venüskitaplik

venüskitaplik
@sylviasdiary
uluslararası ilişkiler
7 Nisan
7 okur puanı
Mart 2021 tarihinde katıldı
“mühim olan varış değil, gidiştir mi demek istiyorsun yani, kim olduğunu bilmiyorsan kendin olabilmen mümkün değildir.” … “adayı görmek için adadan dışarı çıkmak gerektiğini, kendimizden çıkmadıkça kendimizi görmenin mümkün olmadığını düşünüyorum.”
kırmızıkedi yayınlarıKitabı okudu
Reklam
“türkiye tarihini okurken onu sadece son bin yıllık tarihinden başlayarak öğrenmek, bir vücudun sadece kafadan oluştuğunu öğrenmekle aynı şeydir. vücudu bir bütün olarak ele almaz ve öğrenmezsek, içinde bulunduğumuz yapıyı tam olarak kavrayamayız hiçbir zaman.” … “anadolu’yu anlamak; paleolitik çağdan başlayarak, mezolitik, neolitik, kalkolitik çağlara dair önemli izlerin ve arkeolojik buluntuların bulunduğu; sümer, hatti, hitit, asur, likya, lidya, iyonya, yunan, frig, urartu, pers, helen, roma, doğu roma (bizans), selçuklu, türk beylikleri ve nihayetinde osmanlı uygarlıklarının kültür izlerini taşıyan, bunların yükseliş ve çöküşüne tanıklık eden, yüzlerce dil ve lehçe barındıran bu kadim toprakların tarihini bilmekten geçer.”
Sayfa 13 - maya kitapKitabı okuyor
genellikle kadınların çok sakin olmaları beklenir ama kadınlar da tıpkı erkekler gibi hisseder; tıpkı erkek kardeşleri gibi yeteneklerini çalıştırmaya ve çaba gösterecekleri bir alana ihtiyaç duyarlar; onlar da katı baskılar, çok sert bir engel karşısında tıpkı erkekler gibi acı çekerler ve kadınlardan daha ayrıcalıklı olan insan kardeşlerinin, onların muhallebi yapıp çorap örmekle ve piyano çalıp çantalarını nakışlamakla teselli bulmaları gerektiğini söylemeleri dar kafalılıktır. kadınlar, geleneklerin kendi cinsleri için öngördüğünden daha fazlasını öğrenmek ya da yapmak istediğinde onları mahkûm etmek ve onlarla alay etmek düşüncesizliktir.
Sayfa 157 - Koridor YayınlarıKitabı okuyor

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
ne var ki, alışkanlıktan değil, düpedüz içimizden gelen dürtüyle sevgi ve saygıda karar kılmış, düpedüz kendi gönlümüzle dostluğa yönelmişsek, varlığımızdaki bizi peşinden sürükleyen akıntıyla sevdiğimizden koparılıp uzağa götürüldüğümüzü hisseder gibi olduğumuz an, acı ve korkunç bir andır kuşkusuz. dostu yadsıyan her düşünce ağulu dikenini kalbimize batırır, kendimizi savunmak için başvurduğumuz her darbe kendi suratımıza iner. ... ve buradan kopuşun da gerçekleştirilmesi, bu bağın da koparılıp atılması gerektiğine bir türlü inanmak istemezler.
“farklılıklarımıza rağmen, birbirimizi sevme gücüne sahibiz. zayıflıklarımıza rağmen, birbirimize yardımcı olmak da bizim elimizde. savaşı değil, barışı seçtik. ölüme değil, hayata odaklandık.”
Sayfa 334 - artemis yayınlarıKitabı okudu
Reklam