Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Herkesin bildiğini bilince her şeyi biliyorum zannediyorsun. Herkesin yaptığını yapınca her şeyi yaptım zannediyorsun. Tam tersi hâlbuki...
Sayfa 323 - İletişim YayınlarıKitabı okuyor
Herkesten kurtulmak ancak kendini feda etmekle oluyormuş, anladım.
Sayfa 175Kitabı okudu
Reklam
Okuduğum her şiiri, dinlediğim her şeyi sahi sandığım, ağrısını aha şuramda duyduğum zamanlar ki bu zamanlar benim bütün ömrümdü, dünyayı kalın ve ağır, çok ağır hareketli, sisli bir perdenin arkasından gördüğüm ve onun hiçbir hareketine karışmadığım zamanlar, ben ve duygularım varken sadece ve benden ve duygularımdan habersiz ağır ağır kımıldayan dünyanın içinde sallandıkça ve bu sallanışta ben sonsuzluğu ve onun sonsuz kederini hep çepçevre dışımda duydukça, bazen kollarımın altındaki havanın ağırlığı, bazen gözlerimin önündeki süresiz boşluklar başıma bir uğultu verse ve ben bu uğultuyu gizleyerek hiç ses yokmuş, çıt çıkmıyormuş gibi davransam da, seslerin, kıpırdanışların, inceden gülmelerin, bağırmaların içinde her şeye lakayt dursam da, yaşadığımı ve bu iniltili şeyin benim yaşantım olduğunu duyduğum, sezdiğim, küçüldüğüm, azarlandığım her şeyin aslında gerçek olduğunu biliyordum; biliyordum da buna dayanamıyordum.
İletişim Yayınları
biraz öyle durup sonra karışmak var dünyanın tozuna…
Sayfa 18
hâlâ arkamızdan çalan geçmişin ıslığı kaldı.
Sayfa 17
Gerçi insan da dünya istenildiği gibi bir yer olmadığı için yaşayabiliyor, kendine böylece fazla kusur yüklemeden yaşayabiliyor. Daha kötüsü olsa insan kendini mi sever? İnsan zaten kendini sever. Kim onu bu sevgiden vazgeçirmeye çalıştıysa sevilmeyen o oldu, insan kendini sever ve bunu sabitler. Her günü yeniden inşa etmese de inşaatı denetler.
Sayfa 198Kitabı okudu
Reklam
Hep gözlerim dalıyor, içimdeki acıma mı, acınma mı, kendine acıma mı, her ne cehennemse hep harlı, hep şiddette. Kendimi layık hissediyorum, perişanlığa layık hissediyorum. Acaba gerçekten, ama gerçekten tüm hattımla perişan olsam iyileşir miyim?
İletişim Yayınları
Sabah bir uyanma değil doğrulmadır, yeni değil devamdır, taze değil hep önceki günlerden kalmadır. Pek seyrek günün kendi öz sabahı olur. Ve insan o sabaha, o taze, diğerlerinden ayrılmış sabaha şaşkınlıkla bakar, ne yapacağını, ne yapıp da onu yitirmeyeceğini bilememekle bir sallantıya, sabah sallantısına düşer. Başka günden ayrı başka bir sabahı tanımış, ayırt etmiş olmak, bir şey yapmadan onu seyretmek hayatın hatıralarından biri olarak akılda ve hayatta asılı kalır.
Sayfa 196Kitabı okudu
Kendini kendinden ayırmak, etini sıyırmak ne zormuş, ne bağırtıcıymış, üstelik ne gürültüsüz yapılması gerekenmiş, ne yaptığını hiç belli etmeden içinde kendini bırakarak geçilen tünelmiş.
İletişim Yayınları
Sabah uzun, öğle daha uzun, akşam kısa, gece nihayetsizdir. Çocukluk kısa, gençlik daha kısa, yetişkinlik uzun, ihtiyarlık bir akşam saatidir.
Sayfa 196Kitabı okudu
Reklam
"...sanki içime sertliğimi yumuşatan sıcak kaynar sular dönüyor, erimiyorum ama sanki daha yoğrulabilir bir kütleye dönüşüyorum. Tahammül deniyor, ben hep yaralı kediler gibi bir köşede kendi kendime iyileşmeyi bekledim. Tevazu deniyor, ben kibirlenecek şeyler biriktirememenin hastasıyım."
İletişim Yayınları
Dert, insanın hiçbir şeyi anlamayacak şekilde yaratılmış olmasında.
Sayfa 192Kitabı okudu
Yabancı değilim tuhaf bir şey söylendiğinde ya da âşina değilim sıradan bir söze.
Sayfa 191Kitabı okudu
Niye öleyim ki? Bunları bulamam orada, hiçbirini bulamam. Çünkü burda her şeye değer katan mutsuzluk ve keder var. Beni bile güzel gösteren bir gölge var üzerimde, tebessüm edecekken hatırladıklarım var, yiyecekken elimi uzatamadıklarım, kaybettiklerim var.
Sayfa 190Kitabı okudu
İnsan kendinden yeteri kadar iğrenebiliyorsa hayattan o kadar iğrenmiyor.
Sayfa 189Kitabı okudu
1.500 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.