Sosyal tabakalaşma piramidinde güçlü bir orta sınıf görülmemekte, gelir dağılımındaki dengesizlikle beraber bazı sınıflar kastlaşma temayülü göstermektedir. Sosyal hareketlilik aşağıdan yukarıya kesafet kazanmış olup, ferdiyetçi bir yapı kurulamamıştır. Gayri sabit cemaatçi yapı hususiyetleri gösteren ülkemizde hakimiyet zümreleri sık sık nöbet değiştirmektedir. İyi idare edilemeyen ve kaht-ı rical dönemi yaşayan ülkemizde eğitim en büyük dert olarak varlığını korumaktadır. Dinimiz, ortak milli ve manevi değerlerimiz birer bütünleşme vesilesi iken, ayrılma ve bölünme sebepleri gibi tartışılmaktadır. Medyanın sosyal barışı ve bütünleşmeyi sağlamada hiçbir rolü olmamakta, tamamen bunun tersine işleyişe göz yumulmaktadır. Demokrasinin, laikliğin, hukuk üstünlüğünün, insan hakları ve hürriyetlerine saygının tam gerçekleşemediği, içerden ve dışarıdan gelen ağır tenkitlere rağmen düzelme emarelerinin görülmediği yurdumuzda bu sebeplere bağlı bir sosyal çözülme (anomi) hali göze çarpmaktadır.
Sayfa 112Kitabı okudu
Sosyal Tabakalaşma
Hindistan' da ne yaptığınızla değil, ne olduğunuzla yargılanırsınız.
Sayfa 165 - Can yayın evi, 4. BaskıKitabı okudu
Reklam
Hindistan'da, dünyanın en eski tabakalaşma biçimlerinden biri olan kast sistemi hala hüküm sürüyor. Hindistan'da kast sistemi toplumu yukarıdan aşağıya dört ana sınıfa bölüyor. Brahmanlar(bilginler ve rahipler), Kshatriyalar(askerler, prensler ve yöneticiler), Vaisyalar(çiftçi, tüccar ve toprak sahipleri) ve Sudralar(işçiler ve köleler). Çingene nüfusunun yüzde 80'inden fazlası kast sisteminin en alt sosyal grubunda yer alıyor. Bu kasttakiler "Dokunulmazlar" olarak adlandırılıyor. "Dokunulmazlar" kavramı, yüksek kast üyelerinin, en aşağıdaki kasta mensup insanların kirli olduğu inancına yaslanıyor.
Sayfa 44
Gök Türklerde sinıflasma ve sosyal tabakalaşma olduğuna dair kaynaklarda herhangi bir malumat yoktur..
Tüccar burjuva ve devlet
Osmanlı ekonomisinin 19. yüzyılda en canlı kesimleri ticaret ve finans olmuş, ekonominin kapitalizme açılması da bu alanlar üzerinden gerçekleşmiştir. Ticari ve finansal alanda yaşanan gelişmeler aynı zamanda ülke içinde de yeni sosyal grupların doğmasına imkân sağlamıştır. 19. yüzyıla gelindiğinde imparatorluğun gayrimüslim nüfusunun bir bölümü köylü üreticiler ile yabancı sermayeler arasındaki bağlantıyı kuran bir aracı sını fına dönüşmüştü. Böylece köylü üreticiler ve bürokrat sınıfından oluşan ikili yapıya gayrimüslim tüccarlardan oluşan bir sınıf daha katılmıştı.
Mustazaf Kavramı
Mustaz'af kelimesi "zayıf ve cılız olmak” anlamındaki "za'f" kökünün istif'âl kalıbından türemiş bir sıfat olup "zayıf ve cılız kabul edilen, hakir görülen” anlamlarına gelmektedir. Güçlü anlamına gelen "kuvvet" kelimesinin zıddıdır. Mustazaf kelimesinin başındaki "sin” harfi, kelimenin gerçek zaaf ifade etmediği, başkalarınca zayıf düşürülmüş anlamına geldiğini göstermektedir. İnsanın yerleşik hayata geçmesiyle başlayan sosyal tabakalaşma sürecinde, refah ve iktidarı elinde tutan hâkim sınıf MELE ve kendilerine sınırlı imkânlar sunulan MUSTAZAF sınıf olmak üzere iki gurup ortaya çıkmıştır. Hz. Peygamber döneminde de bu iki sınıfın yansımaları görülmektedir.
Sayfa 16 - ENDÜLÜS YAYINLARIKitabı okuyacak
Reklam
94 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.