387 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Oldukça güzel bir roman daha. Orhan Bey tahta geçmiştir ancak önceki kitaplarda da karşımıza çıkan Ehli Hak tarikatının müritleri Osmanlı'yı yıkmak için çalışmaktadır. Bu arada Süleyman Bey'in Rumeli'yi fethetmesi için eski Karesi Beyliğinin elemanları Bileyici Baba ile gönderilir. Bu arada Karesi Beyliğinde Hacı İlbey, Evrenos Gazi gibi önemli isimler vardır. Ehli Hak tarikatı kafasını eski kadı Dursun Fakıh'ı karalamak için ellerinden geleni yapmaktadır. Ancak başarabilecekler. İlk defa yazar bazı hikayeleri karakterlerin ağzından anlatıyor. Soluksuz okunan bir roman.
Üçler Yediler Kırklar
Üçler Yediler KırklarM. Necati Sepetçioğlu · İrfan Yayıncılık · 2006258 okunma
336 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Serinin en güzel romanlarından biri. Murad Han tahta geçmiştir ve bir asker olan Kara Mustafa, 5 tane çocuğu yetiştirilmesi için belirlenen yerlere götürmektedir. Bu çocuklar sonradan Niğbolu komutanı olacak Doğan Bey, Börklüce Mustafa, Torlak Kemal, Ecevit ve Şeyh Bedreddin'dir. Sonradan Mustafa ve Kemal Yeniçeri Ocağı'ndan kaçar ve Bedreddin'i bulur. Bu arada Timur Han, beyliğini büyütmekte ve Osmanlı hakkında bilgi toplamaya çalışmaktadır. Anadolu birliğini korumaya çalışan Murad Han, Karamanoğlu beyliğine uyarı vermek için Konya'ya gider ama haçlı ordusunun toplandığını duyunca Kosova'ya gider. Osmanlı savaşı kazanır ancak Murat Han şehit edilir ve tahtın başına Yıldırım Bayezid geçer. Nizamı alem için Yakub Bey öldürülür. Soluksuz okunan bir roman.
Bu Atlı Geçide Gider
Bu Atlı Geçide GiderM. Necati Sepetçioğlu · İrfan Yayıncılık · 2007256 okunma
Reklam
513 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Dikkat spoiler içerir. Son derece güzel bir bilim kurgu romanı. İnsanlık Kaos döneminden sonra yeni bir düzene girer. Bu medeniyetin merkezi Bizans'tır. Ancak bu dönemin insanlarına bazı virüsler enjekte edilir ve insanlarda korku dışında herhangi bir duygu kalmaz. Ancak kader oyununu oynamaktadır. Bir gün Rom adında bir şarkıcıya biri 5 ölçek kan verir. Bu kanı içenlerin duyguları olacaktır. Rom hem kendisi hem de arkadaşları Neah, Avra, Triphon ve yakın zamanda hükümdar olacak Prenses Feyn'e içirir. Burada aşk, ihanet, kin gibi duygular ortaya çıkar. Bu arada Feyn'in üvey kardeşi Sariç de hükümdar olmak istemektedir. Ancak bunu hak eden efsanelere göre Jonathan adında sakat bir çocuktur. Ve Rom'un onu bulup tahta geçmesini sağlaması gerekmektedir. Soluksuz okunan bir roman.
Yasaklı
YasaklıTed Dekker · Martı Kitabevi · 2013229 okunma
Kimi gün öylesine yalnızdım Derdimi annemin fotoğrafına anlattım. Annem Ki beyaz bir kadındır. Ölüsünü şiirle yıkadım. Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım. Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Acının ortasında acısız olmayı, Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım. Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım. Aşk diyorsunuz ya, İşte orda durun bayım Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım Kendimin ucunda Öyle ıslak, Öyle kötü kokan, Yırtık ve perişan. Siz aşkı ne bilirsiniz bayım Aşkı aşk bilir yalnız!
Sayfa 38
'İlkel yaşama ve üreme savaşının yanı sıra insanoğlunun en çok istediği şey, geriye kendisinden bir iz bırakmaktır. Kendisinin gerçekten var olmuş olduğunun bir kanıtını bırakmak istiyordur belki. Bu kanıtı bir tahta üzerine, bir taş üzerine ya da başka insanların yaşantıları üzerine bırakır. Bu derin istek herkeste vardır. Tuvalet duvarlarına ayıp kelimeler yazan çocuktan, kendi imajını insan soyunun zihnine kazıyan Buda'ya kadar. Yaşam öyle gerçek dışı bir şey ki! Bence biz, var olduğumuz konusunda ciddi kuşkular duyuyoruz ve bunu kanıtlamaya kalkıyoruz'
Sadece ayakta duracağım. Annemle sen beni tutmaya hazır olursunuz... Ne olur baba.» Waite'in durakladığını gören Ada da yalvardı. «İzin ver şekerim. Böylece bu konuda güven kazanmasını sağlarsın.> Waite, «Pekâlâ,» dedi. «Yalnız kımıldamaya kalkma. Hazır mısın, Garry? Çocuğu bırak Ada. İkisi de istemeye istemeye ellerini çektiler ve çocuk sendeleyince yine onu omuzlarından yakaladılar. Bir şeyim yok. Beni bırakın.» Güvenle gülümseyince Waite ve Ada onu bıraktılar yine. Çocuk bir an dimdik durduktan sonra yere baktı. Yüzündeki gülüş dondu. O anda yüksek bir dağın doruğunda tek başınaydı. Midesi bulanıyor ve korkuyor, akıl almayacak kadar korkuyordu. Birden sendeledi ve onu tutacakları sırada feryat etti. «Düşüyorum! Çıkarın bunu... Çıkarın!» Garrick'î hemen koltuğuna oturttular. Waite tahta bacağı tutan kayışı telâşla açarken çocuk dehşetle haykırıyordu. «Çıkarın! Düşüyorum!
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.