Öylesine mutsuzsunuz ki, hep, asıl suçlu benim, diye düşünüyorsunuz.
Sayfa 244 - İletişim Yayınları, İletişim Klasikleri
''Ayrıca bir kez şöyle adamakıllı âşık olamıyorsam suçlu ben değilim.''
Sayfa 22 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kar yağarken çocukları kurşuna dizdiler. Herhangi bir nedeni yoktu. Ne ellerini, ne de gözlerini bağladılar. Soru sorulmadı. Yalnızca en esmer olana ağaca bakmaması söylendi. O da gözlerini askerin çamurlu botlarına çevirdi. Sonra sessizlik oldu. Çocuklar hiç üşümediklerini fark etmediler. Korkuyorlardı, nedenini boşverdiler. Yalnızca esmer çocuk ikide bir ağaca bakıyor, ıslak bir kızarıklık rüzgarla gözlerine bulaşıyordu. Sarı dişleriyle alt dudağını ısırarak, "lanet olsun" dedi. "Ben kötü bir şey yapmadım ki. Neden dövüyorlar bizi. Sadece duvarlara yaşamak istediğimizi yazdık. Daha iyi bile değil sadece yaşamak istediğimizi. Bağırmış da olabiliriz. Belki sokaklarda çok hızlı yürüdük, belki botlarımızın sesi biraz fazla çıktı. Ama biz üşümemek için koşuyorduk. Belki de baba bütün suç senindi." Yağmur yağıyordu ve çocuklar ilk kez bir şey hissettiler. Dönecek yerleri yoktu. "Ayağıma bakma" diye bağırdı asker. "Ben de bir şey yapmadım. Ama bir suçlu gerek adalet için. Ve adalet için kurban gerek bir kahramandan çok." Ama çocuklar yine de askere bağırmak istediler: "Neden av tüfekleriyle vuruyorsunuz, neden salıncakların ipleriyle boğuyorsunuz, neden yağmurdan sığındığımız duvarların altında taşa tutuyorsunuz. KALBİNÎZÎ SÖKÜP ALAN BİZ DEĞİLDİK Kİ..."
Değil mi?
Eğer kendini suçlu hissetmiyorsan niye korkacan ki?
Hakarete uğramış doğa ile suçlu bir kalbin öcü, insan ada­letinden çok daha güçlüdür!
Sayfa 740 - İletişim YayıneviKitabı okudu
Ayrıca bir kez şöyle adamakıllı âşık olamıyorsam suçlu ben değilim.
Sayfa 22 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları 14. BasımKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.