Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Acaba Fatiha neden " Ben Allah'a hamdediyorum"şeklinde bir fiil cümlesi ile başlamıyordu da, "Hamd Alemlerin Rabbi Allah'a mahsustur." şeklindeki bir isim cümlesiyle başlıyordu? Bu sorunun cevabı Razî şöyle vermişti: Eğer insan diliyle "Ben Allah'a hamdediyorum" derken kalbi ve aklı o an Allah'ın azamet ve celaline layık manada gafil ise  bu sözüyle yalan söylemiş olur.Ama isim cümlesiyle "Hamd alemlerin Rabbine ait ve layıktır." dese ve bunu söylerken gaflet içinde olsa yine doğru söylemiş olur. Çünkü gerçekte insanlar farkına varsa da, varmasa da bütün övgülere layık olan sadece Allah'tır.(el-Fahrü'r Râzî, et-Tefsîrü'l Kebir, I, 220, Tahran)
Dicle & Fırat..! (;)
Dicle Nehri, Cizre, Musul-Ninova, Samarra, Ur, Bagdat'ı ziyaret ederek Basra'nın aşağılarında, Fırat Nehri'yle birlikte denize dökülmektedir. Yaklaşık yüz kilometre batımızdan aşagılara doğru akmakta olan Fırat Nehri ise Suriye topraklanndan geçip Babil'e ulaştıktan son­ra Dicle'yle aynı kaderi paylaşmaktadır. Çoğu Diyarbakır'a benzeyen Mezopotamya'nın en önemli şehirleri genellikle bu iki nehrin civarındadır( Ancak bu iki kadim nehrin sosyal, si­yasal, kültürel etkisi, sadece Mezopotamya'yla sınırlı değil, Beyrut'tan Tahran'a kadar tüm Ortadoğu'yu kapsamaktadır. Tüm bölgedeki şehirlerin kaderi, sanki nehirlerle söz birliği etmiş gibi aynı: Diyarbakır, Hama, Humus ve Halep'ten Bağ­dat, Tahran, Isfahan ve Kabil'e kadar öteki şehirlerin de aynasıdır. Diyarbakır'ın makus kaderi, onların da kaderidir.
Reklam
Cuma akşamının artan karanlığındaki Tahran sokaklarında bilinmeyen bir geleceğe doğru yola çıktık . Sonunda başardım diye düşündüm . Artık bundan sonrası Allah'a Kalmıştı. Tanrı istediği takdirde gerçekleştirmeyeceği hiç bir şey yoktu.
Geleneğe Göre Diyerek Doğru Söylemiş
Geleneğe göre, Peygamber Islamın yetmiş üç mezhep kapsadığını ve sonunda sadece bir tane kalacağını ileri sürmüştür. Yalnızca -benim bildiklerim bile beni şaşırtmaya yeter; kimi zaman, Islam üzerine ba­zı Batılı söylevler karşısında sinidenir yada bıkkınlık gösteririm. Yekpare bir bütün olarak sunulan lslam, yaşanış biçimiyle, Ceza­yir'den Kuala Lumpur'a, Tahran'dan Akra'ya kadar sonsuz değişiklik gösterir. Değişmeyen tek şey lslam karşısındaki cahilliktir.
Şiiler'de 1978 Aralık ayı tam bir yas tutma, yürüyüş ve dövünme ayı olmuştu. Bu, İmam Hüse­yin'in şehit edildiği gün olan aşure bayramında doruk noktasına ulaşmış ve meşruiyetten yoksun bir zorba hükümdara gösterilen bağışlanmaz direncin sembolü olmuştu. Humeyni halka o ayın bir intikam ve kan seli ayı olacağını vaat etmişti. Şehit sayısını
Rey şehri, Büyük Selçuklu Devleti'nin başkentiydi. Yani Selçuklular 1050’lerde Anadolu'ya girmeden evvel İran’da hüküm sürmekteydiler. İşte bu yüzden bugün İran’ın yarısı Türkçe konuşur. Bizde Farsça’nın uzun süre edebiyat dili olmasının nedeni de aynı şeydir. Türkçe ile Farsça arasında tam 5000 ortak kelime olmasının nedeni de bu... Rey şehri bugünkü Tahran'ın yakınındaydı. Türkler Orta Asya'dan batıya doğru göç edince önce İran'a yerleştiler. Selçuklu Devleti'ni orada kurdular. Demek ki Türkler'in en eski devlet geleneği İran'da başlamış. Bize apayrı bir dünyaymış gibi sunulan yanı başımızdaki İran’ın 1000 yıl boyunca Türk hanedanları tarafından yönetildiğini, sadece 1905’ten bu yana Fars kökenlilerin ülkeyi yönettiklerini biliyor muyuz?
Reklam
Yaser Arafat 1926'da Kudüs'te doğmuştu. 1948'de Arapla­rın yenilgisinden sonra ailesiyle beraber Mısır'a göç etmişti. Ka­hire Üniversitesi'nde mühendislik okudu. Fakülte döneminde Fi­listinli Öğrenciler Birliği başkanlığını yaptı. İsrail'e karşı tavizsiz durumundan dolayı Müslüman Kardeşlere katıldı. 1954 yılının Ekim
42 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.