Nasıl bir tezat ki...
Hem sevmek hem ölmek aynı şey olabiliyor?
Gitmek kalmakla nasıl buluşabilir ki?
Sayfa 90Kitabı okudu
Büyük servetler Hugo'nun eserleri gibi tezat doludur! Para maddi mesafeleri azaltırken, manevisini çoğlatıyordu; Adnan istediği yere beş dakikada gidiyordu, istediği şey beş dakikada cebinde, midesinde, kollarındaydı... Fakat memleketin felaketleri ondan kaçıyordu, uzakta duruyordu; İstanbul'un kapısında üst üste yığılan genç ölüleri, Çanakkale'de, balya balya şehitleri - sanki Çin'de vebadan ölenlerdi- uzaktan seçemiyordu.
Sayfa 332Kitabı okudu
"Hürriyet insana insanlık vekarını kaybetmemek için lazım gelen şeylerin hepsini birden ve bir arada vermezse, ona hürriyet ddnilemez. Hürriyet lügat kitaplarında boy gösteren ve tarif edillen bir kelime olmamalıdır. Eğer hürriyet hayatın ihtiyaçları ile tezat hâlindeyse, eğer sizi en meşru ihtiyaçlarınızın kölesi yapmıyorsa, bilakis etrafınızdaki kimselerle tam bir ahenk içinde yaşamınızı mümkün kılıyorsa, o zaman size mutluluk getirir."
Sayfa 155 - İthakiKitabı okudu
Mutlu ülkelerin yurttaşlarının intihar oranları mutsuz ülkelerinkinden daha yüksektir, çünkü etraflarındaki gülümseyen yüzlere baktıklarında tezat çok büyüktür...
"Âlimler neyi devam ettirmeli? Dini ihya etmek ve oturtmak için, din ile mücadele... Misyon budur. Tarihte tahakkuk etmemiş bir dini hâkim kılmak ve yerleştirmek. Ancak bu hedefin tahakkuk etmesi için halk (nas) o derece olgunlaşmalı, o kadar dinî vicdan bilincine ve uyanışa sahip olmalı ve tevhidin gerçek anlamını öyle kavramalı ki; tevhidin tağuta kulluk ile hiçbir ilgisinin olmadığını, onunla tezat teşkil ettiğini anlamalı, kavramalı ve yaşayarak hissetmelidir. Öyle ki tevhid elbisesine bürünmüş şirkin yalancı yüzünü teşhis edebilmeli ve yeryüzünde şirkin her türlüsünü, bütün maskelerini parçalayarak yok etmelidir. Bu sayede insanlar, materyalistlerin haklı olarak ifade ettikleri cehaletin ve korkunun ürünü olan dinden kurtulup tevhid dinine kavuşsunlar."
Sayfa 53 - Fecr Yayınları, 11.baskı, 2017.Kitabı okudu
Bazı şeylerin cevabı gibi ak ya da kara diye açıklanamaz insan. Ruhunun her hücresinde ayrı bir his, birbirine tezat temenniler, umutlar, korkular, kaygılar saklar.
