Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Sosyal fobi ve utangaçlık
"Gözleriniz bağlı bir şekilde daha önce hiç tanımadığınız bir yere bırakıldığınızı düşünün. İlk yapılacak iş gözlerinizi açıp nerede olduğunuzu anlamaya çalışmak olmalıdır tahminen. Şehir mi, köy mü, ormanlık alan mı, neredesiniz? Herhangi tanıdık bir koku alınıyor, ses duyuluyor, herhangi tanıdık bir şekil gözlenebiliyor mu? Nerede olduğunun anlaşılma hızı, bir anlamda, bildik ve tanıdık bir referans noktası bulunma hızı ile doğru orantılıdır. Bulunulan yer, örnek olarak yıllardır içinde yaşanılan sokak, kişinin kendisini güvende hissedip kolaylıkla ne yapılacağına karar verilmesine yol açar. Bilinmeyen bir yerde gözlerini açan çoğu kişinin vereceği tepki, ilk aşamada hafif bir ürperti hissetmek olacaktır. Hafif heyecan ile karışık çekingenlik hissi, algılanan başka bir duygudur. Hafif güvensizlik duygusu ve onun ardılı olan kendini güvenceye alma çalışma davranışı ve aynı zamanda olumsuz düşüncelerin baskın olması, birbirini takip eden üç önemli olgudur. Kendini koruma ve güvenceye alma ihtiyacının, insanın daha ilk çağlardan itibaren gözlemlenen doğal belirtisi, yukarıda belirtildiği üzere kaçınma, kollama ve utangaçlık olarak da kendini gösterebilen sakınganlık olarak olagelmiştir.".... Hasan Durna kitapyurdu.com/yazar/hasan-dur...
“Ayrıca çekingenlik, utangaçlık duyguları kişiyi baskılar ve gerçek tepkilerini göstermesini engeller. Bu kişilerin en belirgin özelliği sessizliktir. Ancak sessiz kişilerin hiçbir şey düşünmediklerini ya da hiçbir çözüme ulaşamadıklarını düşünmek tamamen yanlış olur. Sessizler ancak derin düşünen kişilerdir. Zaten bu kadar derin düşünmeseler, bu kadar hassas olmasalar böyle bir sorun ortaya çıkmayacaktır.”
Sayfa 29 - TimaşKitabı okudu
Reklam
135 syf.
·
Puan vermedi
O kadarda çekingen olma çekingen insanların zaman zaman duymak zorunda kaldığı bir cümledir bunu söyleyenlerin çekingen olması mümkün değil aksi oldaydı bunun pek mümkün olmadığını bilirlerdi birisine spontene ol yada gül demek gibi birşeydir spontene olmak yada gülmek tek tuşla olmuyorsa çekingenlikte tek komutla kurtulunabilen bir davranış
Kendine Güven
Kendine GüvenRita Steininger · İletişim Yayınevi · 2019131 okunma
Utangaçlık ve sosyal fobi arasındaki ilişki
”Utangaçlık dört farklı kategoriden oluşur. İlk aşamadaki utangaçlık her insanda görülen, yeni bir durum ile ortaya çıkan veya günlük yaşamda sıkıntı yaratmadan hissedilen, arada sırada karşılaşılan utangaçlıktır. İkinci aşamadaki utangaçlık sadece belirli durumlarda ve belirli yerlerde ortaya çıkıp, kişinin yaşamını sadece o anda ve o zaman dilimi içinde kısıtlayan utangaçlık tipidir. Üçüncü kategori utangaçlık ise, utangaçlığın kişinin yaşamında sorun oluşturduğu biçimidir. Bu düzeydeki utangaçlık, kişi yaşamını etkileyip kaygıya yol açar. Tahminen toplumun yüzde 10 veya 15´inin bu tip utangaçlık dolayısı ile sorun yaşadığı tahmin edilmektedir. Dördüncü ve sonuncu tip utangaçlık ise kişinin utangaçlığa yol açan şeyleri yapmamak, o durumlar ile karşılaşmamak için kendisini eve kapatması gibi aşırı davranışlara yol açan bir tiptir. İşte bu tanımlanan utangaçlık tipi, sosyal fobi bozukluğu tanısı konulan kişilerde görülebilen utangaçlıktır. Utangaçlığın gelişip insan yaşamını engeller olması sosyal fobiyi çağrıştırsa da daha önce belirtildiği gibi her sosyal fobili kişi utangaç değildir. Veya tam tersi utangaçlığı sosyal fobiye yol açan bir kişilik özelliği, nihayetinde sosyal fobi bozukluğunu getiren öğrenilmiş sosyal davranış kalıbı olarak nitelendirme de yanlıştır. Devam eden satırlarda da okunulacağı üzere sosyal fobi nedenleri, sonuçları, kişisel ve genel özellikleri ile ayrıntılarıyla irdelenmesi gereken bir psikiyatrik rahatsızlıktır…” Sosyal fobi kim korkar sosyalfobiden! Pegem Akademi Yayıncılık #Kimkorkarsosyalfobiden #Kimkorkarpanikataktan
Sayfa 17 - Pegem Akademi YayıncılıkKitabı okudu
80 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Sosyal fobi
"Sosyal fobi nedir?" konulu bir çocuk kitabı. Iletişim kurmakta güçlük çeken Emre'nin pedagog macerasını okuyoruz ve okudukça öğreniyoruz. Öğreniyoruz ki sosyal fobi utangaclikla aynı değildir. Utangaclik doğuştan gelen bir karakterken sosyal fobi sonradan gelişen bir problemdir. Bu problemin kaynağı da aile ya da çevre oluyor genellikle. Sosyal fobinin en büyük destekçisi "dedikodu". DEDIKODU YAPILAN EVLERDEKI ÇOCUKLAR SOSYAL FOBIYE YAKALANIYOR. Dedikodu yapıldığını gören çocuk eğer yanlış yaparsa kendisi hakkında da böyle konuşulacağını düşünüp "aptal" olma endişesi taşır. Bu yüzden kendini ifade etmekte zorlanır.
Rahat Bırakın Beni
Rahat Bırakın BeniAdem Güneş · Nesil Yayınları · 2020237 okunma
"Alkol ve uyuşturucu, sakinleştirici ilaçlar bataklıktır. Çıkmaz yoldur, her geçen gün daha dibe batar." Alkol... Asla deneme! Uyuşturucu haplar... Asla deneme! Sakinleştirici haplar... Asla deneme!
Sayfa 112Kitabı okudu
Reklam
Sosyal fobi tanımadığı insanlarla karşılaşabileceği ya da başkalarının gözünün üzerinde olacağı kaygısıyla, bir ya da çok sayıda toplumsal eyleme katılmaktan belirgin ve sürekli korku duymaktır. Kişi küçük duruma düşeceğinden, utanç duyacağı tarzda davranacağından korkar ve anksiyete içinde kalır. Genel deyimde utangaçlık denilen durum budur. Çocuklarda gençliğin ilk yaşlarına kadar oldukça normaldir. Daha ileri yaşlarda bir topluluk önünde söz almak, sahneye çıkmak zorunda kalmaktan duyulan korku da bir sosyal fobi şeklidir. Ama sosyal fobi tanısı koyabilmek için bu çekingenlik ve kaçınganlığın benzeri her durumda olması gerekir. Bir defalık çekinmeler tanı için yeterli değildir. Normal kimselerde, bedensel kusurların herhangi bir fobik çekinmeye yol açmaması gerekir. sosyal fobi genellikle çocuk yaşta belirir ve buluğda, ilkgençlik yıllarında doruğuna ulaşır. İleri yaşlarda kendiliğinden geçer ya da bazı reaksiyon formasyonuyla örtülür, şekil değiştirir, hatta kişi çok sosyal birisi haline gelebilir.
Hayalet gibiydim, sadece gözlemliyordum, her şeyi fark ediyordum ama konuşmak istediğimde görünmez bir duvara çarpıyordum. Konuşmaya çalıştıkça sesim titriyordu, cümlelerimi unutuyordum... Düşüncelerin ardı arkası kesilmiyordu sonra...
Herkesin seçim sandığı suskunluk benim için en büyük cezaydı aslında ve çok acı çekiyordum...
80 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Terapi hikâyesi adı altında geçen, bilinçaltı terapi yöntemiyle hazırlanan bu kitapta Emre adında sosyal fobisi olan çocuğu ve bunun utangaçlık denilerek geçiştirilmesini anlatıyor Adem Güneş. Sosyal fobi dediğimiz şey, bir kişinin sosyal çevre içerisinde kendini rahat hissetmemesidir. Ki insan yaradılış gereği suni, yapay ortamlarda kendini rahat hissetmez. Yani, insanların gerçek kimlikleri ile bulunmadığı ortamlar genellikle çok rahatsız edicidir. Bu durumdan rahatsızlık duyan bir çocuğun hislerini utangaçlık diyerek geçiştirmek elbette doğru olmayacaktır. Sosyal fobinin sebepleri farklı olabilmektedir. Emre'nin sosyal fobiye yakalanma sebebi ise annesidir. Çünkü kendisi sürekli dedikodu yapmaktadır ve dedikodu yapılan evlerdeki çocukların sosyal fobiye yakalanmaları an meselesidir. Pedagojinin temel yasalarından biri şudur: "Çocuk dünyayı annesinin üzerinden tanır." Bu durumda sorunu çocukta görerek onun üstüne daha çok gitmek sorunu büyütmekten başka işe yaramayacaktır. Anne önce kendini onarmalı, ardından bir uzman yardımıyla çocuk ile iş birliği içerisinde olarak üstesinden gelmeye çalışmalıdır. Açıkçası kitabı çok akıcı ve hoş buldum. Hikâyelerle terapinin olayı anlaşılır kılmadaki önemini daha iyi anladım ve bu alanda daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiğini düşünüyorum.
Rahat Bırakın Beni
Rahat Bırakın BeniAdem Güneş · Nesil Yayınları · 2020237 okunma
Reklam
“Sosyal fobi kartopu gibidir . Kişi kaçtıkça , peşinden büyüyerek gelir.”
Sayfa 40
"Ortaya çıkabilecek hazin sonuç belki de duygu yelpazesinin büyük ölçüde ve geri dönüşü olmayacak biçimde yitimi ve insanın yaşantısının yoksullaşmasıdır. Kısa bir süre önce, münzevi Emily Dickinson büyük bir acının doğurduklarını ustalıkla yazabiliyordu. Büyük kederin ardından, kaskatı bir uyuşukluk çöker bedene/Sinirler dizilir sıra sıra mezarlar gibi matem içinde. Nathaniel Hawthorne suskunluğunu dünyayla sıkı bağlar kurmanın yeni bir biçimine dönüştürebiliyordu; bununla ilgili bir eleştiri de durumu, uygun biçimde "utangaçlığın felsefesi" olarak adlandırıyordu. Henry David Thoreau da kasabadan birkaç kilometre uzakta bir kulübede yaşayıp ısrarla yalnızlık isteyenlerdendi. Mektup almayı ya da kelle vergisini ödemeyi reddederek, "yavaş ve telaşız" bir hayat sürebilmek için diğer insanlardan uzak duruyordu. Bugünlerde olsa Dickinson, Prozac kullanırdı; Hawthorne, söyleşi programı Oprah 'ya çıkıp müşkül durumunu sosyal fobi diye adlandırarak ağıt yakardı. Thoreau da mahkemeye çağrılır; sivil itaatsizliği, insanın kendi vicdanının peşinden gitmesi olarak gördüğü için DSM'den bir tanı alırdı. 19. yüzyılda Thoreau, Hawthorne, Dickinson ve sayısız başka kişi insanlığa, derin düşüncelerden doğan bilgeliği bağışladılar. Bugünse psikiyatrlar bize ilaç kullanmamızı öneriyor." -Christopher Lane, Utangaçlık: Normal Bir Davranış Tarzı Nasıl Hastalık Haline Geldi?, İş Bankası Kültür Yayınları, syf: 11
Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı]
Amerikan Psikiyatri Birliği 1980 yılından itibaren, gözden geçirilmiş tanılarına duyduğu güvenle ve büyük bir tantanayla “sosyal fobi”, “kaçıngan kişilik bozukluğu” ve benzer birkaç durumu; büyük ölçüde genişlemiş Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders’ın [Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı] üçüncü basımına ekledi. Bütün dünyada psikiyatrların kutsal kitabı sayılan beş yüz sayfalık bu kılavuzda içedönük birey; soğuk, uzak, donuk ve düpedüz “yalnız” olmak gibi semptomlara sahip hafif derecede psikotik kişiye dönüştü.^
60 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.