Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

beyza

beyza
@thenurbbb
Sorulmaması ve Cevaplanmaması Gereken Sorulara Örnekler
Gerçekten de -mümkün ve insanların arasında meydana gelen şeylerden olduğu sürece- olmamış meselelerin olmuş farz edilmesi fıkıh talebesi için mutlaka gerekli bir husustur. Hatta bu, ilmin özü ve ruhudur. Fıkhın kitap ve sünnet gölgesinde Müslüman alimler tarafından karşılıklı çalışılan bir ilim olduğu dönemlerde, olması mümkün meseleler olmuş sayılır ve hükümleri söylenirdi. Fıkıh bu şekilde yazıya geçirildi ve öncekilerin rivayetleri bu şekilde ezberlendi.
Reklam
Sorulmaması ve Cevaplanmaması Gereken Sorulara Örnekler
Bunlar da cevap verilmemesi gereken boş ve gereksiz sorulardandır. Cibril yeryüzüne nasıl indi? Peygamber sav onu hangi surette gördü? Beşer suretinde melek olarak kaldı mı kalmadı mı ? Cennet ve Cehennem nerededir? Kıyamet ne zaman? İsa as'ın nüzulü ne zaman? İsmail mi yoksa İshak mı daha üstündür? Hangisi kurban edilmiştir? Fatıma Âişe'den üstün müdür değil midir?
Sorulmaması ve Cevaplanmaması Gereken Sorulara Örnekler
İmam Şabi'ye sorulan şey de boş ve gereksiz sorulara örnektir. Bir adam geldi ve "İblis'in karısının adı ne?" diye sordu. O da "Ben onların düğününe katılmadım" diye cevap verdi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
el-Hassü ale't-Ticarati ve's-Sınaati ve'l-Amel kitabında altıncı rivayette Abdullah b. Ahmed b. Hanbel'in öğrencisi Ebu Bekir el-Hallal'dan şu söz gelmiştir: "Münekkid Ebu Yahya Zekeriya b. Yahya bana haber verdi ve dedi ki: Ebu Abdullah'a: Ben ücretli olarak çalışmaktayım. Anne babam kendime ait bir dükkan açmamı istiyorlar, dedim. O da: Dükkan al; cenaze olur, hasta olur, dedi. Ben: Yaptığım meslek zor bir iş, bir de ortak gerekir. Yani o iş o şekilde pek yürümez dedim. O da şöyle dedi: O zaman ücretli çalışmaya geri dönersin. Bu, son derece öz ve gerçekten açık bir sözdür. İmam Ahmed bu sözle şunu kastetmiştir: Ticarette kendi işinde çalışıyorsan cenazelere katılabilir, hastaları ziyaret edebilir ve bu tarz teşvik edilen salih ameller işleyebilirsin. Fakat eleman olduğun zaman bunları yapamazsın. Çünkü ücretini saatlik olarak almaktasındır.
İyileşmeye giden yol
Yaralı çocukluktan şifaya giden yolun basamakları şöyledir: İdealize etmeyi bırakmak, farkındalık, duyguları yaşamak, suçlamak, kabullenmek, affetmek ve şifa.
Sayfa 123 - cezveKitabı okudu
Reklam
Kişi kendinden olmayanı bir başkasına veremez. Kendine tanımadığı özgürlükler ve ayrıcalıkları bir başkasına tanıyamaz.
Sayfa 101 - cezveKitabı okudu
Hepimiz çocukken bize defalarca söylenen mesajları içselleştiririz ve kendi iç sesimiz haline getiririz.
Sayfa 100 - cezveKitabı okudu
Kişinin kendinde kabul edemediği tüm yönler, başkalarına dair yargıları ile ondan uzaklaştırılır. Kendi içinde varlığını reddettiği özelliklerin başka bir insana ait olduğunu hayal etmek daha kolaydır.
Sayfa 43 - CezveKitabı okudu
Ruh benliğin enerji santralidir, onun enerjisi olmasaydı beden ölü madde olurdu.
Sayfa 41 - iletişimKitabı okudu
İstihdam Hakkı
Dünyevi şartları (gerekli okulları bitirmek, çeşitli yetenekler kazanmak,dil öğrenmek, çevre edinmek vs.) tamamlayarak, istihdam hakkının esas sahibinden vazife beklemek... “Rabbim ben hazırım. Al beni kullan. Razı olacağın yerde istihdam et. Ben sana aitim.” duası ancak bu şekilde anlam kazanacaktır. Kulluğun en güzel ve ince taraflarından biri budur. Sünnetullah gereği dünya hayatının bizi mecbur kıldığı şartları tamamladıktan sonra, manevi dünyamızı zenginleştirmek suretiyle Allah’la kuracağımız sağlam bir bağ, gideceğimiz doğru istikamet konusunda bize yol gösterecektir.
Sayfa 55 - aşinaKitabı okudu
Reklam
Yarın için hazırlık yapmanın akıllı yaratığa (insana) özgü olduğunu biliyoruz. Hayvan yarın için hazırlık yapmaz. Belki arılar ve karıncalar akla gelebilir. Ancak onlar yarın kaygısıyla bal yapmıyor veya zahire toplamıyor. Yani böyle bir "bilinçle" öyle davranmıyorlar. İnsan nefes alırken ne kadar bunun bilincindeyse, arılarla karıncalar da zahire toplarken yaptıkları işin o kadar bilincindedir.
Sayfa 21 - İzKitabı okudu
Şayet insan ölmeden tarihin üçüncü eşiğini atlamak istiyorsa, medeniyetler diyaloğunun zamanı çoktan geldi çattı. Birinci eşik, insanın aletle doğuşu oldu. İkincisi, tarımla maddenin birlikte medeniyetin fışkırmasıydı. Üçüncüsü ise, maddenin göbeğindeki atomla ve hayatın kalbindeki genlerle oynama eşiğidir.
Sayfa 203Kitabı okudu
Bundan da şu sonuca varılır ki yukarıdaki şekilde tarif edilmiş bilime dayanmayan her mesele, mesela menşe ve nihai hedef, yani insanın nereden geldiği ve nereye gideceği gibi meseleler teolojik veya metafizik olarak nitelenen sahte bir meseledir. Pozitivist düşüncenin özelliği daima "nasıl" sorusunu sormak ve asla "niçin" sorusunu sormamaktır.
Sayfa 194 - TimaşKitabı okudu
Kölelik, ne İngiliz radikal dincilerin ihtilali, ne Amerikan Bağımsızlık İhtilali ve ne de Fransız İhtilali yüzünden ortadan kalktı. Sadece sanayi devrimi. sayesinde sona erdi.
Sayfa 168Kitabı okudu
Öyle olsun, diyor, ben.. bana gelince.. kimse olduğum gibi görmek istemiyor beni. Nasıl söylesem.. herkes icat ettiği gibi bakıyor bana.
Sayfa 93 - İzKitabı okudu
Taş devri gibi, Tunç devri gibi, insanların bir de gül devri geçirdiklerini düşünüyorum. Nasılsa o devirden kalma birtakım adamlar yaşıyor yeryüzünde... kim bilir belki ayrı kolonileri vardır hala bir yerlerde, orada bu çiçekleri yetiştirip dünyanın her yerine ihraç ediyorlar... Şehirlerin dışında, şehirleri hiç görmemiş birtakım adamlardır bunlar. Genellikle çingeneler yetiştirir çiçekleri, dedi, dünyanın her tarafında hep böyledir. O zaman ben de gülmeye başladım.
Reklam
Bu alemde şekiller manalara üstün gelmiş ve manalar şekillerin içinde kaybolup gitmiştir. Ahirette ise aksine olarak, şekiller manaların içinde kaybolarak mağlub olacaklardır. Ahiret aleminde mana, tam kemaliyle üstün gelecektir. İşte bu hikmete binaen, her kişi, manevi hali üzere haşrolunacaktır.
Sayfa 216 - Çelik yayıneviKitabı okuyacak
işte şimdi sabır bezine bürünmüş olarak içimizin gerçekleşmesini bekliyoruz.
Sayfa 132Kitabı okudu
Kaderimizi çizen toplum ama ona teslim olunca yokuz, denizdeki herhangi bir dalgayız artık.
Sayfa 221Kitabı okudu
O ne bir tekamül zincirinin son halkası, ne geleceğe kanatlanan bir özleyiş.
Sayfa 146Kitabı okudu