Gönül Mahkumu
Yalanlara prangalanmış bir yüreğin esirisin sen
Ve canı burnunda bir adamın ölüm sebebisin sen
Hiçbir şey yokmuş gibi davranan
Sustukça susan vurdukça vuran
Kaçtıkça kaçan alçaldıkça alçalan
Kalleş bir yüreğin puslu gözlerisin sen
Dağlasan da her vakit yaramı
Sanma sana durup durup ağlarım
Bağlasan da bütün yollarımı
Sanma
Çoğu zaman beynimizde hızla akıp giden düşüncelerimizi takip edemediğimiz anlarımız olmuştur. Biri ötekini kovalarken diğerini hep unutturmuştur. Eğer insanın aklından geçen bütün düşüncelerinin yazıya nasıl geçtiğini öğrenmek istiyorsanız Tutunamayanlar bu tarz için biçilmiş kaftan.
Kitap sitede en çok yarım bırakılanlar listesinde başı çekiyor. Ama bu birincilik beni şaşırtmadı çünkü kolayca akıp gidebilecek türden değil. Psikolojik analizlerin yoğunluğu ve Oğuz Atay'ın mizahi kalemiyle bir girdabın içine sürükleniyor insan.
Kitap hayata tutunmaya çalışan Turgut karakterinin yakın arkadaşı Selim'in intihar haberini gazeteden öğrenmesiyle başlıyor. Selim. Selimlik! Yani tutunamayan karakter. Olric var düşüncelere eşlik eden ve daha nice karakter Selim'in hayatından geçen.
Alışılmadık cümleler ve sıçramalar karışıklık yaratabilir okuyucuda. Beni en çok zorlayan ve aynı zamanda nasıl geçti, ne oldu dediğim bölüm yaklaşık seksen küsür sayfalık noktasız geçen cümleler idi. Sakin ve dikkatli bir şekilde okumak gerektiğini düşünüyorum. Kurala uydum ve bende sadece geceleri okuyabildim kitabı. İlginç geldi ve beni içine çektikçe çekti. Selim'i ve Turgut'u aynı anda anlayıp Olric'e eşlik edebilmek tutunmamı sağladı kitaba. Bittiğinde durup sordum kendime bu kitabın rengi ne diye? Bana göre kahverengiydi. Yer yer açık yer yer koyu ama bütün tonlarını barındıran bir kahvelik.
İçimizden geçip giden Selimliğin cümlesiyle bitiriyorum yorumumu: ''Beni aldattılar; gene de suçluyum. İnsanların en verimli olduğu çağda tükendim.Her anı, ne yapmam gerektiğini düşünerek geçirdiğim için çabuk yoruldum. Bana müsaade.''
Biri vardı çoktan izi kaldı kalpte
Camımın damlasında
Duruyormuş orda sanki bir düşmancasına.
Sevemez misin aşkı bağlayamaz mı?
Gönlümün bahçesine
Kanadım kırıldı bak yağmurum ol yağ yüzüme
Tükendim çok yaraları açan
Dağılmıyor içimdeki duman
Sen istersen yanalım o zaman
Gel artık yok yüreğe dokunan..
"İlyas Yalçıntaş"