90 yaşındakı çok mutlu bir kadına soruyorlar; "Bu kadar hastalığın varken nasıl oluyor da mutlu olabiliyorsun?" diye. Kadın "Ben çalışan organlarımı düşünüyorum, çalışmayanları değil" diye cevap veriyor.
“Ben sensizliği yalnızlık sanmıştım her keresinde.
Sensiz kalmamak için sendim o vakitler;
seni uyuyordum sürekli,
seni içiyordum çay diye,
cennet diye seni düşlüyordum
-ki, sen yeşilçıplak bir yeşildin gözümde
Cennetten damıtılmış
(Oysa cennet, gelecek korkusunun
en düşsel çocuğuymuş, uzaktan emzirdiğimiz);
ve çarşaflar dillenince ayak
"Niye kederlenirsin? " der Hz. Mevlana...
"Taş taşlıktan geçmedikçe parmaklara yüzük olamaz. Yüzük olmak dileyen taş, ezilmeyi yontulmayı göze almalıdır."
İlk çıktığı zaman alıp yeni okuma fırsatı bulduğum John Verdon'un Dedektif Dave Gurney serisinin son kitabı olan Kurt Gölü kitabını nihayet bitirdim. Şunu söylemeliyim ki bu kitap John Verdon'u tekrar zirveye yaklaştırmış. Kurgu çok güzel. Anlatım neredeyse kusursuz. 470 sayfayı sıkılmadan okudum, üstelik 60 bölümün her bölümünü bir bir merak
Yalom'un Psikiyatrist olana kadar karşılaştıkları, vakalara ilişkin birikimleri, yeni terapi yöntemlerini nasıl keşfettiği, bunun yanında aile hayatını göz ardı etmeyip en önem verilmesi gereken kurum olmasını güzel ve çarpıcı bir dille anlatmış. Beğenerek ve severek okudum.
Mutlulukla ilgili farkındalık kazandırmayı amaçlayan ve bunu başarmanın kişiye bağlı olduğunu sürekli vurgulayan bir kitap. Bir kitap okuyarak mutlu olmayı elbette beklemez kimse. Zaten yazarlar da bunun mümkün olmadığını en başından belirtiyor. Fakat günlük hayatın akışında farkında olmadan tükettiğimiz mutluluğa yaklaşmak için yapılabilecekler konusunda okuru aydınlatan bir kitap olmuş. Duygular, ilişkiler, bireyin güçlü yanların keşfi, haz, zor zamanlar gibi mutluluğa dair konuları kişisel gelişim safsatalarına bulaşmadan ayakları yere basan gerçekçi bir bakış açısı ile ele alıyor. Kitabın kaç yerinde konuyla ilgili bir araştırmaya referans verildiğini sayamazsınız dahi. Zaten kaynakça kısmından kitabın bilimselliği anlaşılıyor. Ayrıca her bölümde yazarlar uygulanabilecek küçük alıştırmalara yer veriyorlar. Ben bunları uygulamadım fakat işe yarayacakları kesin. Ayrıca yazarların dili oldukça samimi. Yazarlarla sohbet ediyormuş ya da terapi seansındaymış gibi hissediyorsunuz okurken. Sonuç olarak okumakta fayda var. En azından Mutluluk 1.0 için.
Yazarlardan Selda Koydemir'i Twitter'da takip etmenizi tavsiye ederim. Yaşama ilişkin paylaştığı twitleri hoşunuza gidecektir.