“Editör Hanım, biliyorsunuz Eski Yunanlılar güzellik karşısında hüzünleniyorlardı ve bunu başarabildikleri için de tarihe geçtiler. Biz modern insanlar ise güzellik karşısında huzursuzluk, şaşkınlık, hatta kimi zaman da öfke duyuyoruz; tarih bizden söz etmeyecek. Bizi bu güzel gezegende böylesine huzursuz, şaşkın ve öfkeli kılan şey, Eski Yunan'dan bugüne soyumuzun epey hırpalanmış, çirkinleşmiş, parçalanmış olduğunu bilmemiz ve bunun acısını çıkarmak istememizdir belki de, kim bilir. Modern insan, adaleti 'hiçbir kötülük cezasız kalmaz' tehdidine indirgeme eğiliminde. Edebiyatçılar da bu eğilimden nasiplerini alıyor: Cezalandırmak istiyorlar, şaşkın ve öfkeliler. Edebiyatın ham duygularla yapılmayacağını söylerken haklıydınız. Sakin olmalıyız."
Sayfa 38 - İletişimKitabı okudu
Devrimler bazen bir milletin bilgeliğini, bazen de kendine ihanet ettiğini gösterir. Bu bağlamda, Japonya ve Türkiye örneği çağdaş tarihin klasik örneklerinden biridir. Geçen yüzyılın sonu ile bu yüzyılın başlarında bu iki ülke, birbirine benzer, mukayese edilebilir ülkeler gibi görünüyorlardı. İkisi de tarihte önemli bir yere sahip, kendilerine has kadim devletlerdi. Şanlı geçmişi kimi zaman imtiyaz, kimi zaman yük olan bu iki ülke aynı gelişim düzeyinde bulunuyordu. Kısacası, gelecekleri aynı olabilirdi. Ardından, bildiğiniz üzere iki ülkede de çeşitli devrimler gerçekleşti. Başkasının hayatı yerine, kendi hayatını yaşamayı tercih eden Japonya, geleneklerini yeniliklerle birleştirmeye çalıştı. Türkiye'nin modernistleri ise farklı bir yol seçmişti. Bugün Türkiye üçüncü sınıf bir ülkeyken, Japonya dünyanın ileri gelen ülkeleri arasındaki yerini almıştır. Japon ve Türk devrimcilerin felsefeleri arasındaki farklılıkların en belirgin şekilde ortaya çıktığı yer alfabedir.
Sayfa 24 - Yarın YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Bir depremde kubbe çökmüş, Ani 'den gelen Ermeni mimarlar yeniden yapmış derlerdi kubbeyi. Söylemek de, yazmak da sakıncalıydı bunu; Ermenileri unutturmazsak, -Tanrı korusun ! - tehlikelere düşerdi sokakta bulmadığımız son Türk devletimiz ! Ne sersem yaratıklardık Tanrım ! Ağırnas Köyü'nden Ermeni Simon Usta'yı ne yapacaktık peki ? Ne Simon'u, sünnet edip Sinan dedikti ya ! Onu Sinan yapan da Osmanlı'ydı ama; Ağırnas'ta kalaydı , kilise tamircisi Simon ustaydı! Irkçılık da aşağılık bir işti, tarihte kimin payına ne düşmüşse yadsımak da! Öyleydi de, Osmanlılar değildi ki, yok edilmek istenmiş Ermenilerdi bugün sorun .
Sayfa 35 - EVEREST YAYINCILIK
《On yıllar boyunca yapacakları işin aslında labirente bırakılmış bir farenin koşuşturmasına benzediğini anlamışlardı. Üstelik labirentte ne bir peynir ne bir çıkış vardı. Çünkü biz aslında barışı sağlamıyorduk. Savaşı erteliyorduk. Tek yaptığımız buydu: Ertelemek. Olabildiğince ileri bir tarihe atmak. Bugün kan dökülmesin de ne zaman dökülürse dökülsün, demek. Ama bunu her gün söylemek! Yaptığımız iş buydu. Bir sahilde diz çökmüş, avuçlarımızla okyanusu geri itiyorduk.》
Sayfa 84 - Doğan KitapKitabı okudu
"Önemli olan, Türkiye’nin hiçbir ülkeye benzememesi. Burası ne turizm için ruhunu hisse senedine çevirmiş Fas ya da Tunus, ne de turizmi müzecilik sanan İtalya ya da İspanya. Burası Türkiye. Burada tanık olduğunuz hiçbir şeyi başka bir yerde göremezsiniz. Burada hayat doğaçlamadır. Nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan ve bizim gibi yönetilen başka bir ülke yoktur. Ne tarihte, ne de bugün. Bu yüzden, geçmiş deneyimlerinden yararlanabileceğimiz hiçbir örnek yok. Hayatı, birlikte yaşayış biçimimizi, hoşgörümüzü doğaçlayarak yaratıyoruz. Sevgili Amber, Türkiye caza benzer. Bir sonraki notanın ne olduğunu tahmin edemezsiniz. Ve bu yüzden dinlemeye devam edersiniz. Doğasının çok güzel ama insanlarının işe yaramaz olduğunu söylüyorsunuz. Ben de bunun böyle olmadığını söylüyorum. En az doğası kadar misafirperver ve sıcak insanları olduğunu iddia ediyorum. Bunu kanıtlamak için de, size özel bir işlem yapıyorum. Mücevherleri satmıyorum. Size emanet ediyorum. Ben size güveniyorum. Belki bir gün, siz de bize güvenirsiniz. Sadece denizimize, güneşimize, kumumuza değil, Türklere de güvenmeyi öğrenirsiniz."
Sayfa 150Kitabı okudu
Bizim tarihimiz, bütün ileri atılışların irticanın kurşunuyla durdurulduğunu, öldürüldüğünü gösteren nice örneklerle doludur. Bunların Cumhuriyet'ten öncekileri için sol parmağı düşünmek tarihe de, olaylara da uymaz. Cumhuriyet'ten sonrakilerin ise sol parmağıyla kışkırtıldığına tanıklık edecek bir belge bugüne kadar bulunmamıştır.
Reklam
365 öğeden 141 ile 150 arasındakiler gösteriliyor.