Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Darvincilik başlıklı makale
24 Kasım 1859'da, Türlerin Kökeni'ni yayınlayan Darwin, bilimsel evrim teorisinin temelini atarken, canlı varlık popülasyonlarında üreme sırasında gerçekleşen küçük değişiklikleri ve bu varyasyonların doğal seçiliminin özellikle çevreye ve nüfus fazlasına bağlı olduğunu ifade eden varyasyon/seçilim kavramsal çifti sayesinde biyolojide
Sayfa 188 - Yordam KitapKitabı okudu
Ayrıca, günümüzde bilim metodolojisi üzerinde çalışanlar, ısrarla, tekil gözlemlerden bilimsel teorinin inşa edilemeyeceğini söyleseler de, bunlar olmadan sos­yal bilimlerde teorilerin kurulamayacağı bir gerçektir.
Sayfa 31 - Remzi KitabeviKitabı okuyor
Reklam
Bilimde tarafsız algoritma var mıdır?
En yapay ve bilgilendiricilikten uzak önermeler bir kenara bırakılırsa, (bütün paradigmalara uygulanabilen) çerçeveleyici kurallar seti olmaması anlamında, bilim için hiçbir tarafsız algoritma bulunmadığını söylemek isabetlidir.
Sayfa 210
Eleştirel Akılcılık
Mustafa Kemal'in kafasında yalnız askerlik bilimi değil, tüm yaşam problem teşhisi ve problem çözümü halkalarından oluşan sürekli bir zincirdi. Bu zinciri herhangi bir yerde kesmeyi öngören her türlü doktrin O'nun düşüncesine tamamen yabancıydı. Cumhuriyet Halk Partisini kastederek: "Paşam, bu partinin doktrini yok" diyen Yakup Kadri Karaosmanoğlu'na "Elbette yok çocuğum, eğer doktrine gidersek hareketi dondururuz" diye karşılık vermemiş miydi. Mustafa Kemal, modern fen bilimlerinin genel bilim anlayışına ve felsefesine büyük ölçüde yirminci yüzyılda açık olarak soktuğu varsayım üretme—varsayımı gözlemle sınama—sınav ışığında eski varsayımı yanlışlayarak terketme ve yeni varsayım üretme—yeni varsayımı gözlemle sınama yöntemini hem kuramsal düşünceleriyle, hem de bizzat icraatıyla sosyal bilimlere taşımıştı. Bu yüzden, modern fen bilimi öncesi "son gerçeğin" bulunabileceğini ve bulunduğunun farkına varılabileceğini zanneden tüm dogmatik görüşlere -ki bunlara her türlü dinsel inançla beraber marksizm ve nasyonal sosyalizm gibi yirminci yüzyılda çok etkili olmuş, hatta denebilir ki bu yüzyıla damgasını vurmuş, doktrinler de dahildir- sırtını çevirmişti. O'nun görüşünün adını burada artık koymak istiyorum. Atatürk'ün bilim —hattâ yaşam— felsefesi, Albert Einstein'den (1879-1955) Jacques Monod'ya (1910- 1976) kadar uzanan yüzyılımızın bir sıra büyük fen bilimcisinin kendilerine yakıştırdıkları ve bütün zamanların en büyük bilim felsefecisi diye bilinen Sir Karl R. Popper'in (1902-1994) tanımladığı şekliyle eleştirel akılcılıktı.
Sayfa 13 - GirişKitabı okudu
Auguste Comte ve Sosyoloji
Comte, Fransız devriminden hemen sonra doğdu. O'nun sosyolojisi, yaşadığı dönemin bir yorumudur. ...Birçok yazar, O'nu sosyolojinin (en azından Fransız sosyolojisinin) kurucusu olarak görür. ... Comte, sosyolojiyi "pozitif bir bilim" ve "toplum mühendisliği" olarak tasarlamıştır. Bu yeni bilimin temel amacı topluma hizmettir. ...Sosyolojiyi "sosyal statik" ve "sosyal dinamik" şeklinde ikiye ayırır. Sosyal statik, her toplumdaki göreli istikrarlı ilişkiler ile sosyal yapı üzerinde odaklanır. Sosyal dinamik ise, insanlığın bir aşamadan diğerine geçmesini, yani toplumdaki değişimi ifade eder. (15) Comte, evrimci bir düşünürdür. Tarihi bir ilerleme süreci olarak görür ve dolayısıyla iyimserdir. (15) Bkz. Freyer, H., Age, s.51-52; Bruhl, L.L., Auguste Comte: Felsefesi ve Sosyolojisi, İÜİF Yay. İstanbul, 1970, s. 185-204.
Sayfa 30 - Ekin Yayınları, 17. BaskıKitabı okuyor
"Evli insanlardan oluşan bazı sosyal çevrelerde, büyük, dost canlısı bir sokak köpeğine nasıl acınıyorsa, otuz yaşını aşmış bekâr bir kadına da aynı şekilde acınır."
Sayfa 260Kitabı okudu
Reklam
_Derin acılar, insanı seçkinleştirip diğer insanlardan farklı kılar. _Wagner, çok derin acılar çeken biri – diğer müzisyenlerden üstün yanı da bu. Her alanda Wagner'e ve bestelediği müziğe hayranım. _Derin acılar çekmiş her insanın ruhsal iğrençliği ve gururu, bir kişinin ne kadar acı çektiği, neredeyse onun değer dizgesi içerisindeki yerini
Batı uygarlığı yeni bir Karanlık Çağın tehdidiyle yüz yüze gelmişti.
Bu koşullar altında, Popper'i en çok ilgilendiren, totaliter fikirlerin çekiciliğini anlamak ve açıkla­mak ve onları çürütmek için elinden gelen her şeyi yapmak, aynı zamanda da en geniş anlamıyla özgürlüğün değer ve önemini yaymaktı. Bu geniş program, sosyal demokrasi felsefesini-zamanca da rnekanca da en evrensel bir bağlama oturtmaktadır.
Sayfa 80 - Remzi KitabeviKitabı okudu
_Az yemek, az uyku, az konuşmak ve herkesle düşüp kalkmamak. İşte doktora ihtiyaç olmaması için yapılması gerekenler bunlardır. _Az ye! Yedikten sonra hazmoluncaya kadar başka bir şey yeme! Zira şifa yemeğin hazmolunmasındadır. İnsanın sağlığını bozan yemek üzerine yemek yemektir. Tıp ilmi ki beyte sığdırılmıştır. Ve söylemenin güzeli de kısa
154 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.