"Sus, kimseler duymasın.
Duymasın ölürüm ha.
Aydım yarı gecede
Yeşil bir yağmur sonra...
Yağıyor yeşil.
En uzak, o adsız ve kimselersiz,
O yitik yıldızda duyuyor musun?
Bir stradivarius inler kendi kendine,
Yayı, reçinesi, köprüsü yeşil.
Önce bendim diyor ve sonra benim... Ölümsüz, güzel ve çetin.
Ezgisidir dolaşan bütün evreni,
Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can susukun,
Can paramparça...
Ve ellerim kelepçede,
Tütünsüz, uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni...
Bir çiğ tanesiydi düşlerim,
Işıltılı ve titrek...
Ama papatya yaprağının beyazında,
Kardelen kadar güçlü bu yürek ama kırdılar dalımda herşeye küskün herşeye susukun
"Kimi zaman, içini bir duygunun sardığı olurdu. Bu duygu söze dökülür, ama altında yatan ve dünyayı ikna etmeyi sağlayabilecek mantık susukun kalırdı."
Terk etmedi sevdan beni
Aç kaldım, susuz kaldım
Hayın, karanlıktı gece
Can garip, can susukun
Can paramparça...
Ve ellerim kelepçede
Tütünsüz, uykusuz kaldım
Terk etmedi sevdan beni...
"Susukun ıstıraplar bana katlanılmaz geliyordu ve daha önce söylediğim gibi uykumda artık ölmüyorum. Sartre benim için her zaman geceleri, kah yaşamımdaki gibi yol arkadaşı, kah sitemlerim ya da yakarışlarım, gözyaşlarım, yok oluşlarım karşısında kayıtsız kalan taş kalpli bir adam.