ZORU SEVMEK Birçoğumuz zoru severiz. Zor, egomuzu tatmin eden güzel bir duygudur. "Ben kimsenin başaramadığını başardım. İnsanların başaramadığını başarmak beni mutlu ediyor!" deriz. İş hayatımızda da başkalarının başaramadıklarını başarmayı severiz. "Bak, onlar yapamadı, ben yaptım!" demek, kişiyi mutlu eder. Zoru seçmeye
Çok tanıdık;
Para, değersiz bir kâğıt parçasıydı. Herhangi bir şey satın almak için deste deste paraya sahip olmak gerekiyordu; buna bir şişe sodadan tutun da -tabii eğer varsa- bir paket sakıza kadar her şey dahildi. O günlerde elde edilebilen şeyler bunlardı, o da bazen. Para, kente ait bir ölçeğe dönüşmüştü. Eğer bulabilirseniz, bir şişe yağ satın almak için iki kule yüzlük kâğıt paraya ihtiyaç vardı; iki yüz elli gram peynir içinse bu bazen üç kule yüzlük demekti. Değersiz bir yığın gökdelen; milli para bundan ibaretti işte.
Sayfa 17 - Kafka KitapKitabı okudu
Reklam
Sizi temin ederim ikinci kez teklif almayı bekleyerek mutluluğunu riske atacak kızlardan değilim (tabii eğer böyle kızlar varsa). Hayır cevabında son derece ciddiyim.
Bireylerin sorumluluğu, toplumun sorumluluğu içinde kayboluyordu. Bilimsel olarak kanıtlanmış bir olguya göre, bir saldırıya ne kadar çok insan tanık olursa, o kadar az kişi müdahale ediyordu. Aynı şey yoksulluk için de geçerliydi. …Sen kendine bak, diğerlerine Tanrı yardım eder. Tanrı varda tabii.
Dünya tuhaf bir yerdi. İlk başta her yer tuhaf görünebilir tabii, ama burası evrendeki en tuhaf yer olmalıydı. Benzerlikler yakala- maya çalıştım. Burada da her şeyin atomlardan oluştuğunu ve bu atomların da diğer bütün atomlar gibi çalıştığını söyledim kendime. Onlar da aralarında mesafe varsa birbirlerine yaklaşıyor, mesafe yoksa birbirlerini itiyor olmalıydılar. Evrenin en temel yasasıydı bu ve her şey için geçerliydi, bu tuhaf gezegen için bile. Evrenin neresinde olursanız olun küçük şeylerin her zaman tastamam aynı olduğunu hatırlamak içimi rahatlattı. Çekme ve itme. Eğer benzerlik yerine fark görüyorsanız, yeterince yakından bakmıyorsunuz demektir
Sayfa 15
Ve evrenin genişlemesi bittiginde bütün yıldızlar ya­vaşlayacak ve havaya atılmış bir top gibi durup evrenin ortasına düşmeye başlayacaklar. Ve artık bütün yıldızla­rı görmememiz için bir neden olmayacak çünkü hepsi gi­derek daha da hızlı bir şekilde etrafımıza düşüyor olacak ve yakında dünyanın sonunun gelecegini bileceğiz çün­kü geceleyin kafamızı kaldırıp gökyüzüne baktığımızda karanlık olmayacak, sadece düşmekte olan milyarlarca yıl­dızın parlayan ışığı olacak. Tabii bunu kimse görmeyecek çünkü dünya üzerinde kimse kalmayacak. Muhtemelen insan nesli o zamana ka­dar tükenmiş olacak. Ama eğer hala yaşayan birileri var­sa bile onlar da göremeyecek çünkü ışık o kadar parlak ve sıcak olacak ki herkes yanarak ölecek; tünellerde ya­şıyor olsalar bile.
Sayfa 20 - Türkiye İş Bankası YayınlarıKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 371 ile 380 arasındakiler gösteriliyor.