Şah Kulu'nun ve benzeri Şiilerin faaliyetleri ile Anadolu birliği dağılma tehlikesi ile karşı karşıya gelmiş olup Şii mezhebi ise devamlı güç kazanmakta idi. Sultan Selim, henüz Trabzon Sancağı'nda bulunurken bile bunun büyük bir tehlike olduğunu kabul etmiş ve İranlılarla çeşitli muharebeler yapmıştı.
Reklam
"Türk komünistlerinin öldürülmesini, çoğu Enver Paşa'nın Teşkilat-1 Mahsusa'sında çalışmış olan sağ kanat İttihatçılar gerçekleştirmişti. Daha sonra Mustafa Kemal, Enver'in tekrar Trabzon yoluyla Türkiye'ye dönme isteğini reddetti ve bu adamlar da ortadan silindi..."* *(Andrew Mango, “Atatürk", yazı dizisi, Yeni Binyl gazetesi, 14 Mart 2000 [Sabah Kitapları])
Sayfa 111
Mustafa Suphi'nin eşi* Trabzon'da alıkonulduğuna göre 14 kişi Kâhya tarafından denizde imha edildi. 24.10.1967 Eski Trabzon ve Yalova Noteri Salih Çağatay (Mahmut Goloğlu, Cumhuriyete Doğru, 1921-1922, Ankara, 1971, Başnur Matbaası, s. 396)
Sayfa 108 - *Maria Suphi
"Ey dünya, ey dünyanın banisi olan işçiler, ey İslam âleminin, çağlardan beri ezilmiş esir halkları, ey Mısır'da, İran'da, Hindistan, Türkistan'da ecnebi boyunduruğunda mahkûm olan mazlum kardeşler, ruhunuzu satın almakta olan o zulümkâr karanlıklardan kurtulun; evrensel kardeşlik ve birlik yoluna katılın; ey bütün dün yanın Müslüman igçileri, yabancı yumruklar altında ezilen Müslüman yoldaşlar! ÎNSANLIĞI MUHTAÇLARA SADAKA VERMEKTEN İBARET BİLENLER'e karşı birleşin...* O Ahmet Cevat ki gene, ilk Türk komünist kurbanları olan, Mustafa Suphi, Hilmi oğlu Hakkı, Ethem Nejat, Kâzım Ali, Şefik, Topçu Hakkı, Ahmet, Yakup, Çitoğlu Nazmi, Sürmeneli, Kınalıoğlu, Tayyareci Hilmi, Çerkez Ismail, Arap Ismail, Suphi'nin karısı ve arkadaşlarının vahşiyane itlaf edildikleri 28-29 Kânunusani'yi matem günü olarak kabul eden arkadaşlara müteşekkir olarak, "Trabzon önünde birabmane süngülenerek denize atılan 15 komünist faciası Türkiye burjuva ve bürokratlarının sınıfı vahşetine en açık bir örnektir" demekte..
Sayfa 100
İstanbul’da, bütün memleketten gelen sâiklerle bir hayli cemiyet kurulmuştu. Başlangıçta bunlar, ihtilâlci değildiler. Doğudaki cemiyetler arasında Karadeniz ve Erzurum en canlı görünüyordu. Çünkü, limanı Trabzon olmak şartıyla o bölgede bir Ermenistan kurulması düşünülüyordu. Çünkü, limanı Trabzon olmak şartıyla o bölgede bir Ermenistan kurulması düşünülüyordu. Yakın olan Barış Konferansı’nda bu mesele görüşülecekti. Yalnız şu var ki, bu Karadeniz bölgesi coğrafya bakımından ve aynı zamanda halkının ihtilâlci ruhundan dolayı, orada bir Ermenistan kurulması için, yeni bir işgal ordusunun gelmesi gerekti. Kilikya, Fransızlar tarafından işgal edilmiş ve Fransızların Ermenilerden bir asker kuvveti toplamaları büyük bir kızgınlık yaratmış ve aynı zamanda kanlı olaylara yol açmıştı. Antalya’yı, İtalyanlar işgal etmişlerdi. Yabancı bir işgal kuvveti olmalarından dolayı hoş görünmemekle beraber, İtalyanların halkımıza karşı davranışları en medenîsiydi. Trakya ve Mezopotamya’da da Türkler bazı cemiyetler kurmuşlardı. Evvelâ, İzmir’de Nureddin Paşa, şayet orası işgal edilirse, mukavemet etmeye karar vermişti. Nureddin Paşa’nın oradan alınması büyük bir endişe uyandırdı. 1920 yılı olayları için hazırlanan bir hayli siyasî birlikler kuruldu.
Reklam
Fatih Sultan Mehmed Han
Trabzon Rum İmparatorluğu üzerine sefere çıkmıştı. Şehre arka dan ulaşmak için dağlık ve ormanlık bir araziden geçiliyordu. Bazen baltacılar, önden yol açıyorlardı. Yolun müsait olmadığı bir yerde Fâtih'in atı kaydı. Fâtih, bir kayaya tutunmak için uğraşırken elleri kanadı. Bu hali müşahede eden beraberindeki Uzun Hasan'ın anası Sārā Hatun, tam fırsatı olduğunu düşünerek "-Oğul! Han oğlu hansın! Bir yüce hükümdarsın! Trabzon gibi küçük bir kale için bunca meşakkate katlanman revâ mıdır?" dedi. Çünkü Uzun Hasan, Trabzon Rum İmparatorluğu ile akrabalık tesis etmiş ve bu yüzden anasını, bu seferden vazgeçmesi için Fâtih'e ricacı göndermişti. Fâtih, ellerı sıyrıklarla dolu olduğu halde doğruldu ve şöyle dedi: "-Ey ihtiyar ana! Bilmez misin ki, elimizde tuttuğumuz din-i İslam'ın kılıcıdır. Sen zanneyleme ki, çektiğimiz bunca zahmetler, kuru bir toprak parçası içindir. Bilesin ki, bütun gayretlerimiz Allah'ın dinine hizmettir. İnsanları hidâyete kavuşturmaktır. Yarın Allah'ın huzūruna vardıkda, yüzümüz kara olmasın diyedir. Eli mizde İslam'ı tebliğ ve ta'zîz imkânları varken, birtakım zahmetlere katlanmayıp ten rahatlığını tercih edersek, bize gâzı denilmesi revâ olur mu? Ehl-i kufre İslâm'ı götürmezsek, onların azgınlıklarına mânî olmazsak, huzûr-i ilâhîye hangi yüzle çıkarız?!" Subhânallah
Sayfa 121 - Erkam yayınlarıKitabı okuyor
6 Şubat’ta, Osmanlı’nın eski Stockholm Büyükelçisi ve Osmanlı bürokrasisinin yıldız isimlerinden, âyan üyesi Kürt Şerif Paşa, birdenbire sahneye Kürt heyeti başkanı olarak çıkıp İngilizlerin telkiniyle Diyarbakır, Harput(Elazığ), Bitlis vilayetleri ile Musul ve Urfa’yı kapsayan bir Kürt devleti istedi….. ……26 Şubat’ta Ermeniler “Büyük Ermenistan” istedi. Bu devlet; Adana, İskenderun, Maraş, Kozan, Osmaniye, Erzurum, Bitlis, Van, Diyarbakır, Harput, Sivas, Trabzon ve Rusya Ermenistanı’nı kapsıyordu. Aharonyan’ın heyeti, “Erivan Ermeni Cumhuriyeti”ni, Bogos Nubar’ın heyeti bütün Ermenileri temsil ediyordu. İngilizler, Kürt ve Ermeni haritalarının çakışmasından doğacak anlaşmazlıkların kendi planlarını aksatmasını önlemek için Kürt Paşa ile Bogos Nubar arasında bir antlaşma yapılmasını sağlayacak, böylece ortaya Artvin'in Kürdistan sınırları içinde yer aldığı ilginç bir harita çıkacaktır.
Kazım Karabekir
Bir liderlik mücadelesine girmiş olsaydı, tamamen kendi kontrolündeki Erzurum'da yapılan kongrede Trabzon delegelerinin itirazına rağmen Mustafa Kemal'in başkan seçilmesine önayak olmazdı. ilerleyen zamanlarda da, açık ve sistemli bir muhalefete girişmemiştir. Örneğin, mebusu olduğu Meclis'e 1922 Eylülü'ne kadar gelmemiş, onun
Trabzon, Samsun ve bütün Karadeniz kıyılarında kurulmuş ve İstanbul'daki merkeze bağlı Pontus Cemiyeti rahatça ve başarıyla çalışıyor.
Reklam
Dersim Katliamı
Vatani görevini Dersim’de yapmış, bastırma harekâtına katılmış Trabzon Çaykara doğumlu Haşan İnci ise Dersimde ilgili anılarını bana anlatırken, Dersim gerçeğinin esprisini şu sözlerle ifade ediyordu: «Bize verilen emir gereği karşımıza çıkan LO diyen herkesi öldürecektik. Çünkü bunlar müslüman değildi denilmişti. Onun için Dersimli bize teslim olmak yerine yüksek kayalardan kendini atmayı daha tercih ederdi...»
Trabzon Rum imparatoru, Bizans imparatoru ve Pera'daki Cenevizliler Timur'a elçi göndermişler ve Yıldırım'a karşı Timur'a yardım teklif etmişlerdi.
Sayfa 213 - Hayrunnisa Alan, 1402 Ankara SavaşıKitabı okuyor
Dil konusu gelince Mustafa Hoca'nın ilgisi hemen artıyor. Bu meseleyle az uğraşmamış, defterler doldurmuş. İşte küçük bir deftere Türkçedeki beş yüze yakın kelimenin nereden geldiğini yazmış: • Diploma; Yunancada iki kere katlanmış anlamına geliyor. • Defter de aynı dilde 'diphteria' yani yüzülmüş hayvan derisinin değişik bir
Sayfa 166 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Fâtih Sultan Mehmed, Trabzon seferinde dağlara yaya olarak tırmanırken kendisine bu zahmetlere neden katlandığı sorulduğunda şöyle ifade etmiştir: “Bu zahmetler darabuzun çün değüldür, bu zahmetler Din-i İslam yolundadır.”
Sayfa 480
Resim