Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
“Asıl olarak cinsellik çevresinde dönen ve dürtüleri resmen —ve çok iyi biçimde— dürtükleyen bir kayasa da vardır, en azından misyonerlerin müdahalesine kadar vardı. Bölgenin kuzey ve orta kesimlerinde bu kayasa hiçbir zaman kökleşmemişti, yalnız Vakuta Adasının en güneyindeki birkaç köyde âdetti. Kamali deniyordu buna, kimali sözcüğünün yöresel
Her sayfası tokat gibi kitap :(
Dil ve din yokedilirken bir yandan da Müslüman yer isimleri hep Hıristiyan Roma dönemi adlarına dönüştürülüyor. (Acaba bizim gençlerden artık kaçı "Libya"'nm Osmanlı "Fizan"ı olduğunu biliyorlar; ya "Tripoli"nin "Trablus Garp" olduğunu? Çok uzaklara gitmeğe gerek yok: "Göreme", "Kapadokya" (hattâ "Cappadocia") olmadı mı? Behramkale resmen "Assos", daha önceleri "Reşadiye" olan yer şimdi "Datça" değil mi? Hatırlayan kim?
Reklam
Anarşi ve Teröre Karşı Devlet Yetkililerini Biz Uyardık Biz 1978 şartlarında biraz önce arz ettiğim gibi Ecevit iktidarının sebep olduğu bu anarşistlerin devlete yığılması, devleti ele geçirmeleri, devlet kadroları ve memlekette giriştikleri çok yaygın şiddet hareketleriyle beraber kışkırtmalar ... Nasıl kışkırtmalar? Bir taraftan Ermenilerden
Maraşta tahrikçi Garbis Altunyan idi, geçen sene geberdi
biz 1978 Nisan'ında hem Başbakana, resmen yazıyla müracaat ettik. Hem de bir dosya hazırladık. Bu kışkırtmalarla, bu bölücü faaliyetlerle ilgili olarak ve o zamanki Konya Milletvekilimiz Sayın İhsan Kabadayı ile beraber Sayın Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk'ten randevu aldık. Kendilerini gittik, ziyaret ettik. Bu dosyaları götürdük. Vesikalarıyla beraber ve sayın Cumhurbaşkanına bu tahrikler hakkında bilgi arz ettik. Bilhassa Kahramanmaraş üzerinde. O bölgede, Sivas bölgesinde, Tokat bölgesinde, Amasya, Çorum bölgesinde, Antalya bölgesinde, memleketin başka bölgelerinde bu gibi tahriklerin yoğunlaştığını kendilerine arz ettik.
II Benerci, Somadeva'nın odasından sokağa çıkınca, Roy Dranat'ın «akşamüstü serinlikte bir teferrüçten dönerken» soğuk alıp zatürreeden öldüğünü duydu. Ve Roy Dranat'ın oteline gitti. Gördüklerini şöyle anlatıyor: Girdim ki içeriye,
bir adam tanıdım, kafasız bir kadına yaşamının yirmi yılını verdi. her şeyi feda etti ona; dostlarını, emeğini, dürüstlüğünü bile.. ama bir akşam, kadını hiç sevmemiş olduğunu anladı. canı sıkılıyordu, hepsi bu. insanların çoğu gibi canı sıkılıyordu." tokat gibi resmen, oturup üstüne bir süre düşünmüştüm ilk okuduğum vakit.
35 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.