Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

sümeyye çolak

I'm grateful to God for my writing. So I'll go on trying, and everything will be all right, because I'm not going to give up!
Reklam
I need a diary because I haven't got a friend. You won't believe that I am completely alone in the world! And I'm not...

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Derhal kendi mi düzeltmek, ona layık bir hale gelmek icap etmez miydi? Yapamadım ve bu aczimi içimdeki şeytana hamlettim. Halbuki tembel ve iradesizdim. Başka bir şey değil...
Sayfa 262Kitabı okudu
"İstanbul'dan aynlmak istemiyoruz, fakat senede kaç defa kütüphaneye gideriz? Uç beş cadde ile bir o kadar kahve başka ne biliriz? Fikir hayatı, fikir hayat diyoruz. En kabadayımız bile gevezelikten başka ne konuşuyor? Kahve münakaşalarıyla zihnimizi inkişaf ettirdiğinizi sanmakla pek akıllıca bir iş yaptığımıza kani degilim... Bizi buraya asıl bağlayan şey bir alışkanlıktır. Biz burada maksasız yaşamayı ve boş beyinle dolaşmayı tatlı bir meşgale haline getirmek yolunu keşfetmişiz... Hepimizi Istanbul'a baglayan sadece bu... Burada insan kafasını zerre kadar işletmeden, mütefekkir bir kimse olduğuna inanmak ve buna başkalarını da inandırmak imkanına malik... Bu şehrin ve buradaki muhitlerin dayanilmaz cazibesi işte bundan ibaret!..
Sayfa 142Kitabı okudu
Reklam
Herkes ne diyecek?.. Fakat bu an kadar herkesten ne gördüm ki... Bana en yakın olanlar dahil olmak üzere, bu herkes dedikleri şey beni üzmekten, hayatımı manasız bir hale sokmaktan başka ne yaptı? Bu yaşıma kadar en iyi zamanlarım tam manasıyla yalnız kalabildiğim günler olmuştu.
Sayfa 114Kitabı okudu
İnsanlar her şeyi hem kendileri, hem de başkaları için zorlaştırıyorlar. Yine de," dedi, “bir dağı aşmak zorunda olan bir seyyah gibi bu konuda susmak en iyisi; elbette dağ olmasa, yol çok daha rahat ve kısa olur, ama sonuçta orada ve aşılması gerekiyor!”
...Tembellik neyse keyifsizlikte odur, tembelliğin bir türüdür. Doğamızın buna eğilimi var ancak toparlanma gücünü bulursak kolaylıkla çalışmamız mümkün olur gerçek hazzı elde etmenin yolu çalışmaktan geçer.
Daima, kaygınız azalana dek o ortamda kalın. Kaygınız fazlayken veya panikteyken o ortamı terk ederseniz ortamdan uzaklaştığınızda bir rahatlama hissedersiniz. Bu ise bir dahaki sefer aynı ortama girdiğinizde yaşayacağınız kaygının daha da kötü olmasına yol açar.
Sayfa 217Kitabı okudu
- İslam'ın ilk zamanlarında Halife Ömer, kendisini fetihler de toplanan tüm altını harcamakla suçlayanlara şunu sormuştu: "Bu altın bize Yüce Allah'ın bir lütfu değil mi? Eğer siz Allah'ın elinden bundan fazlasının gelmeyeceği kanısındaysanız, hiçbir sey harcamayın. Ben ise Rabbimin sonsuz cömertliğine iman et mişim, Müslümanların iyiliği için harcayabileceğim tek meteliği bile hazinemde tutmam."
Reklam
...Başkasının kapacağından korkmasak kaldırıp atacağımız öyle çok şey var ki.
...Yatağımın karşısında bir pencere var. Odanın duvarları bomboş. Nasıl yaşadım 10 yıl bu evde? Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım...
Sayfa 594Kitabı okudu
...Yabancılar için kasabalar birbirine benzer. Kasabada yaşayanlarsa, sayılmayacak kadar değişik özellikler bulurlar kasabalarında. Bir kasabada günlerce kalırsınız. Belediye parkında oturmaktan, derenin kenarındaki gazinoda gazoz içmekten, hükümet meydanındaki çok katlı iki üç binayı görmekten içinize sıkıntı çöker. Tozlu yollardan geçen şehirler arası otobüsler bile bir yenilik getirmeye başlar size. Sonra bir gün bir yerde o kasabanın yerlilerinden biriyle tanısırsınız; laf olsun diye N. kasabasında bulunduğunuzu söylersiniz. Size hemen bir takım yerleri saymaya başlar, gördünüz mü, diye. Kasabanın bitip tükenmez güzelliklerinden, yakında bulunan tarihi zenginliklerinden bahseder. Gitmis olduğunuz lokantayı beğenmez: en iyi lokantayı nasıl öğrenmediğinize şaşarsınız. En iyi otelde kalmışsınızdır Allahtan, onu da nasıl beğenmediğinize şaşar. Büyük şehirlerde bile bu kadar temiz bir otel bulunmaz. Ya şehir parkı? Ya hükümet meydanı? O zaman, daha önce söylediklerinin gerçek değerini anlarsınız. Büyük şehirlerde gördüğü hiç bir bina, hiç bir tabiî güzellik, kasabasını unutturamaz ona. Zaten biraz hayal güçleri olsaydı, bu tek katlı dükkânlarla dolu so- kaklarda bütün gün dolaşabilirler miydi? diye düşündü Turgut. Peki, derler hiç bir tarafını beğenmediniz, çarşıyı da mi güzel bulmadınız? Çarşı mı? Donar kalır insan. Ne çarşısı Yan yana yan yana dükkânlar. Yeşil boyalı, mavi boyali dükkânlar. Sokaklar biter, dükkânlar bitmez. Bu karışık sokaklarda, bu dükkân denizinde kitapçıyı nasıl bulacağız Olric? ...
Sayfa 574Kitabı okudu
John knightly, "bu üzüntü hem arayanın hem de arananın değerini gösterir," diyerek pek yerinde bir yanıt verdi.
532 öğeden 511 ile 525 arasındakiler gösteriliyor.