" Neden doğaya inanmaz insan ? Hangi fizik kanunundan muaf olabilir yaşamış ve yaşayacak olan ? Bir gün onlara benzemeyeceksin, onlar gibi mutsuz, asık suratlı, çürümüş. Sana hiç uğramayacak kötülük. Kötülüğün binbir şekli var. Binbir yöntemi. Binbir kılığa bürünür. Anlamazsın bile ne ara girdin koynuna. İnkâr ettiğinde, görmezden geldiğinde, konduramadığında... Bir bakmışsın elini yemiş, sonra diğerini, kollarını, bacaklarını, hâlâ umut var kurtulmak için, en son kalbini tutmuş avuçlarında, kanlar süzülürken dişlerinin arasından, şu da geçsin sonra, ben öyle sandım diye diye, susarak en çok, çünkü susmak edepli yapar bizi, yok canım bu kadarını da yapamaz derken, sonra arkasından ikinci bir şok dalgasında yeter tamam, bundan bir fazlasında çeker giderim diye kandırırken kendini, bundan bir fazlasına razı olarak sonra, bundan bin fazlasında bile, gözlerini sımsıkı yumup bunun bir kâbus olmasını umarak, zamanla hissizleşip öylece kabul ederek, ah işte dönülmez nokta ve ardından böyle de yaşanıyor diyerek ve böyle yaşayıp giderek, böyle, tam da böyle, teslim olmuş, yenilmiş, yıkılmış ve bir hayatı kaybetmiş tüm cephelerde. İşte şimdi hangi ucundan tutsam elimde kalıyor."