Merhaba kitap dostları bugün size 
Şaban Alıyev dan çıkan @turgaydindaroglu kaleminden #derintrans kitabıyla geldim.
Bir terapist olan doktor Eşref’in memleketi Isparta’ya giderken içinde olduğu uçağın Türbetepe’de bir dağa çakılması ve doktorun kendi ölümünü anlatmasıyla başlayan roman geriye dönüş tekniğiyle Amerika’da bir rehabilitasyon merkezinde yaşananları anlatmaktadır.
Dr.Eşref oraya görevli olarak çağrılmış yedi yıl kadar orada kalmıştır. Bir hipnoz sırasında öğrencilerden birinin ve doktor Eşref’i oraya davet eden doktorun ölümü vb gibi olaylar, Eşrefi sorgulamaya sevk eder.
İnsana; evreni, kendisini ve sınırlarını sorgulatan harika bir roman…Okudukça ruh ve beden ikilisinin önemini ve işlevlerini gözler önüne seriyor.
Eserde Tanrı ve evreni ile iletişim insan hayatında olumlamaların önemi ,evrende bulunma nedenimiz gibi konular terapistin gözünden notlar şeklinde verilmiştir.
Çok güzel kurgulanmış; akıcı ilginç, okunmaya değer bir eser..
“ Şükranlarım; bana ilham veren, evrenin ve tüm varlıkların yaratıcısınadır.”
Bu kitabımı 
Kübra Kabakcı öncülüğünde #ikikelimelikitapokuyoruz etkinliğinde okudum.
@turgaydindaroglu
Şaban Alıyev
@ddilekblog
#derintrans #turgaydindaroğlu #azkitapyayınları #okudumbi̇tti̇ #kesfetteyiz #oasisbooks_
Son zamanlarda okuduğum en anlamlı ve en yaratıcı kurgu ile selamlıyorum sizi.
“Her Kötü Günden Sonra” isimli öykü kitabı ve başarılı editörlükleriyle tanıdığımız @oykuduroyku ‘nün sağlam omurgalı, gerçeklikle bağını yitirmemiş enfes #postapokaliptik romanı ile…
Daha ilk cümlesinden okuyucusunun zihnine ve kalbine hükmeden metin çizdiği muazzam kıyamet tasvirinin yanı sıra hayatın içinden, hayata dair betimlerle her sayfada güçlenerek artan bir bağ ile ilerliyor.
Metnin taşıyıcı kolonu, eril tahakkümlü dünyada kadının yeri.
Patriyarkal (ataerkillik) düzen yüzünden her yıl yüzlerce kadını kurban verdiğimizi düşündüğümüzde metnin imlediği toplumsal zemine şapka çıkarmamak imkansız.
Bu bir intihar pandemisi, sadece kadınları vuran…
Trans kadınların bu salgından etkilenmemeleri, daha doğrusu yazarın da ifade ettiği gibi “bu konuda da ayrımcılığa uğramaları” romandaki en güçlü sistem eleştirilerinden biri olarak beni derinden etkiledi.
Karakterleri, gerçeklikle bağı devam ederken havada kalmamış yaratıcı kurgusu, kullanım dili ve üslubu hakkında saatlerce sohbet edebilir, sayfalarca yazabilirim.
Ama hiçbir cümlem, hayatla ölüm arasında salınan bir pandül misali tutunacak kimsesi kalmamış ama “tutunmaya çalışan” anlatıcısı ve ezber bozan hikayesi kadar kalbinize dokunamaz. 
Korkudan da Büyük Bir Şey 
Baran Güzel
