"Toparlanamadım doktor. Emin ol kimse toparlanamıyor. Sadece herkes başka türlü dağılıyor."
Benim için çocukluk sesi, dikiş makinesi sesidir.
Derler ki tarla kuşu bütün gece öttüğü zaman tarla faresi bütün ihtiyatı elden Bırakır ve yuvasından çıkarmış. Ve beni deliğinden sen çıkarmıştın. Ve sonra bütün hayallerimi yıktın.Yönetimi eline aldın. Ve sonra birlikte sokakta yürürken, istediğin yerden karşı kaldırıma geçmeye cesaret ettin.
Herşey sensin
Garip gönlüm derde düştü yastadır
Zaaf sensin, heves sensin, heva sen
Vurgun bir güzele yürek hastadır
Çare sensin, ilaç sensin, deva sen
Gönül haz almıyor gayri övgüden
Bu can, medet ummaz çirkin sövgüden
Gönül harap, bitap sensiz sevgiden
Beautiful Things
Küçükken hep evde kavanozda fasulye çimlendirirmiş pamuk arasında. Öyle tatlı anlatıyor ki pamuk mu olmak istiyorum, kavanoz mu, fasulye mi o an bilmiyorum, ama durduğum yerde çimleniyorum kıza, öyle bir haldeyim.
Tek hayali kendine ait bir tarla, tarlanın ortasında küçücük bir evmiş. Deliriyormuş, böyle bir yer için..Kitabı okudu
Çok fedakarlık yapana kıymet verilseydi, yıllarca tarla süren öküze bıçak sürülmezdi.
#HerkesEderiKadar
Küçükken hep evde kavanozda fasulye çimlendirirmiş pamuk arasında. Öyle tatlı anlatıyor ki pamuk mu olmak istiyorum, kavanoz mu , fasulye mi o an bilmiyorum…
Sayfa 28 - KerimKitabı okuyor
Geç modern çağa kadar insanların yüzde 90'ından fazlası, her sabah erken kalkıp ter içinde kalana dek çalışan köylüler olarak yaşıyorlardı. Ürettikleri fazladan gıda, tarih kitaplarını dolduran küçük bir seçkin azınlığı doyuruyordu: krallar, bürokratlar, askerler, rahipler, sanatçılar ve filozoflar. Tarih çok az insanın "yaptığı", geri kalanların da tarla sürdüğü veya su kovaları taşıdığı bir şeydir.
Sayfa 113 - Kolektif Kitap
Suriye, Filistin ve Hicaz’da: “Türk müsünüz?” sorusunun birçok defalar cevabı:”Estağfirullah!” idi. Bu kıtaları ne sömürgeleştirmiş ne de vatanlaştırmıştık. Osmanlı İmparatorluğu buralarda, ücretsiz tarla ve sokak bekçisi idi.
senede bir gün ..
Yılda bir gün beklediğini her gün bekler olmuş. Sabah uyanınca başlayan ve yatsı ezanı okununca sönen bir bekleyiş başlamış...
Sayfa 39 - Doğan Kitap YayınlarıKitabı okuyor