Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
420 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kaç kez itiraf edilir ki aynı günah aynı insana?
"İnsanları çaresiz bırak, iç organlarından roket yaparlar! Siz bu cümleyi okurken, bir yerlerde insanlar, ülkelerindeki savaş, açlık ve yoksulluktan kaçmak için sonu zifiri bir yolculuğa çıkmaya hazırlanıyor. " Bildiklerimiz insanlığa dair umutlarımızı yıkarken bilmediklerimiz bize neler yapacak? Hangi duvara çarpıp, hangi denizde
Daha
DahaHakan Günday · Doğan Kitap · 202313,7bin okunma
260 syf.
8/10 puan verdi
Güncelerin romana evirldiği meşhur eser. Okuyucu bu romanda Roquentin'in bunalım dolu günceleriyle karşılaşır. Romanın popülerliği ve her bireye hitap etmesinin sebebi biraz da budur aslında. Yazarlar yazma meselesine farklı sebeplerden itilirler. Kaçış yolları, kurtuluş fırsatları veya bir kapı ararlar. Yazabilmek onlar için zihinsel
Bulantı
BulantıJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 202122,8bin okunma
Reklam
260 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
Bulantı Hakkında Tahlilim (Spoiler İçerir)
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
Bulantı
Bulantı
BULANTI Bulantı, 1938 yılında Jean-Paul Sartre tarafından kaleme alınmıştır. Kitap felsefi bir romandır. Fazlasıyla betimlemelere, psikolojik tahlillere yer verilen kitapta temel konu olarak varoluşçuluk işlenir. Sartre’nin 33 yaşında yazmaya başladığı ve ilk romanı olan Bulantı, kendisinin favori kitabım olarak
Bulantı
BulantıJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 202122,8bin okunma
120 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Anadolu Kokulu Kadınlar
BİR KİTAP/ ANADOLU KOKULU KADINLAR Anadolu Kokulu Kadınlar, Dilek Tuna Memişoğlu'nun ilk öykü kitabıdır. Feridun Andaç'ın öykünün söz söz cümle cümle eleyerek dokuyarak kurduğunuz işçiliğini yaparsınız dediği öykülerden oluşmaktadır, Anadolu Kokulu Kadınlar öykü kitabı. On altı öyküde de bu durumu hissediyoruz. "Hiçbir şey
Anadolu Kokulu Kadınlar
Anadolu Kokulu KadınlarDilek Tuna Memişoğlu · Truva Yayınları · 202219 okunma
200 syf.
7/10 puan verdi
·
34 saatte okudu
Vildan ve Mualla iki uç nokta. Tereddütü aralarında tokatlayan iki duvar. Vildan dengesiz. Histerik, değişken sonuna kadar taşkın hem esrarlı hem açık, korkutucu ve heyecan verici. Adeta yazarın hayat görüşündeki ikircikli, ikilikli halin vücut bulması gibi. Tereddütü üzerine her şeyiyle çeken koca bir soru ve ünlem işareti. Mualla'nın ise
Bir Tereddüdün Romanı
Bir Tereddüdün RomanıPeyami Safa · Ötüken Neşriyat · 20207,1bin okunma
Fazlasıyla tanıdık cümleler:)
Geçmiş, şimdi ve dünya üzerine çeşitli düşüncelere dalmaktan bıkmıştım artık. Bir tek şey istiyordum yalnız: Kitabımı rahatça bitirmem için hiçbir şeyin beni engellememesi.
Sayfa 143 - Can Y.Kitabı okudu
Reklam
218 syf.
·
Puan vermedi
“Varoluş, Çıkışsız Labirentte Bir Kovalamacadır”
Varlık Ergen
Varlık Ergen
varlikergen.com dusunbil.com / felsefehayat.net ve Cumhuriyet Gazetesinde yayımlandı: İbrahim Türkdoğan’ın “Hiç/Sınır Ötesi Tümceler” isimli kitabına değinmek istiyorum bu yazımda. Kitap, Öteki Yayınevi etiketiyle basılmış; Mazlum Hancı yayına hazırlamış ve kapak/sayfa düzenlemesini Özgür Yurttaş üstlenmiş. Kendisi Max Stirner’in
Hiç
HiçH. İbrahim Türkdoğan · Öteki Yayınevi · 201812 okunma
İnsanın Anlamını Tüketmek
Zamanın ruhu deselerdi, hiç düşünmeden, bellek yitimi, derdim. Tuhaf bir bilgi edindik sonunda. Her şeyin bir cümlelik anlamı olduğu bir bilgi. Bir saat sonra kimsenin aklında kalmayan; derdi, duygusu, sesi, soluğu olmayan bir zavallı bilgi. İçinde hayatın olmadığı bir bilgi. Ne acısı var, ne sevinci. Sadece söylüyorsunuz. Bunun için bir nedeniniz olması da gerekmiyor. Koroya katılmak için bu kadarı yetiyor. Var olacağınız başka bir alan kalmadı. Zaten iki dakika sonra siz de, sözünüzü dinleyenler de hiçbir şey anımsamıyor. Gerçi siz sözünüze muhatap aramıyorsunuz, konuştuğunuz kişi de kimseden bir söz beklemiyor ama olsun, ne gam. Çağ, yeni bir varoluş kaidesi yarattı. Siz neden alçakta kalasınız değil mi? Bir şimşek çakımı boşlukta, siz de iki saniye göründünüz. Yeter! Şimşek çakımı da değil, aptal bir tekrarın ruhsuz, kimliksiz gölgesi. Ne diyordu, hepimizden yapılmış bir bulantı fotoğrafının altındaki dizeler: Herkesle bir olurum / kişiliksiz kalırım.' Kimsenin kendine ait bir zamanı yok. Kimsenin kendi acısı yok, anısı yok, rüyası yok, arzusu yok. Herkes koronun en ortasında en yüksek sesi çıkarmak için çırpınıyor. Oraya nasıl geldiğini bilmiyor. Oradan nereye gideceğini bilmiyor. Kalabalıkla birlikte o da bağırıyor. Tek zamana indirgenmiş bir bellek. Yapıştırma bir gülümseme. Eğreti. Anlamsız.
Sayfa 7 - Kırmızı Kedi
260 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Çok tanıdık... Bulantı yeterli olmuş mu bilmiyorum ama bununla beraber yedirdiği yalnızlık hissini adeta yaşıyorsunuz. Bana ilk gerçek yalnızlığımı hatırlattı ilk sorgulamaya başladığım zamanı ki sürekli yüreğimi ağzıma getirirdi tekrar aynı hisleri yaşamaktan kaçtığım korkunç bir dönemdi, fakat kitabı okuyunca yalnızlığın da büyütülebildiğini ve bir emek gerektirdiğini daha da kavramış oldum. Betimlemeler çok can alıcı , kitap okumaktan yorulduğum ağırlaştığım bir dönemde olmama karşın elimden düşüremedim, her bölümde kendinizi bulmanız mümkün tek cümlelik olanlar da dahil. Daha güzel incelemeler elbette mevcut fakat kendinizden özellikle sürekli kaçtığınız ötelediğiniz görmek istemediğiniz kendinizden birşeyler bulmak istiyorsanız okuyunuz ;)
Bulantı
Bulantı
Jean-Paul Sartre
Jean-Paul Sartre
Bulantı
BulantıJean-Paul Sartre · Can Yayınları · 202122,8bin okunma
iNSANIN ANLAMINI TÜKETMEK Zamanın ruhu deselerdi, hiç düşünmeden, bellek yitimi, derdim. Tuhaf bir bilgi edindik sonunda. Her şeyin bir cümlelik anlamı olduğu bir bilgi. Bir saat sonra kimsenin aklında kalmayan: derdi, duygusu, sesi, soluğu olmayan bir zavallı bilgi. İçinde hayatın olmadığı bir bilgi. Ne acısı var, ne sevinci. Sadece söylüyorsunuz. Bunun için bir nedeniniz olması da gerekmiyor. Koroya katılmak için bu kadarı yetiyor. Var olacağınız başka bir alan kalmadı. Zaten iki dakika sonra siz de, sözünüzü dinleyenler de hiçbir şey anımsamıyor. Gerçi siz sözünüze muhatap aramıyorsunuz, konuştuğunuz kişi de kimseden bir söz beklemiyor ama olsun, ne gam. Çağ, yeni bir varoluş kaidesi yarattı. Siz neden alçakta kalasınız değil mi? Bir şimşek çakımı boşlukta, siz de iki saniye göründünüz. Yeter! Simşek çakımı da değil, aptal bir tekrarın ruhsuz, kimliksiz gölgesi. Ne diyordu, hepimizden yapılmış bir bulantı fotoğrafın altındaki dizeler: Herkesle bir olurum| kişiliksiz kalırım. * Kimsenin kendine ait bir zamanı yok. Kimsenin kendi acısı yok, anısı yok, rüyası yok, arzusu yok. Herkes koronun en ortasında en yüksek sesi çıkarmak için çırpınıyor. Oraya nasıl geldiğini bilmiyor. Oradan nereye gideceğini bilmiyor. Kalabalıkla birlikte o da bağırıyor. Tek zamana indirgenmiş bir bellek. Yapıştırma bir gülümseme. Eğreti. Anlamsız. Güvenlik içinde ama yalnız değil. Bütün korkularını yendi. Daha doğrusu korkuyu saklayacak, öfkeyi, itirazı, hevesi saklayacak bir geçmişi yok. *Edip Cansever
Reklam
84 syf.
·
Puan vermedi
·
10 günde okudu
şeffaflaştıramadıklarınızdan mıyız ?
Yazarla instagram uygulamasını sildiğim ve sosyal medya kültürü üzerine düşündüğüm, kendimi dinlediğim daha doğrusu duymaya çalıştığım (çünkü artık içimizde çok fazla ses var) bir zamanda karşılaştım. Bu yüzden benim için çok daha anlamlı oldu. Öncelikle kitap felsefik olması hasebiyle ağır bir dile sahip. Yalan yok bazı yerleri anlamadım böyle
Şeffaflık Toplumu
Şeffaflık ToplumuByung-Chul Han · Metis Yayıncılık · 20172,102 okunma
İNSANIN ANLAMINI TÜKETMEK Zamanın ruhu deselerdi, hiç düşünmeden, bellek yitimi, derdim. Tuhaf bir bilgi edindik sonunda. Her şeyin bir cümlelik anlamı olduğu bir bilgi. Bir saat sonra kimsenin aklında kalmayan; derdi, duygusu, sesi, soluğu olmayan bir zavallı bilgi. İçinde hayatın olmadığı bir bilgi. Ne acısı var, ne sevinci. Sadece söylüyorsunuz. Bunun için bir nedeniniz olması da gerekmiyor. Koroya katılmak için bu kadarı yetiyor. Var olacağınız başka bir alan kalmadı. Zaten iki dakika sonra siz de, sözünüzü dinleyenler de hiçbir şey anımsamıyor. Gerçi siz sözünüze muhatap aramıyorsunuz, konuştuğunuz kişi de kimseden bir söz beklemiyor ama olsun, ne gam. Çağ, yeni bir varoluş kaidesi yarattı. Siz neden alçakta kalasınız değil mi? Bir şimşek çakımı boşlukta, siz de iki saniye göründünüz. Yeter! Şimşek çakımı da değil, aptal bir tekrarın ruhsuz, kimliksiz gölgesi. Ne diyordu, hepimizden yapılmış bir bulantı fotoğrafının altındaki dizeler: Herkesle bir olurum / kişiliksiz kalırım. Kimsenin kendine ait bir zamanı yok. Kimsenin kendi acısı yok, anısı yok, rüyası yok, arzusu yok. Herkes koronun en ortasında en yüksek sesi çıkarmak için çırpınıyor. Oraya nasıl geldiğini bilmiyor. Oradan nereye gideceğini bilmiyor. Kalabalıkla birlikte o da bağırıyor. Tek zamana indirgenmiş bir bellek. Yapıştırma bir gülümseme.
Cümleler kurmak zorunda değilim. Belli durumları açığa çıkarmak için yazıyorum ben. Edebiyattan kaçınmalıyım. Sözcükleri aramadan, çalakalem yazmak gerek. Aslında beni tiksindiren şey, dün gece kendimi pek yüce hissetmiş olmak. Yirmi yaşındayken kafayı çeker, sonra Descartes gibi bir adam olduğumu ileri sürerdim. Kendimi hamasetle şişirdiğimi çok iyi bilsem de engel olmazdım buna, hoşuma giderdi. Ertesi gün, kusmuk dolu bir yatakta uyanmış gibi yüreğim daralırdı.
42 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.