Yalanmış her şey
Olmayacaksa neden olur gibi oldu
Gözlerimiz neden birbirine kavuştu
Sözlerimiz neden hep doğruydu
Belki aynı olmasak olurdu
Sözlerimiz belkide yanlıştı
Gözlerimizin ardı koca bir boşluktu
Kalplerimiz zaten kırılmıştı
Olmayacak hayalleri sevmişiz
Kendimizi hiçliğe hapis etmişiz
Dar bir çerçevede hayatımızı mahvetmişiz
Biz aslında yaşmayı bilmezmişiz
Soracaklar şimdi bize ne oldu
Kaybolan yıllarımız zihnimiz oldu
Raylardaki iki taraf gibi
Bizim yollarımız ayrılır oldu
Bir Çift Yürek Şimdi anlamaya başlıyordum: bizler karşılaştığımız her kişiye bir şey verirdik ama ne vereceğimizi sadece kendimiz kararlaştırırdık. Sözlerimiz, eylemlerimiz, ancak sürdürmeyi umut ettiğimiz yaşamın sahnesini oluşturmaya yönelikti.
Havva Bingöl
@Pueimy
·
30 Temmuz 2023 00:12
İnsanın bütün eylemleri kendisine yöneliktir, bütün hizmetleri kendine hizmettir, bütün sevgisi kendini sevmesindendir.
«Biz, fikir ve sözlerimiz uğruna ölsek de, o fikir ve sözler ruhlu birer vücut olarak kalacak, yahut da onları kanlarımızla sulayıp canlılar, ruhlular arasında yaşatacağız...»
| Seyyid KUTUB
«Fikirlerim için ölmeyi göze alamam.
Çünkü yanılıyor olabilirim...»
| Bertrand RUSSELL
Bir tarafta inandığı/savunduğu fikirlerin mutlak gerçekliğinden hereketle bu fikirler uğruna kendisini ölüme hazır hisseden bir zihin.Diğer tarafta ise mutlak hakîkat'e hiç bir zaman ulaşılamayacağı savını ortaya koyan, tüm dünya görüşlerine ve tüm fikirlere kuşku ile yaklaşılması tezini savunan bir zihin. Bence son dönemde yaşamış iki önemli mütefekkirden çağımızın insanının öğreneceği çok şey var.
#çocuklukşarkılarım🥀
"...
Sözlerimiz çarpıştığında aklımı kaçırmadan önce sesini bastıracağım. Şu ümit ışıklarını bulamıyorum. Niyetim yargılamak değil, ama sen konuşmanı okurken bu eziyet hâline geliyor.
Yeter artık!
Bir çocuk gibi kulaklarımı kapatıyorum.
Lafların bir anlam ifade etmediğinde "la,la la.." diyorum.
Konuştuğun zaman sesini kısıyorum. Çünkü kalbim onu durduramıyorsa onu engellemenin bir yolunu bulurum,derim ki:
La,la,la,la...
..."
Bastıracağım
open.spotify.com/track/3wPPWcVui...
~ Naughty Boy, Sam Smith
Kıt ve katı kesildim; hücrelerim nefret ve kirli öfkeyle dolu... bizler ki, nefret girdabını boynuna dolamış, insanlıktan soyunmuş... birer avaresiyiz yeryüzünün. Ve sen ki, gırtlağımıza dayanan kararmış buhranlar içerisinden; ruhlarımıza huzuru kaçırtarak sis bulutunu dağıtıyorsun... tedirgin oluyoruz, karanlıkta birer korkak!.. ellerimiz, kollarımız bilinmezlik dolu; göğsümüzde bir çocukluk esintisi, sözlerimiz hâlâ hüzün ve kimsesizlik dolu! Yanıyoruz! el etek çektik dünyadan... ey zulüm, nasıl da buluyorsun bizleri, nasıl kıracaksın bizleri, nasıl yerle bir olacağız; korkuyoruz ve titriyoruz anla!
Hatırlanıp kutlanması, günübirlik de olsa kadına değer verilmesi güzel bir olay ancak ben bu günün özellikle ‘kadınlar’ tarafından yanlış anlaşıldığını düşünüyorum. Kaynaklara göre;
•”Birleşmiş Milletler tarafından resmi olarak 1977'de kabul edilen "Dünya Kadınlar Günü", cinsiyet eşitliği, kadınların siyasi ve sosyal yerinin