Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bir zamanlar meyve veren verimli kara toprak alıp başını gitti, Çünkü onlar aldıkları güzelliği geri vermediler. Ruhu yoktu onların: Yalnız almak üzere verdiler­ Sahip olmak üzere öğrendiler­ Kâr etmek için çırpındılar ­ Uzaya hiçbir zaman yürekleri ya da beyinleriyle dalmadılar. Özlem coşkusu çekip gitmişti gönüllerinden, ZENGİNLEŞME'yeydi tek özlemleri Dudakları bilmiyordu öpmeyi, Acı bir sırıtışa dönmüştü gülüşleri.
Pdf
“Yaşamak çok nadir bir şeydir. Çoğu insan sadece var olur”
Reklam
Hava unsuru kan ile alakalıdır ve yeri karaciğerdir. Su unsurunun yeri akciğer olduğu gibi aynı zamanda mideyi ve dolayısıyla hazmı ilgilendirir. Ateş unsurunun yeri safra kesesidir. Bedenin zindeliği ve rengini, gözlerin ferini ilgilendirir. Toprak unsurunun yeri kalp ve akıldır. Gönül marazlarını akli ve ruhi rahatsızlıkları ilgilendirir.
Bahattin Şakir olmak demek..Rahmetle.
"Teşekkürler Ekselansları. Biz İttihatçılar aynen ağaçlar misaliyizdir. Bilmem sizin dilinizde "Ağaçlar Ayakta Ölür" diye bir deyim var mıdır? İşte öylesine bir teşbihle kaydedeyim Ekselansları. Biz Türkler, kökleri tarihe inen ulu bir çınarız. Düşmanlarımız ise bu çınarın toprak seviyesinde biten zehirli nantara benzerler. Mantar bölgesinde yaşadığı çınarı gördükçe kıskançlıktan ne yapacağını bilemez, zehrini salarmış. Her sonbaharda ağaç yapraklarını döktükçe, işte sonu geldi diye sevinirmiş. Talat, ben ve arkadaşlarım bu muazzam çınarın yapraklarından bir demetiz. Bu yapraklar zamanı gelir , dökülür. Yerine her bahar daha taze, daha canlıları fışkırır.
K: Dediğin gibi ruhun bedenine toprak istiyorsa, belki de bedenindeki çamuru temizlemek içindir. S: Çamur temizlemeye benzemez kanı temizlemek.
Sayfa 511Kitabı okudu
Feodalizmden kapitalizme geçiş...
Kapitalizmden önceki döneme bakacak olursak, dünyaya hükmeden sistem feodalizmdi. Üretim araçlarının ve toprakların tümü, aristokratların elindeydi. Ekmek parasına muhtaç olan halka, bu toprakları ekip biçme hakkı veriliyordu. Tabii, bir şartla; geçimini sürdürecek kadarını aldıktan sonra geri kalanı teslim edecekti. Kırsal kesimde sistem bu şekilde işlerken, kentlerde yaşayanlar daha şanslı denilebilirdi. Kent insanları ticaretle uğraşabiliyor, zanaat yapabiliyordu. Böylelikle kente göç başladı ve kırsal alan iş yapamaz oldu. Ticaretin de gelişmesiyle feodal sistem, yerini kapitalizme geçişe bıraktı. Emek ve iş gücü, satılmaya başlandı. Kısacası gücün adresi toprak değil, artık para ve servet oldu.
Sayfa 8 - DevrimEkitap, İstanbul, 2018Kitabı okuyor
Reklam
Devleti insanlar kurar, insanları da toprak besler. Bu oran şudur öyleyse: Halkın geçinmesine yetecek kadar toprak, toprağın besleyeceği kadar da insan bulunacak. Belli nüfusa sahip halk için en yüksek sınır budur işte: Çünkü toprak gereğinden çok olursa, işleme yükü o ölçüde ağır olur; yarım yamalak ekilir, gereğinden çok da ürün verir; buysa çok geçmeden savunma savaşlarına yol açar: Toprak yeter ölçüde değilse, o zaman devlet eksiğini tamamlamakta komşularının keyfine bağlı kalır ki, bu da çok geçmeden saldırı savaşlarına götürür. Durumu gereği, ticaretle savaştan birini seçmek zorunda olan her ulus, güçsüz bir ulustur aslında; çünkü komşularının keyfine ve olaylara bağılıdır. Ömrü kararsız ve kısadır her zaman. Ya başka ulusları boyunduruğu altına alıp durumunu değiştirir ya da kendisi boyunduruk altına girer. Özgür kalabilmek için ya çok küçük olacak ya da çok büyük, başka yolu yoktur bunun.
Gerçek mutluluk, yavaş yavaş, azar azar gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla, çevremizle, çevremizdekilere karşı davranışımızla doğrudan doğruya ilgili ve orantılıdır. Mutluluk birbirini tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden doğuyor.
Sayfa 22 - Ötüken yayınlarıKitabı okuyor
İnsanın eli ayağı tutuyorsa, sağlığı yerindeyse, çalışmaktan daha iyi ne vardır onun için?
Sayfa 20 - Ötüken yayınlarıKitabı okuyor
Çocuklukta doyurulmamış duyguların açtığı yaralar hiç kapanmaz..
Reklam
Bu tanımla evi bulabileceğimi düşündüm, böylece dostuma bilgi için ödeme yapıp Piccadilly'ye doğru yola çıktım. Yeni, acı verici bir bilgi edinmiştim: Anlaşılan Kont, toprak kutularını bizzat taşıyabiliyordu. Eğer öyleyse, zaman kıymetliydi, çünkü, artık belli oranda dağıtım yapıldığına göre, zamanını kendisi seçerek, kimseye görünmeden işini bitirebilirdi.
Sayfa 299 - Jonathan Harker'ın Günlüğü, 2 Ekim, akşamKitabı okuyor
zamana bırakılmış anlamlı biçimler önceleri toz-toprak sonunda heykel olur.
Toprak toprağa ve şimdi toptak olacaksın
Bugün pazar. Bugün beni ilk defa güneşe çıkardılar. Ve ben ömrümde ilk defa gökyüzünün bu kadar benden uzak bu kadar mavi bu kadar geniş olduğuna şaşarak kımıldamadan durdum. Sonra saygıyla toprağa oturdum, dayadım sırtımı duvara. Bu anda ne düşmek dalgalara, bu anda ne kavga, ne hürriyet, ne karım. Toprak, güneş ve ben... Bahtiyarım...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.