Tren garına vardığımda kar yeniden başlamıştı. Beyaz topraklar saçlarımı boyadıkça, beynimde dönüp duran kuduz Kelebek de bu durumdan ilham alarak tüm tozlarını döküyordu. Elimde pastel turuncu, dikişleri patlamak üzere olan valizimde, başka, uzak bir şehirde yeniden diriltmek umuduyla taşıdığım ölüler vardı. Belki de on parça ayrılmış kendimi taşıyordum.
Rahattan başka hal bilmezsek acı veya sıkıntı çekmek zorunda kalınca ki bu, eryada geç hepimizin başına gelecektir, bünyemiz sarsılabilir. Yani sıkıntıya gönüllü katlanmayı bir aşı gibi düşünebiliriz. Kendimizi şimdiden azar azar etkisi azaltılmış mikrop mikroba maruz bırakmakla ileride elden ayaktan kesecek türde bir hastalığa karşı bağışıklığınız yitirmiş oluruz. Sıkıntıyı gönüllü katlanmayı, ödediğimiz de faydalarından yararlanmaya hak kazandığımız bir sigorta primi olarak da görebiliriz. Böylelikle başımıza bir felaket gelmesi durumunda Yaşayacağımız sıkıntı hazırlıksız yaşayacaklarımıza kıyasla hatırı sayılır ölçüde az olacaktır.
Sayfa 105
İnsanlar , arkadaşlıkla servet de dahil olmak üzere hayatta karşılarına çıkan güzel şeylerden onlara bağlanmamak kaydıyla keyif almayı bilmeliydi. Gerçekten de stoacılara göre hayatın getirdiği şeylerden aldığımız keyfi düzenli ve bilinçli olarak sekteye uğratmamız ve bize zevk veren bu şeylerin yitip gitmesi olasılığı üzerine etraflıca düşünmeye vakit ayırmamız gerekir.
Sayfa 26
Okur Takip Önerileri
Hisleriniz tamamen olaylara bakışınızın sonucudur. Bir olayı yaşantılayabilmemiz için onu zihnimizde işlemlerden geçirip anlamlandırmamız gerektiği nörolojik bir gerçektir. Size ne olduğunu anladıktan sonra ancak bir anlam verdikten sonra bir şeyler hissedebilirsiniz.
Eğer olup bitenleri doğru anlıyorsanız, hisleriniz de
normal seyredecektir. Ama algılarınız bükülmüş ve çarpıtılmışsa duygusal tepkinizde anormal olacaktır. Depresyon bu sınıflandırmaya girer ve her zaman zihinsel bir çarpıtmanın sonucudur.
Hiçbir şey öğrenmedin mi daha, ölün kapındayken bile? İkide bir onu rahatsız edeceğim, bunun canını sıkacağım diye düşünmesene . İnsanların hoşuna gitmiyorsa şikayette bulunabilirler. Şikayet edecek cesaretleri yoksa bu onların sorunu .
İnsan hiçbir şeye alışmamalı Eduard . Bana baksana , tam da güneşin keyfini yaşamaya başlamıştım yeniden ; dağlara bakmaya , yaşamın sorunlarına bile alışacak gibiydim . Yaşamın anlamsızlığının bile kendi suçum olduğunu kabullenmek üzereydim .
Sayfa 105
İnsanoğlu iradesini gerçekleştirmekle kendi bireysel benliğini gerçekleştirir ve bu benliğini-gerçekleştirme , birey için doyumların en büyüğüdür . İradenin bireysel benliğin bir edimi olduğu Tanrı buyruğu sayıldığından Tanrı bile insanın kararlarını doğrudan etkileyemez .
Sayfa 88
Lutherciliğin aşağı sınıflarda uyandırdığı ilgi , orta sınıflardakilerden farklıydı.Kentlerdeki yoksullar hatta daha çok köylüler çaresizlik içindeydi.Bunlar acımasızca sömürülüyor , geleneksel hak ve ayrıcalıklarından yoksun bırakılıyordu . Köylü ayaklanmalarıyla ve kentlerdeki devrimci hareketlerle dile getirilen bir ruh hali içindeydiler . İncil , tıpkı erken hristiyanlık döneminde kölelerin ve emekçilerin umutlarını dike getirdiği gibi bunların umut ve beklentilerini dile getiriyor özgürlük ve adalet arayan yoksullara yol gösteriyordu . Luther yetkiye saldırdığı ve öğretilerini İncil etrafında toplayarak dile getirdiği ölçüde tıpkı kendisinden önce gelen tutucu dinsel hareketlerin yaptığı gibi bu sabırsız kitleleri kendine çekebiliyordu .
Sayfa 95
Ne diyeyim , huzur tuhaf şey arkadaş , ancak kaybedecek bir şeyin kalmadığında gelip seni buluyor ..
Şimdi bahçede , ayaz-yemiş boş sıraların dışında kuşsuz bir saat kulesi kalmıştı,yapraklarını dökmüş bir atkestanesi , öğrencisiz bir basketbol alanı . Her mevsimde aynı olan ulu bir çınar . Pusla beslenen bulutlar, kimi zaman aralarında kümelenip yardımlaşacak, kimi zaman tek başlarına kalmayı deneyerek yeni biçimlere değişiyorlardı .Durmaksızın.Bir ara güneş , son bir çabayla bulutların arasından sıyrıldı ama göğe ancak kendimi çok andıran bir güneş resmî çizebildi .
……Elbette Niki , özür dilemen gerekmez . Gerçeği söylemek gerekirse birlikte olmaktan zevk aldığın arkadaşlarının olması beni rahatlatıyor . Ne zaman istersen onları buraya getirebilirsin ..
Sayfa 157
Modernite bireyin her alanına nüfuz eden bir kültür çağıdır. Avrupa halkı bu çağa , günlük hayatı kolaylaştıran ve belki doğal denebilecek bir süreçte peyderpey ulaştı. Bu
refah seviyesi İslam ülkelerinde de sağlandı . Başka türlü Kahire nasıl bu kadar büyük olabilirdi ? Hakikaten de İslam ülkelerinin modernleşme süreci birçok yönden Avrupa’dakine benzerlik arz etmektedir. Bununla birlikte aralarında temel bir farklılık bulunmaktadır . Modernite bu müslüman ülkelere ancak Avrupa orduları veya Avrupalıların önderlik ettiği ordular tarafından yenilmeleri sonrasında ulaşmıştır .
Sayfa 37
Hastalıklar hakkında konuşmanın bir anlamı yok. İnsan hastalıklarıyla baş başadır ve baş başa da kalıt . Bu benin en önemli yaşam deneyimlerimden biri . Ne korkunç daha şimdiden yaşam deneyimlerim olmuş ! Ancak en önemli yaşam deneyimlerimden biri , bir zamanlar çektiğim sıkıntıların eninde sonunda gereksiz ve asılsız olduğunu fark etmem.Bu yüzden hayatın dalga geçtiğini düşünüyorum .
Kendilerine saygıları fazla olanların başarısızlıklara tahammüllerinin kimi zaman fazla olmadığını biliyoruz; çünkü bu insanlar dışsallaştırma eğilimi içindedirler, yani başarısızlıklarının nedenini kendilerinin dışındaki bilinmedik nedenlerle bağlarlar. Ama sistemli bir şekilde davrandıklarından, kimi zaman kurtarıcı olabilecek tartışmaları atlarlar.
Sayfa 63
 Çocuğunuzun okulda başarılı olması için, kendisine saygısıyla ilgilenmeniz gerekir. Ve bu mesele ile ilgilenmeniz için sadece okuldaki başarılarıyla değil, genel olarak kişiliği ile ilgilenmeniz gerekir.
Sayfa 115