botu, Müttefik gemileri ve uçakları tarafından sulara gömüldü. Ancak U-botların Müttefik ticaret filosuna verdiği zararın neredeyse haddi hesabı yoktu. Yaklaşık 45 kişilik bir mürettebattan oluşan U-botların her biri, karmaşık bir hedefleme sürecinin ardından geminin hem baş hem de kıç
Sayfa 170 - Dokuzuncu Bölüm: Denizdeki Savaş, U-BotlarKitabı okudu
sonic sonar mübarek...
Ah Alyoşa, nasıl da bilirsiniz hepsini! Bu kadar genç olduğunuz halde insan ruhunun içini dışını biliyorsunuz.
98 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.