Herkes, salt akılcılık ve sıfır duyguyla Mr. Spock gibi olsaydı, toplumlar şimdikinden daha iyi durumda olmayacaktı. Beyin için en iyisi, bir denge durumu, yani iç rakiplerin bir takım olarak çalışmasıdır.
Data üzdün be bizi. Bu gece de senin için yakıoz cigara
Uzay Yolu: Gelecek Nesil’deki Spock benzeri Data karakteri gibi, psikoloji ve duyguların zihinsel hayat üzerindeki gücünü, erdemlerini ve tehlikelerini takdir etmeye başlamıştır. Sonuçta Data da, kuru mantığının doğru insani çözümü bulmakta yetersiz kaldığını (yılgınlık içinde, tabii yılgınlık hissedebildiyse) görür. İnsanlığımız en çok duygularımızdan belli olur; Data çok önemli bir eksik olduğunun bilinciyle, hissetmeye çalışır. Arkadaşlık, sadakat arayışındadır.
Uzaylılar var. Ve aramızdalar. Kanlı canlı ve... Takma dişli!
Abbott korku içinde, çünkü yarın matematik sözlüsü var! Bundan nasıl kurtulabilir? Hasta numarası yapmak mı daha iyi? Yoksa Profesör Logaritma'yı kilere hapsetmek mi? Ya da belki… Tam takım bir uzaylı çıkarması mı organize etmeli? Dikkat dikkat galaksinin en beceriksiz uzaylıları baskına geliyor!
İyi okumalar:)
“Doğduğumuz evlerde yazılır kaderimiz. Yıllar önce Dr. Spock adlı bir Amerikalı, annelere yeni doğan bebekleriyle ilişkileri konusunda öneriler sunduğu bir kitap yayınlamıştı. “Bırakın ağlasın. Göreceksiniz iki üç gün ağlayıp sonra susacak, uslu, sizin kurallarınıza uyan bir bebek olacak” diyordu Dr.Spock.
O yıllar bu kitabı okuyan annelerin bebekleri günlerce yataklarında haykırarak ağlamış, kusmuş, boğulacak gibi olmuş ama anneler doktorun önerilerine uyarak asla bebeğin yanına gitmemiş, onu kucağına almamış, sallamamış, ona ninni söylememişti.
Gerçekten de bebekler bir süre sonra susmuştu. Anneleri tarafından doyurulamayan bu bebekleri sonradan hayat hiç doyuramadı.
Biri size, “ Bebeği kucağına alma, şımartma , bırak ağlasın” derse sakın kulak asmayın. Beynin gıdası ilişkidir. Bebeğin beynini aç bırakmayın.”