Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
seherszr
seherszr
@szrseher
HUKUK
ADALET
191 okur puanı
Haziran 2020 tarihinde katıldı
Aşk`ın 40 kuralı
Şems Tebrizi aşkı 40 madde altında toplamış bu kitap bunu detayı ile incelemeye sunan bir eser tabi incelemeyi uzatmıyorum çünkü Şems bir başkadır okumak Aşk`a yol olacaktır... gönül kime söz vermiş ise Aşk O`nda muhteşemdir. sevmek bu kadar güzel ise sevmeyi yaratan kim bilir ne kadar güzeldir. uzun lafın kısası okurken düşünmek yerine gönlün titreyebileceği bir eser
Çöl Deniz
Sibel Eraslan ve yine hayran kaldığım kalemi ve yine muhteşem bir eser
Ne güzel aktı gitti,sanki o dönemde yaşadım da olaylara bizzat şahit oldum.
Resûlullâh (s.a.v) efendimizin eşi Hz Hatice'nin hayatı üzerine yoğunlaşılan bu kitap okudukça insanı derinden etkileyen duygu boyutunda yaşantılar sağlayarak, okuyan kişinin kitaba olan sevgisini
Martın Eden
Evimde rahat koltuğuma oturmuş bir vaziyette bu incelemeyi yazıcağım için şimdiden vicdan azabı çekiyorum.
Öncelikle Martin Eden Sadece bir aşk romanı yada bir macera romanı değildir! jack londan'ın hayatının bir bölümünün romana kurgulanmış halidir.
Zor zamanlarda hepimiz bir hedef oluşturur ve bu hedefe bağlı kalacağımızı söyleriz ama
Okur Takip Önerileri
Kamelyalı Kadın
Kitap hem çok etkileyici hemde çok hüzünlendirici. Bütün kitapları okumayı çok seviyorum ama klasiklerin yeri bir başka. Elinize aldığınız zaman bırakmak istemeyeceğiniz, benim de okumakta geç kalmış olduğum bir kitap.
Kitaba gelecek olursak kitap, birbirini çok seven, beraber olmaları mümkün olmayan hatta imkansız, bir o kadar da gerçek aşkı ve fedakarlıklığı anlatıyor. Aşk bazen de fedakarlık demek değil midir? Gerçekten sevdiğimiz ve sevildiğimiz zaman herşey nasıl da güzelleşir etrafımızda çok mutlu oluruz her şey bize mutluluk verir. Sevdiğimizden hiç ayrılmak istemeyiz, şartlar gerektirmedikçe. Kitabın konusu da tam olarak böyle. Kitap, soylu ve itibarlı bir ailenin oğlu olan Armand ve güzelliğiyle Pariste ün yapmış hayat kadını olan Marguerite'nin arasında geçen tutkulu ve hüzünlü aşk hikayesini konu alıyor. ("Bir kadının yüreği ne kadar aşk alabilirse, ne kadar verebilirse, o kadar aşk duydum size.") Kitabın aşk dışında vermiş olduğu mesajlar da vardı onlarda gayet güzel bir dille anlatılmış. Okunması gereken güzel bir kitap.
Ve son olarak da yazarın kitabın sonunda belirttiği gibi ( "Mutlu olduğunu bilmeyen ne kadar mutlu insan var!" ) çok haklı bazen kendimizi mutsuz etmek için elimizden geleni yaparız. O kadar çok gereksiz şeyler buluruz ki, mutluysak bile mutluğumuzun tadını çıkarmadan kendimizi sudan sebepler için mutsuz ederiz. Ve bunu da çok iyi başarırız.
Kitap güzeldi okuyacak olanlara şimdiden keyifli okumalar dilerim.
O ve Ben
Şiirleri dışında Necip Fazıl’dan okuduğum ilk düzyazı kitap “ O ve Ben “ oldu.İlk kez Necip Fazıl okuyacaklara tavsiyem bu kitaptan başlamaları yönünde olacaktır.Çünkü yazarın şiirlerindeki iki uç başkalaşmayı anlayabilmek için onun düşünce dünyasına dalmak, dolayısıyla fikir yazılarını okumak gerekiyor.”O ve Ben” Necip Fazıl’ın kendi hayatından
Toprak Ana
Sizi, asla anlamayacaklarını düşündüğünüz oldu mu? Kelimelerin dilinizin ucuna geldiği ancak yine de sustuğunuz oldu mu? O kelimeler, birer cam kırıkları gibi içinizi kanattı mı? Peki, içinizi kemiren o dayanılmaz hisleri dağa, taşa, toprağa haykırmak istediniz mi? Ben istedim... Ne kadar çok etkilenirsem, o kadar çok yazmak istiyorum ve bir o
Kitabımız yorucu iş hayatından bir nebzede olsa uzak kalıp dinlenmek ve kendine vakit ayırmak için tatile giden bir adamı ve yaşadığı olayları konu alıyor, kitabı fazlasıyla iyi buldum,
Genç adamımız tatil için gittiği yerde aklında bir kadınla olmak onunla vakit geçirme düşüncesiyle hareket ediyordu, ta ki karşına bir oğluyla oraya tatile gelmiş bir anne olan kadınla karşılaşıncaya kadar, sıkıcı başlayan tatil kendisi için biraz anlam bulmaya başlamıştı, ilk vakitlerde kadını elde edebilmek ve ona yaklaşabilmek için kadının oğluyla arkadaş olmaya karar verir, genç adam. Okumanızı tavsiye ederim
Yedisinden yetmişine,kadınından erkeğine,amirinden memuruna,öğretmeninden öğrencisine ve daha da ötesine herkesin mutlaka okuması,anlaması ve hayatındada uygulaması gerekenlerin anlatıldığı bir kitap...
Bir solukta okuyabileceğiniz " Kelile ve Dimne " yi tavsiye eder,iyi okumalar dilerim.
*İyi fikirler yanında kötü fikirler üretmek için de kendimize izin verelim. *Zihnimizdeki kör noktaların, parametrelerin değişebilir olduğunun, böcek ve yabanarısı gibi hayvanların hareketlerinin farkına varabilelim.
*Kültürel eğilimlerin bize düşünsel olarak zarar verdiğini anlayıp, ona göre bir bakış açısı geliştirelim.
Bence bu kitabı okuyalım, tavsiye ediyorum. Farklı bakış açıları, farklı stratejiler...
Yazarın tarzını değiştirdiği bir kitaptı. Roman son sayfaya kadar gizem ve maceralarla dolu bir işleyişe sahip olmakla birlikte okuyanını sıkmayan bir konuyla karşıladı. Romanda bir katilin aslında psikolojik rahatsızlığından dolayı zihninde birçok kişiliği barındırdığı, ve bu katilin ruhsal durumu ise psikiyatri doktor vasıtasıyla aktarılmaktadır. Katilin içinde yaşattığı çok kişilikli halleri son derece ilgi çekici ve bir o kadarda merak uyandırıcıydı. Daha önce bu tarzda bir kitap okumamıştım. Ruh hastası katilin hareketleri, davranışları ve işleyişte psikiyatri doktorunun da olması; romana psikolojik analiz niteliği, polislerin yoğunlukta olması ve büyük bir azimle katilin izini sürmesi; polisiye roman niteliği kazandırmıştır. İki türün birleşmesi de romana olduğundan fazla profesyonellik katmıştır. Bence okumayan okurlar kesinlikle okumalı, On İçimdeki Katil kitabı yazarın son çıkan kitabıdır.
Jan bir somun ekmek çalmaktan dolayı kürek cezasına maruz kalmıştır. Hapisten birçok kez kaçma girişiminde bulunmuştur. Bunun sonucunda yakalanmış ve cezası 19 yıla kadar çıkmıştır. Daha sonra serbest kalır. Hapisten çıktıktan sonra Jan artık eski benliğinden uzaktır. İnançlarından tamamen uzaklaşmış ve topluma oldukça öfke duymaktadır. Kendini
Bazı kitaplar vardır, arada bir elinize alırsınız, biraz okur bırakırsınız, ve yeniden elinize aldığınızda yeniden başlamış gibi olursunuz. "Bambaşka" tam olarak olmasa da o tür kitaplara benziyor. Çünkü baştan sona anlatılmış, bütün bir hikaye yok. Bir kaç tane öykü, biraz mektup biçiminde yazı ve aralarına sıkıştırılmış sözler. Hepsinin ortak yanı bir duygu diye düşündüm ama yer, yer karışıktı. Sanki bir şeyi açıklayayım derken başka bir şey aklına gelmişte onu aktarmak istemiş yazar. Açıkçası konu bütünlüğü de yok bence. Ara sıra bir öykü, ya da bir söz okumak istiyorsanız açabilirsiniz. Baştan sona aralıksız okumasanız da olur. :)
Bugün İslam dünyasının sosyal ve siyasi sahada yaşadığı sorunlar karşısında, Said Halim Paşa'nın görüşleri referans niteliğini korumaktadır. Zira bir taraftan Batı'da eğitim görmüş, Jön Türkler ve İttihat Terakki Cemiyeti ile ilişki içinde olmuş; diğer taraftan devlet kademelerinde çeşitli görevlerde bulunmuş tecrübeli bir siyaset adamı olarak Said Halim Paşa, tecrübesini düşüncesine yansıtmaya çalışmış olması açısından da önemli bir figürdür. Onun ahlak ve siyaset alanına dair düşünceleri, uzun yıllara varan tecrübelerinin ürünü olması bakımından somut gerçekçi bir temele dayalı ve bu nedenle de son derece önemlidir.
Kitabın kurgusu tek kelimeyle mükemmeldi.10 üzerinden 10 vermeme sebep olacak akıcılıkta,içtenlikte ve düzendeydi.Genelde okuduğum kitaplarda en çok eleştirdiğim şey,kız karakterin yazarın altı yaşındaymışcasına tapınma isteğini barındırması olurdu.Ama bunda,hayatım boyunca hiçbir kitap karakterinde hissetmediğim yakınlığı hissetim Mare'e karşı.
Kitap şaşırmayı seven insanlar için ideal bir kitap.Bunu hiç tereddüt etmeden söyleyebilirim.Kitap sizi öyle bir sürüklüyor ki önce hiçliğin damarlarınızda aktığını hissediyorsunuz.Sonra aniden bir sırrı keşfediyor ve Mare'in yeniliklere alışmaya çalışını,güvendiklerini,onu ayakta tutanları ve bizzat yok edenleri görüyorsunuz.Sonra her şey yeniden tepetaklak oluyor sanki.Onca şeyin oyun olduğunu idrak ederken kalbiniz sızlasa da kitap,size asla umut vermekten vazgeçmiyor.
Ve kitap,sadece bir kişinin hayatının ya da onun adaletsiz bir dünyaya düşüşünden ibaret değil.Bu bir kişinin kitapta ele alınan hayatı boyunca gördüğü bütün yaşamların hikayelerini nim keskinlikle aktarılması.
Bir insanın hataları ve onların nasıl diğerlerini etkilediği.
Bunu tamamiyle kurgusal değil de,şimdiki dünyayla da bağdaştırdım ben biraz.Ne kadar o zamanın şartlarıyla kıyaslandığında şu anki dünyaya şükretme ihtiyacı duysak bile,Gümüşler mirasa konan aileleri temsil etmiyor muydu?Ve Kızıllarsa fakir doğanları?Gümüşler gümüş olmayı seçmemişti,Kızıllar ise kızıl olmayı.Kimse doğduğunda bulunduğu durumu seçemezdi.Ve bize kitapta verilen tek şey,bir şeyi istiyorsak umut etmekten korkmamız ve sadece umutla kalmamız gerektiğidir..
Ahmet Batman ilk kitabı olan Soğuk Kahve ile aslında ikinci kitabının sinyallerini ve dahası adını veriyordu. Soğuk Kahve kitabında geçen “seni sabah uykum kadar seviyorum” sözünden yola çıkarak okurlarına Sabah Uykum kitabı ile sürpriz yapıyor.
Sabah Uykum kitabının Soğuk Kahve kitabından pek farkı yok. İçindekiler kısmı sadece 8 sayfa tutuyor. Her sayfada farklı bir yazı var. Kitabın sonlarına doğru 2 bazen de 3 sayfayı bulan yazılar görmek mümkün. Her yazı güzel ama hepsini özetlemek pek mümkün olmadığı için bazıları anlatmakta fayda var.
