Bu kitap, tek bir okumada kolayca anlaşılabilecek türden bir eser değil. Temel olarak, dilin mantıksal yapısını ve yanlış kullanımının felsefi sorunlara yol açabileceğini öne sürüyor. Wittgenstein, dilin temel yapı taşları olan önermeleri kullanarak bu konuyu ele almış. Örnek olarak, "Gökyüzü mavidir" gibi bir önermeyi düşünelim. Bu tür bir önerme, Wittgenstein'a göre mantıksal bir yapıya sahiptir, çünkü mantık kurallarına uygun bir şekilde ifade edilmiştir. Ancak bu önerme gerçek ya da yanlış olabilir, çünkü gerçek dünyada gökyüzü bazen mavi olabilir, bazen de farklı renklerde olabilir. Bu nedenle, önermenin doğruluğu deneyimlere bağlıdır. Ayrıca kitap sınırlılığı vurgular. Wittgenstein'ın sınırlılık fikri, dilin ve düşüncenin belirli sınırlar içinde işlediğini belirtir. Dil, mantıksal sınırlar dahilinde anlam taşır; bu sınırların dışındaki ifadeler anlamsızdır. Benzer şekilde, düşünce de bu sınırlara bağlıdır ve bu sınırların ötesindeki kavramlar düşünsel olarak erişilemezdir. Son olarak mistik bir boyuta işaret eder ["Wovon man nicht sprechen kann, darüber muss man schweigen" (Konuşamadığımız şey hakkında sessiz kalmalıyız)]. Genel olarak "Tractatus," dil felsefesine özgün bir bakış sunar ancak karmaşık bir yapıya sahiptir. Anlaşılması biraz güç ve sabır gerektirir.