Sizin vazifeniz şefe gereken izahatı vermek ve yapılabilecek şeyleri ona göstermektir, ne yapılacağını ondan sormak değil. Unutmayınız ki, şefiniz sizden cevap bekliyor, sual değil. Sizin vazifeniz incelemek, yazmak, tekrar incelemek ve tekrar yazmaktır. Ta ki bütün çalışmanızı bir tek teklif halinde onun önüne koyabilesiniz. O teklifi ya kabul edecek, ya reddedecektir, sakın buna üzülmeyiniz, bundan sonrası ona aittir. Bu şekilde çalışmaya alışmış bir memur kurmay işi nazariyesini kavramış, tam bir memurdur. Belki bu sizin işlerinizi çoğaltacaktır, fakat böylece şefe daha fazla serbestlik sağlanmış olacaksınız ki, bu temel amaçtır. Bu sistem sayesinde iki şey başarılmış olur:
a) Şefin kıymetli zamanı yarı pişmiş fikirlerle, bitmez tükenmez sual ve cevaplarla boş yere israf edilemez. O da kendisine layık işlerle uğraşmaya vakit bulur.
b) "Satacak" gerçek bir fikri olan bir memur, bu sayede ona daha çabuk ve emin bir "pazar" bulabilir.
Size verilen herhangi bir işi tam yapıp yapmadığınızı anlamak için şu suali sormalısınız: Eger siz kendiniz şef olsaydınız, önünüze konan böyle bir kağıda hiç çekinmeden imzanızı basar ve ona ait bütün sorumluluğu üzerinize alarak mesleki şöhretinizi onun uğrunda tehlikeye koyabilir miydiniz?
Eğer bu suale vereceğiniz cevap "hayır" ise, onu sakın amirinizin önüne koymayınız, çünkü o sizden beklenilen tam iş değildir.