Bazen şöyle düşünüyorum, dünyaya gelirken melek şeklinde dizayn edilmiş görünmez bir rehber verseler. O da ihtiyacımız olduğu anlarda fısıldasa kulağımıza, Fulbright şudur kardeşim, Google'ın da esas manası budur, şuradan git sola dön, TEDAŞ'da orada, elektrik faturanı mesai saatleri içinde yatırabilirsin. Kimsenin kendi kendine konuşan insanları yadırgamadığı bir dünya olurdu işte bu. Üzüldüğün zaman bile beraber ağlardın rehber meleğinle. İşte o zaman görürdü Allah Teâlâ gözyaşlarımızı, gelin evladım buraya derdi, bir şu üzüldüğünüz şeylere bakın bir de evrenin sonsuzluğuna. Bu kadar acı yeter size, bu kadar saçmalık yeter, haydi gelin biraz da bu tarafta yaşayın.
İzmir’de TEDAŞ vatandaştan elektrik parası topluyor. Topladığı bu parayı, o günün şartlarında yüzde 40 faizle özel bankaya yatırıyor. Sonra ne oluyor? O özel banka aynı parayı yüzde 150 faizle devlete borç olarak veriyor. Çünkü TEDAŞ’ın parası var ama Elazığ’daki Karayollarına para lazım. Onun parası bitmiş. O parayı temin etmek için devlet özel bankalara borçlanıyor. Peki, özel bankanın devlete borç olarak verdiği para kimin? Devletin. Devlet, kendi parasını yüzde 40 faizle özel bankaya yatırıyor ama yüzde 150 faizle yine kendi parasını borç alıyor. Bizden önce, bu yolla 14 milyar dolar borçlanırmış, faiz ödenmiş.
Bazen
şöyle düşünüyorum, dünyaya gelirken melek
şeklinde dizayn edilmiş görünmez bir rehber
verseler. O da ihtiyacımız olduğu anlarda
fısıldasa kulağımıza, Fulbright şudur kardeşim,
Google’ın da esas manası budur, şuradan git
sola dön, TEDAŞ da orada, elektrik faturanı
mesai saatleri içinde yatırabilirsin. Kimsenin
kendi kendine konuşan insanları yadırgamadığı
bir dünya olurdu işte bu. Üzüldüğün zaman bile
beraber ağlardın rehber meleğinle. İşte o zaman
görürdü Allah Teâlâ gözyaşlarımızı, gelin evladım buraya derdi, bir şu üzüldüğünüz
şeylere bakın bir de evrenin sonsuzluğuna. Bu
kadar acı yeter size, bu kadar saçmalık yeter,
haydi gelin biraz da bu tarafta yaşayın.
İzmir'de TEDAŞ vatandaştan elektrik parası topluyor. Topladığı bu parayı, o günün şartlarında yüzde 40 faizle özel bir bankaya yatırıyor. Sonra ne oluyor? O özel banka aynı parayı yüzde 150 faizle devlete borç olarak veriyor. Çünkü TEDAŞ’ın parası var ama Elazığ'daki Karayollarına para lazım. Onun parası bitmiş. O parayı temin etmek için devlet özel bankalara borçlanıyor. Peki, özel bankanın devlete borç olarak verdiği para kimin? Devletin. Devlet, kendi parasını yüzde 40 faizle özel bankaya yatırıyor ama yüzde 150 faizle yine kendi parasını borç olarak alıyor. Bizden önce, bu yolla 14 milyar dolar borçlanılmış, faiz ödenmiş.
“Bazen şöyle düşünüyorum, dünyaya gelirken melek şeklinde dizayn edilmiş görünmez bir rehber verseler. O da ihtiyacımız olduğu anlarda fısıldasa kulağımıza, Fulbright şudur kardeşim, Google’ın da esas manası budur, şuradan git sola dön, TEDAŞ da orada, elektrik faturanı mesai saatleri içinde yatırabilirsin. Kimsenin kendi kendine konuşan insanları yadırgamadığı bir dünya olurdu işte bu. Üzüldüğün zaman bile beraber ağlardın rehber meleğinle. İşte o zaman görürdü Allah Teâlâ gözyaşlarımızı, gelin evladım buraya derdi, bir şu üzüldüğünüz şeylere bakın bir de evrenin sonsuzluğuna. Bu kadar acı yeter size, bu kadar saçmalık yeter, haydi gelin biraz da bu tarafta yaşayın”
İnanç tekeden süt çıkartır. Bunun bir örneği de, Refahyol Hükümeti döneminde getirdiğimiz Havuz Sistemi'dir.
İzmir'de TEDAŞ vatandaştan elektrik parası topluyor. Topladığı bu parayı, o günün şartlarında yüzde 40 faizle özel bir bankaya yatırıyor. Sonra ne oluyor? O özel banka aynı parayı yüzde 150 faizle devlete borç olarak veriyor. Çünkü TEDAŞ'ın parası var ama Elazığ'daki Karayollarına para lazım. Onun parası bitmiş. O parayı temin etmek için devlet özel bankalara borçlanıyor. Peki, özel bankanın devlete borç olarak verdiği para kimin? Devletin. Devlet, kendi parasını yüzde 40 faizle özel bankaya yatırıyor ama yüzde 150 faizle yine kendi parasını borç olarak alıyor. Bizden önce, bu yolla 14 milyar dolar borçlanılmış, faiz ödenmiş.
Biz gelince ne yaptık?
10 bin tane kamu kuruluşunun mali imkânlarını bir elektronik merkezde topladık. Devletin nesi varsa gördük. Bütün devlet kuruluşlarına, "özel bankalardaki paralarınızı devlet bankasına götüreceksiniz" dedik. Bu elektronik hazırlık, yaklaşık bir ay sürdü. Bir de baktık ki devletimizin çok parası var. Meğer biz ne kadar zenginmişiz. Bu havuzu kurup da TEDAŞ'ın parasını faiz- siz bir şekilde Elazığ'daki karayollarına verince devlet borçlanmaktan kurtuldu, rahat bir nefes aldı. Böylece devleti, 6 ayda 10 milyar dolar faiz ödemekten kurtardık. Fakir fukaranın parasını rantiyeye, dış güçlere, ırkçı emperyalizme vermekten kurtardık.