Bir gün, bir zaman, bir Feyza, bir kitapçıya gitmiş. Uzun zamandır okumak istediği “Dedemin Bakkalı” isimli kitabı almak istiyormuş. Kitapçı ona üç kez bu kitabın bir çocuk kitabı olduğunu altını çizerek hatırlatmış. Satıcıyı güç bela ikna ettikten sonra(!) kitabı almış ve eve dönmek için otobüse binmiş, kitaba biraz göz gezdirmek istemiş ama
"... her şey sende başladı, her şey sende bitecek, her şeyin çözümü sende; suçlu da sensin, suçsuz da. iyi de sen, kötü de. mutsuz zaten sensin ama mutlu olabilecek de sen. yollar uzun, yollar çok, yollar hep." yeniden gülümsedi. "kaybolma."
“Sana kalbimi yollamak isterdim, ama kalbim bende değil ki! Ben, hicranınla inleyen bir rebap. Baktım, göğsümde senin kalbin çarpıyor. Onu yollayamam.”
Ankara da yapılacak listesine Cebeci İstasyonu'na giderek bu şiiri okumayı eklemelisiniz.Üstadın en sevdiğim şiiri...
Şiirlerin kalbinde uyuyan hikâyeler vardır. Bazıları şairi hayattayken
İnsanlar görüyorum., yangından kaçar gibi kaçıyorlar vazifeden. Önlerinde uçurum. Bir uçurum ki memleketimin insanları ile dolu., bir uçurum ki uçsuz bucaksız.. Uçurum değil, bir ejderin ağzı.
Belki biz de koşuyorduk uçuruma. Belki eteklerimiz bir dikene takıldı, belki biz de uçurumdayız. Ama bu uçurum da kat kat.. Yüz yıllardan beri kâbusa,
"Psikolojik gerilim okumaya yeni başlayanlar için" yazısını eklemeyi unutmuşlar. Evet kitap adeta gerilime giriş gibiydi. Hiç türü hiç okumamış olanlar için olabilir ama beni hiç germedi, korkutmadı. Sadece iki yerde hafif heyecan yaşadım o kadar.
Aslında gerilim yerine, 'Vietnam'a giden Amerika askerlerine acındırma' niteliğinde yazılmış adeta. Vietnam savaşı hakkında çok geniş bilgim yok ama sanki bu insanlara saldıran, ülkelerini basan kendileri değilmiş tam tersine mağdur olan kendileri gibi göstermeye çalışıyorlar. Bir çok yerde Vietnam savaşı konu edildiği zaman zavallı(!) A.B.D. askerlerinin yaşadığı travmalar anlatılıyor.
Bu kitapta da ana konu buydu. Katil eski Vietnam askeri. O adamları öldürmesi için haklı sebepleri var. Çok zor zamanlar yaşadı. Orada bulunmak nasıl bir dehşet siz bilemezsiniz. (SPOİLER UYARISI!..) Hem zaten yaklanmadı da. Yani cezasını çekmedi. Pardon ortada ceza yok. O da mağdur. Suçlu kim? Vietnam'lılar...
İşte kitabın bana hissettirdikleri...
Belki yanlış düşünüyorum bilemiyorum ama bende böyle bir algı oluştu. Okuyun da demem, okumayın da demem.
Nört tavsiye!...
Kitabın karakteri hakkında konuşalım istiyorum, bu yüzden incelemem onun üzerinden olacak sadece.
Yozo'nun hayatında, ona eşlik ettiğim, utançlarına dahil olduğum noktalar çok oldu, ama ondan uzaklaştığım zamanlar da oluyordu. Kitabı gel-gitlerle okudum bir nevi. Tam bağ kuracakken bir sis bulutu girmeden edemiyordu aramıza sanki.
Yine de
Şu anda yaptığın, bir zamanki görüşlerini suçlamaktan başka bir şey değil... Oysa suçlu onlar değil, sensin. Görüş denilen şeylerin, kendi başlarına ölü harflerden başka bir şey olmadıklarını unutmamalıydın ... Eylemde bulunmak gerekirdi ...