Rahibelerden biri bana sordu:
“Tanrı sana bir şans daha tanısaydı yaptığın her şeyi değiştirir miydin?”
Evet diye karşılık verdim ama aslında emin değilim.
Tek bildiğim, bugün yüreğimin sakinleri tutkular, hevesler,
gururlar, ihanetler, üzüntüler, yalnızlıklar, utançlar olan bir hayalet şehirden
farksız olduğu. Bir türlü kurtulamıyorum
Adalet hiç de yasanın hizmeti değildir: Tersine yasa, insanların çıkar ilişkileri içinde bulunduğu her durumda hak olanın ilanından ve tatbikinden öte bir şey olmamıştır asla.
Entropi kavramının temelini ilk olarak Benjamin Thompson 1854’de attı. Fakat Entropi
Yasası’nı ilk olarak Hermann Von Helmhotz 1856’da keşfetti. Entropi Yasası, termodinamiğin
ikinci yasası olarak da anılır.
Bu yasa, bize, evrenin sonunun her an yaklaştığını ve fizik kuralları açısından bu sonucun
kaçınılmaz olduğunu söyler. Buna sebep olan; ısının tek yönlü, geri çevrilmesi mümkün olmayan
akışıdır. Örneğin bir odanın içinde sıcak su dolu bir kova bıraktığımızı düşünelim. Sıcak su
kütlesindeki ısı enerjisi odaya yayılır, fakat hiçbir zaman için bu ısı akışı aksi yönde olmaz; bir kere
ısı enerjisi odaya yayıldıktan sonra, bu ısı enerjisi dönüp de kovadaki suyu eski sıcaklığına
getirmez. Kapalı bir sistemdeki enerji akışı tek yönlüdür ve bu akış tam bir denge noktasına
ulaşıncaya kadar devam eder. Bu denge noktasına “termodinamik denge” denir ve bu durumda
entropi en yüksek değerine kavuşur. Tersine çevrilmesi mümkün olmayan bu fiziki sürecin varlığı,
evrenin de, tıpkı insanlarda olduğu gibi, asla geri dönüşü olmayan bir yaşlanma sürecine sahip
olduğunu gösterir.
Gerek bizim Güneş’imizde, gerekse evrendeki diğer yıldızlarda, ısının bu tek yönlü hareketine
dayalı termodinamik yasa hüküm sürmektedir. Güneş, soğuk uzaya ısı yayarak entropiyi sürekli
arttırır. Fakat uzaydaki bu ısı toplanıp da Güneş’e geri dönmez. Termodinamik yasa, entropinin
sürekli arttığını ve bu sürecin kesinlikle tek taraflı olduğunu söyler.
Bu yaşa geldim içimde bir çocuk hâlâ
Sevgiler bekliyor sürekli senden.
İnsanın bir yanı nedense hep eksik
Ve o eksiği tamamlayayım derken,
Var olan aşınıyor azar azar zamanla.
Anamın bıraktığı yerden sarıl bana.
Anılarım kar topluyor inceden,
Bir yorgan gibi geçmişimin üstüne.
Ama yine de unutuş değil bu,
Sızlatıyor sensizliği tersine.
Senin kim olduğunu bile bilmezken.
Sevgiden caydığım yerde darıl bana.
Cinsellikle ilgili Amerikan ve İngiliz yasaları bir çok maddelerini dinsel hükümlerden almış ya da bu hükümlere uydurulmuşlardır. Özel bir davranış biçimi olarak sevişme yasa ile yasaklanmamıştır fakat sevişmek için kullanılan yöntem ve hareket biçimlerinden bir çoğu uygunsuzluk ya da ağır suçlar olarak cezayı gerektiren arasına sokulmuştur. Sevişmenin yasal olarak yasak ve cezayı gerektiren davranış olduğunu pek az Amerikan genci bilmektedir fakat hepsi bunu bilseydi bile yine de pek çoğu bunu bilmemezlikten gelecekti. Günümüz Amerika'nın kadın ve erkeklerini bir takım cinsel faaliyetlerden alıkoyan şey yasaklar ve ceza korkusu değil tersine gelenek ve göreneklerdir.
Fransızlar, ilk darbeleri sizler vuracaksınız; ulusal eğitiminiz gerisini tamamlar; ama işe hemen koyulmalısınız; en önemli işiniz bu olsun; dini eğitimin pek ihmal ettiği temel ahlak, özellikle bu eğitimin temeli olsun. Çocuklarınızın genç dimağlarını yoran Tanrı'yla ilgili aptallıkların yerine, onları mükemmel toplumsal ilkelerle doldurun; on altı yaşına basar basmaz unutmaktan gurur duyacakları uyduruk duaları onlara ezberletmek yerine, toplum içindeki görevlerini öğretin; geçmişte şöyle bir sözünü ettiğiniz ve sizin dini masallarınız olmadığında, onların kişisel mutluluklarına yeten erdemleri sevmeyi öğretin onlara; bu mutluluğun, kendimizin ne kadar talihli olmasını istiyorsak başkalarını da o kadar talihli kılmaktan ibaret olduğunu bilsinler. Eğer bu hakikatleri, geçmişte çılgınca yaptığınız gibi, Hristiyanların boş hayallerine dayandırırsanız, öğrencileriniz temel ilkelerin uydurukluğunu fark eder etmez kurduğunuz yapıyı çökerteceklerdir ve sırf devirdikleri din onlara yasaklıyor diye birer hergele olup çıkacaklardır. Tersine, erdemin gerekliliğini, yalnızca kendi mutlulukları buna bağlı diye açıklarsanız, bencillikleri nedeniyle namuslu insanlar olurlar ve tüm insanları yöneten bu yasa daima tüm yasaların en güveniliri olur. Dolayısıyla, bu ulusal eğitime dinsel bir masal karıştırmaktan uzak durun. Bir Tanrı'ya tapan sefiller değil, özgür insanlar yaratmak istediğimizi asla gözden uzak tutmayalım.