Sejanus'un ailesinden kurtulan tek kişi kardeşi oldu. Çok tuhaf bir nedenle, Tiberius'un kelliği ile herkesin önünde alay etmiş olması yüzünden kurtuldu. Onun başkanlık ettiği son Flora Şenliğinde, yalnız kel adamlara rol verilmişti. Gösteriler akşama dek sürmüş ve seyirciler, kafaları tıraş edilmiş beş bin çocuğun taşıdığı meşalelerin ışığında tiyatrodan çıkmışlardı. Tiberius, bunu Nerva ile birlikteyken, onu ziyarete gelen bir senatörden öğrenmiş ve salt Nerva üzerinde olumlu bir izlenim yaratmak için, "Bağışladım adamı. Julius Caesar kelliğine ilişkin şakalara gücenmediyse, bana mı düşer gücenmek?" demişti. Sejanus düştüğünde de, aynı türden bir davranışla, yüce gönüllülüğünü bir kez daha göstermeye karar verdi sanırım.
116 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Herkesi Profesör olacakmış gibi eğitim veren sistemimiz
Dosya konusu "sanat". Bilimi ve sanatı birbirinden keskin çizgilerle ayırmaya alışkın olduğumuzdan bilim dergilerinde pek rastlamayiz buna. Sanatın tanımlarına şöyle bir göz atarsak • insanın kendini ifade etme biçimi, • dünyayı anlamak ve anlamlandırmak için başvurduğu bir araç, • gözle görülenin bir çeşit tahayyülüdür vb.
(n) Beyin Dergisi: Sayı 3
(n) Beyin Dergisi: Sayı 3(n) Beyin Dergisi · Beyin Dergi · 20163 okunma
Reklam
Önsöz
Bizde ilk tutan Batılı tiyatro yazarının Molière olması hiç de rasgele değildir. Molière insanca konuşması, halktan yana olduğu için her millete uyması bir yana, Türk seyircisinin geleneksel ortaoyunu ve Karagöz tiyatrosu, onun çıkış noktası olan tiyatrodan hiç de uzak değildir.
116 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Hadi Başlayalım
Beynimizin evriminden başlayan yolculukta beynin bölgeleri, yapısı, cinsiyet ve beyin, beynimize iyi gelecek önerilerle [n]Beyin'in temel aldığı konulara değindiğimiz sayımızda pek çok farklı başlıklara temas ettik. Sinemadan fotoğrafa, tiyatrodan felsefeye farklı disiplinlerin buluştuğu fikir ve düşüncelere yer verdik. 2013'ten itibaren beyni
(n) Beyin Dergisi:  Sayı 1
(n) Beyin Dergisi: Sayı 1(n) Beyin Dergisi · Beyin Dergisi · 20143 okunma
Bu ülkenin çocukları temel eğitimi okuldan, edebiyattan, tiyatrodan değil, televizyondan alıyorlar. Çok küçük yaşlardan itibaren her gün saatlerce ekran karşısına oturan çocuk, bu ekrandan şiddet öğreniyor, ergenlik çağına gelinceye kadar binlerce insanın vahşice öldürülüşünü seyrediyor, yabancı ülkelerin eğlence çöplüğüne attığı posalarla yetiştiriliyor. Hiçbir ülke kendi çocuklarının ve gençliğinin böyle yetiştirilmesine izin veremez, vermemeli.
Sayfa 215 - dkKitabı okudu
Eskiden şâirler iyi veya kötü birbirine benzeyen insanlardı. Şeyhülislâm Yahya Efendi, Nefî, Bâkî nesil ve mizaçla birbirinden ayrılırdı. Batıda da böyle idi. Baudelaire Banville’e hayrandı. Mallarme, François Coppee her türlü estetiğin dışında anlaşabilirdi. Şimdi böyle bir şey yok. Bu düzen kalmadı. Şiir, atmosferin malı olmaktan çıktı. Mısra havaya yayılmıyor ve havayı zaptetmek için söylenmiyor. Benlik davası için yazılıyor. Mutlaka orijinal olmak iddiası ilhamı idare ediyor. ..... Halbuki bir mısra tek başına bütün bir cihan olması lâzım gelen şeydir. Şiir, yalnız şâir için değildir. Şiir herkes içindir, herkes sevmeli, etrafında kavga etmeli... Şu beğenmediğimiz eski şiir var ya, hani yermek için o kadar ad taktığımız şiir... Cemiyet hayatını nasıl tek başına dolduruyordu. Tiyatrodan gazeteye kadar herşeyin vazifesini görüyordu. Hiddet, kin, sosyal dâva, aşk, isyan her şey mısra yapmaktan başka bir şey bilmeyen ve hiç de bizim gibi karışık estetik dâvalar peşinde koşmayan o basit insanların sanatında bütün hayatın emrine verilmişti.
Sayfa 403 - Türkiye Kültür Enstitüsü Yay./ e-kitapKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.