Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Bugün Rosetta Projesi adında, insan dillerini yok olmaktan kurtarmayı hedefleyen bir girişim bulunuyor. San Francisco merkezli projede çalışan dilbilimciler, antropologlar ve bilgisayar uzmanları nikel bir disk tasarlayarak üzerine aynı metnin bin dildeki tercümesini mikroskobik boyutlarda kaydetmeyi başardılar. Bu bin dilden herhangi birini hatırlayan son kişi de ölse bile, paralel tercümeler bu dillerin kayıp anlamlarını ve fonetiğini yeniden bulmayı mümkün kılacak. Evrensel ve taşınabilir bir Rosetta Taşı olan bu disk, kelimelerin ilelebet unutulmasına karşı bir direnişi temsil ediyor.
Sayfa 79 - El infinito en un junco, la invención de los libros en el mundo antiguo. Bilgi Yayınevi, 1. Basım Nisan 2023, [ISBN: 978-975-22-1199-5]Kitabı okudu
495 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Kutsal Kase Yüzyıllar boyunca Hristiyanlar, İsa'nın Son Akşam Yemeği'nde içtiği kase olduğuna inanılan Kutsal Kâse'yi aradılar. Kâse'nin kutsal olduğuna ve ona sahip olan herkese büyük ruhsal güçler verme yeteneğine sahip olduğuna inanılır. Kâse, Fransız şair Chrétien de Troyes tarafından 12. yüzyıl şiiri Perceval'de
Da Vinci Şifresi
Da Vinci ŞifresiDan Brown · Altın Kitaplar · 200345,7bin okunma
Reklam
Ong’un sözlü kültür ile yazılı kültürü derinlemesine inceleyerek karşılaştırdığı ünlü eserinde[11] alfabenin toplumu ve insanı, bir başka deyişle kolektif düşünceyi ve bireysel düşünceyi nasıl dönüştürdüğü detaylıca ele alınmaktadır. Ong’a göre yazı öncesi insanı kendi bilincine ve düşüncesine odaklanabilen bir zihin yapısına sahip değildir. Zira
İnsanlar bilgiyi yayma ve paylaşma gereğini hissedince yazı yazmak için daha hafif ve daha kolay taşınabilir nesneler kullandılar. Eski Mısırlılar papirüs bitkilerini presleyip tomar yapıyorlar ve is, reçine, su karışımından oluşan bir mürekkeple üzerlerine yazı yazıyorlardı. Romalılar parşömen veya tirşe diye bilinen gerilmiş hayvan derilerine yazı yazdılar. Milattan sonra ikinci yüzyıl dolaylarında Çinliler yazı yazmanın akıllıca bir yolu olarak kağıdı icat ettiler.
Kağıdın Tarihi
Söz yazıya dökülüp cisimleştiğinde, insanlar, fikirleri kaydetmek için ağır kil tabletler yerine hafif taşınabilir nesneler aradılar. Asırlar boyunca eski Mısırlılar, üzerine yazı yazılacak malzeme yapmak için papirüs bitkisinin lifli katmanlarını bir araya getirip sıkıştırıyorlardı ama bunu yapmak pahalıydı. Daha uzun yazıları daha uzun
Kolektif
Taşınabilir Papirüs
Taşınabilir Papirüs İnsanlar bilgiyi yayma ve paylaşma gereğini hissedince yazı yazmak için daha hafif ve daha kolay taşınabilir nesneler kullandılar. Eski Mısırlılar papirüs bitkilerini presleyip tomar yapıyorlar ve is, reçine, su karışımından oluşan bir mürekkeple üzerlerine yazı yazıyorlardı. Romalılar parşömen veya tirşe diye bilinen gerilmiş hayvan derilerine yazı yazdılar. Milattan sonra ikinci yüzyıl dolaylarında Çinliler yazı yazmanın akıllıca bir yolu olarak kağıdı icat ettiler. Çinliler, Koreliler ve Japonlar metinleri bütün halde tahta blokların üzerine kazıyıp, ardından bu bloklara fırçayla mürekkep sürerek, kağıt toplarını mürekkepli blokların üzerine bastırıyor, böylece metinleri tekrar tekrar üretebiliyorlardı. Tahta basma kalıbı baskının icadından sonra bile yazılı söz, elitlerin (zenginler ve ruhban sınıfının) ilgi alanı olarak kaldı. Sırf kitapların maliyeti toplumun büyük çoğunluğunun cahil kalmasına neden oldu. Neyse ki 1440'lı yıllarda Johannes Gutenberg üzerinde çalıştığı çığır açan buluşunu duyurdu: Portatif matbaa harfleri. Bu buluş matbaaya giden yolu açtı.
Sayfa 69 - Kolektif