Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Karamazov Kardeşler
“Gerçekten, yararlı bir sevgi hayal sevgisinden çok acımasız ve korkunçtur. Hayal sevgisi çabuk, kolayca yapılan, herkesin dikkatini çeken bir kahramanlık ister. Her şey sahnedeymiş gibi, alemin gözü önünde, takdirler içinde yapılsın, ne olacaksa bir an önce meydana çıksın diye hayatını verenler olur. Oysa iş gören sevgi, çaba, dayanıklılık ister, bazılarına göre kendi başına bilimdir. Yalnız size şimdiden haber vereyim ki, bütün çabanıza rağmen amacınıza ulaşmak şöyle dursun, ondan gitgide uzaklaşmış gibi olduğunuzu dehşetle göreceğiniz anda dikkat edin, tam o anda birdenbire amacınıza ulaşacak, sizi her zaman seven, hareketlerinizi belirsizce çekip çeviren tanrının mucizeler yaratan gücünün varlığını açıkça hissedeceksiniz..” . . #karamavozkardeşler #kültüryayınları
128 syf.
8/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Osamu Dazai’nin yarı otobiyografik eseri olarak nitelendirilen ‘İnsanlığımı Yitirirken’ büyük bir depresyon ve yabancılaşmanın hikayesi. Hatta bazılarına göre yazarın intihar mektubu. Bu nedenle ben herkes bu kitabı okumalı düşüncesinin aksine herkes bu kitabı okumamalı düşüncesindeyim. Hikayenin akıcılığı, anlatılış tarzı ve olaylar yazarın hayat hikayesi okunduğunda çok daha anlamlı hale gelmekte. Varoluş sancısı, hayır diyememe ve ait hissedememe üstüne kişiye birçok katkı sunacak bir kitap. Aynı zamanda kişinin dış benliği ile iç benliği arasındaki çatışmayı çok güzel anlatan kitaplardan biri bence. Ancak toplumsal yargılar, tabular, topluma yabancılaşma ve bunun sonucunda dışlanmalar ile gelen hayattan kopma.. Tüm bu yaşantıların gerçekliği göz önüne alındığında okuyucunun nasıl tepki vereceği öngörülemeyecek bir kitap. Mark Gibeau sonsözde romandaki ezici mesajı şöyle açıklıyor; ‘Başka birini tanımanın imkansızlığını. Yani, anlamanın ve anlaşılmanın imkansızlığını.’ Kitapta var olan karamsarlığa fazla yaklaşmadan iyi okumalar dilerim.
İnsanlığımı Yitirirken
İnsanlığımı YitirirkenOsamu Dazai · İthaki Yayınları · 202334bin okunma
Reklam
Orkun'un Yayın Macerası ve Sonu: Orkun'da hiç aksamayan iki köşe vardı: "Orkun'dan Sesler" ve "Türkiye'nin Köy ve Kasabaları". Bunlardan birincisinde haftanın bazı haberleri çok defa mizahi bir üslupla ele alınıyor ve ayrıca 1944'e ait güldürücü hatıralara yer veriliyordu. Diğerinde çeşitli şehir,
Atsız başlangıçta dergiyle fiilen de meşgul oluyor ve yoruluyordu. 01 Ekim 1950'de Yılanlıoğlu'na yazdığı mektupta “Bu Orkun dergisi böyle giderse benim imanımı gevretecek. Bir tashîh memuru tuttuk ama daha iş kıvamına girmedi." demektedir (Hacaloğlu 2013: 43). Yine Yılanlıoğlu'na yazdığı 11 Ocak 1951 tarihli bir mektubunda ise
Saraybosna, şimdi bizim için de bir sımsıcak türküdür, bir hazin ağıttır. Yüzyıllardan beri Türk'ü dile getiren bir yanık türkü. Avrupa'da yıkılmaktan kurtulan köprülerimizden bazılarına, 20. yüzyıl sanat tarihçileri hep hayranlıkla bakıyorlar. Yugoslavya'da Mostar Nehri üzerine en zarif ölçülerle kondurulan Mostar Köprüsü, Türk'ün sanat şaheserleri arasında. Fransız yazarlardan A. Poullet, Mostar Köprüsü için şunları yazmış: "İnşasının, emsaliyle mukayese kabul etmez cür'eti karşısında sarsıldım. Venedik'in mimarî harikası sayılan Realte'den bile genişti." Avusturyalı yazar Michel'in duygularıysa şöyle: "Taş kesilmiş bir hilâl... Bütün dünyada eşi olmayan bir şaheser!"
Sayfa 14 - Yakın Plan YayınlarıKitabı okuyor
Osmanlı devlet adamı ve âlimi olan Lütfi Paşa, Osmanlı hilafetinin meşruiyetine dair telif etmiş olduğu Halasü'l-ümme fi ma'rifeti'l-e'imme adlı konuyla ilgili şunları aktarmaktadır: Gölge nimettir. Bazılarına göre muhafazadır. Bazılarına göre heybettir. Bazıları şöyle demiştir: (Burada] Gölge istiaredir (bir benzetmedir), benzetmenin yönü ise, bir şeyin gölgesi genelde ona uygun olup onu hatırlatan şeydir. Sultan da öyledir. Çünkü onun varlığıyla memleket işleri düzene girer. Tıpkı Hak Teâlâ'nın varlığıyla mümkināt zincirinin düzene girdiği gibi. Zira gölgeden istifade edilir ve hararet derecesi yükseldiğinde ona sığınılır. Aynı şekilde sultandan da istifade edilir ve şer kıvılcımları ortaya çıktığında ona sığınılır. Resulullah'ın "Her mazlum ona sığınır" kavlinin münasibi budur.
Sayfa 63 - KlasikKitabı okudu
Reklam
687 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
267 günde okudu
Insanlar ikiye ayrılırlar. yalnızca insan soyunun üremesine yarayan basit insanlar, yeni bir şey söyleyebilme yeteneğine sahip üstün insanlar. kanuna boyun eğen, toplumun kurallarını uysallıkla benimseyen ve idare edilmekten zevk alanlar, birinci kategorideki insanlardır, idare edilmek onların vazifesidir. ikinci kategoridekiler, kurallara
Suç ve Ceza
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022159,8bin okunma
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Said Nursi'nin medrese hayatı
Ciddi bir şevk ile tahsili gözüne aldı ve bu niyetle nahiyeleri İsparit Ocağı dahilinde bulunan Tağ Köyünde Molla Mehmed Emin Efendi'nin medresesine gitti fakat fazla duramadı. Hâle-i fitriyeleri icabı, daima izzetini koruması ve hatta amirâne söylenen küçük bir söze dahi tahammül edememesi; medreseden ayrılmasına sebeb oldu. Tekrar
Sayfa 28 - Süleymaniye vakfıKitabı okudu
318 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Bu kitap her ne kadar roman olsada sonuçta Tarihi Roman ve aynı zamanda Hayyamın rubaiyyat tefsiri. Tarihi romanlar, gerçek olan, olay veya şahsiyetlerin hikayeleştirilmesi, araya biraz hayal gücü katarak, okuyuca daha okunur bir hale getirerek tarihi sunmak. Ki şöyle kitapla ilgili yazılan bir iki incelemeye baktığımda yukarda bahsettiğim; yanlış bir sürü bilginin, bir çok okuyucu tarafından doğru olarak kabul gördüğünü gözlemledim. Yani bu kitabı okuyan çoğu okurumuz Amin Maalouf, nasıl tasvir ettiyse o şekilde biliyor; Selçuklu tarihini, Alparslan’ı, Melikşah’ı …Hayyamı Nizmülmülk ve Hasan sabbahı Siz farkında olmasanızda bu kitabı okuduğunuzda, şayet bilmiyorsanız Selçuklular’ı, Alparslan’ı, Melikşah’ı ; Amin Maalouf’un tarif ettiği haliye tanıyacaksınız. Bu da bazılarına önemsiz gelebilir; anlıyorum, fakat unutmayın ki gerçekler her zaman önemlidir. Ama bu romanı okuyup, yazılan her şeye inanan okuyucu bir sürü yalana inanmaz mı? Evet güzel sürükleyici ama bilmeyeni yarlardan aşağı uçurucu buldum… Fransada yaşayan bir arap/Lübnanlının İran ve Türklere bakabilecegi göz başka şeyler görse şaşardım… Haaa… Kitaptaki güzel cümleleri görüp hakkını verdiğimi de bilmenizi isterim… Unutmadan… Kitap Ömer Hayyamın Rubaiyatının bir çevirisi niteligini de hakediyor!
Semerkant
SemerkantAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 202061,7bin okunma
640 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.