SPOILER!!
Kitabın sonunu biliyor olmama rağmen her okuduğum sayfada hayır olmayacak böyle bir şey diye kendime telkinde bulunmuştum. Her sayfada umut vardı. Her sayfada heyecan vardı. Nasıl sonunda bu kadar üzüldüm, bu kadar boşluğa düştüm? Gerçekten ben de bilmiyorum.
Kitabin içeriğinden bahsedecek olursak, mutlu ve başarılı bir iş adamı
bu kitap benim agzima scti. bitirene kadar tukendim resmen o kadar kaos, dram vs vs vardi ki resmen rin'l beraber ben de savastim buna inaniorum. kitay'in surekli rin'in yaninda olmasi ve capa olayi cok muazzam. rin'in kafasinin boktan cikmamasiysa cok boktan bi durum. onun disinda NEZHA BEN SENİ RİN'LE COK FENA SHİPLİYODJM ANNEM SEN NEDEN BOYLE Bİ SEY YAPTİN
Kitabı 2.kere okudum şimdiki zihnim ile geçmişte ki beni karşılaştırdım , ikisini aynı masaya oturtup hislerini tarttım. .Ben tekrar tükendim okurken sizlerde okuyun , okutun .. Tek kelime ile Ha Ri Ka.
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202258,5bin okunma
уαиℓιѕ αиℓαѕιℓмα
İşinde başarılı olan Avukat Cecilia, Abel ile evlidir.
Onunla henüz mesleğine başlamadan önce tanışıp kısa sürede evlenmiştir. Başlarda her şey yolunda gibiydi en azından o öyle sanıyordu ama zamanla Abel gerçek yüzünü gösterip canavar kimliğine bürünmüştür. Önce Cecilia'yı arkadaşlarından soyutladı, sonra ailesinden ve
Yoruldum..
Ben seri okumayı sevsem de üçlemeden fazla kitabı olan serilere hep bir mesafeli yaklaşırım. Hele 7 kitap.. En son HP'yi okumuştum herhalde. Bunun sebebini de bu kitapta daha iyi anladım.
Üçleme serilerde ilk kitapta karakterler güçlerini keşfeder ve kabullenir, ikinci kitapta biraz sürünür, son kitapta savaşı kazanır ve mutlu
[ Kitabı yeni okuyacaklar bu incelemeyi es geçsin lütfen. Kitabın sonu dahil en önemli detayları yazdım çünkü!]
Erik Satie - Gnossienne No.1 eşliğinde bu incelemeyi yazıyorum. Uzun zaman olmuştu bir kitap yüzünden ağlamayalı diyemeyeceğim. Uzak değil yazın ağlamıştım aslında Muhtelif Evhamlar'a, Mutedil Dalgalı'ya. Ama uzun zamandır bu
Kitabı 45 günde okudum. Uzun bir süre farkındayım. Çünkü bitirmek için mücadele ettim. Daha önce de iki kez okuma girişimim başarısızlıkla sonuçlanmıştı :) Kitap için söylenecek o kadar çok şey var ki... Gerçekten çok ama çok etkilendim. Aynı zamanda Oğuz Atay gibi bir yazara sahip olduğumuz için çok gurur duydum.
Kitap toplamda dört bölümden
kitabın birazını sana ayırdım sevgim. birazdan da epey çoktu sustuklarım. tavşan elimin üzerini, boynumun sağını, kaldırımın tenhasını kemirdi. izi kaldı. defterin gücü yetmedi. tükendim. özlem de sendin.
10/9
Ben iç dünyama dönüyorum. Orada hayal kırıklığına yer yok.
Bir gün duvara bir resim asmak gelmedi mi içimden? Ben ne yaptım? Kimse de uyarmadı beni. İşte sonunda anlamsız biri oldum. İşte sonum geldi. Kötü bir resim asarım korkusuyla hiç resim asmadım; kötü yaşarım korkusuyla hiç yaşamadım.
Bir silgi gibi tükendim ben. Başkalarının
Serenad bitti ama bende bittim. O kadar çok karışık duygular içerisindeyim ki, buraya ne kadarı geçer bilmem. Bu kitaba ilk deniz kıyısında bir çardakta başladım. Severek de okuyordum, çok kötü günler geçirdim kitabı geç kendimi bıraktım. Aradan bir buçuk yıl geçti. Neler neler geçti. Baştan başladım. Bu seferki duygularım bambaşkaydı, daha farklı yerlerin altını çizdim. İnsan zaman geçtikçe duyguları, düşünceleri altını çizdiği yerler bile değişiyormuş onu gördüm.
Zülfü Livaneli kitaplarını severim ama bu bambaşka bir şeydi. Yeri geldi yükseldim, kızdım, güldüm hadi be dedim, araştırdım, şaşırdım, tükendim, öğrendim. En çok da ne oldu biliyor musunuz? EKSİLDİM. Evet doğru şey bu eksildim. Normalde kitaptan bana geçmesi gereken duyguların fazla olması gerekirken, benden ona geçti.
Serenad 'in içeriğine hiç girmek istemiyorum. Keyifli okumalar.
SerenadZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 2020136bin okunma
NASIL KOYDUM AMA SENİ İNSAN YERİNE
TUBA EZİCİ-155 sayfa
Bazı anlar vardır ;yediğiniz dost darbeleri,kazıkları ile yıkılıp ,bitmiş aşklara,terk edilişlere veya sevdiğiniz birinin kaybı ile acılara bürünüp ağlarken,artık kalkamam ,tamam artık,bundan sonra benden ne şehir ne de kasaba olur …dersiniz.
İşte o anda da bir kitap girer hayatınıza ,kalk
Baştan söyleyeyim, bu yorumun %80’i kitabın içeriğiyle ilgili olmayacak.
Kitap güzeldi. Yazarın kültürü kullanması ve unsurları yerleştirerek yeni bir dünya oluşturmasını sevdim. Çoğu yerde Soraya’yı takmadıkları için sinirim aşırı bozuldu. Ama sonuç olarak bir yerde bazıları haklıydı bazıları haksızdı. Sonuç olarak kötü bir kitap değildi ve
Başta neyle karşılaşacağımı bilmeden okudum. Okudum okudum umutlandım tükendim şaşırdım okudum...
Bazen vay be dedim bazen nasıl yani ?
Bilemedim.
Gerçekmiş meğer.
Yüzyıllardan beri bir duygu nasıl ayaklar altına alındı bu kadar? Aşk. Sadece üç harften oluşan herkesin dilinde olan aşk nasıl kalplerde yeşermiş!
Nasıl sevmiş insanlar birbirini. Ne bedeller ödenmiş. Vay be
Ahmet Ümit'i hep severek okudum bundan sonrada severek okuyacağım.
Yıl 2018.
Zafer Çarboğa ile kitapta da bahsettiği Üvercinka Kitapevi'nde tanıştım. Orada çalışıyordum o zamanlar...
Gidip gelirdi çoğu zaman Zafer Hoca. Çok da severdim kendisini. Edebiyatı, şiiri, ruhun kelimelere nasıl döküldüğünü ilk kez orada, onlarda gördüm.
Tükeniş...
Tükeniş, yarım kalanların, tamamlanamayanların, soğukta dışarıda
hüzünle yoğrulmuş bir eser daha.. nice karanlıklar vardır bitmeyecek gibi gelen ve elinde karanlıkları aydınlığa çıkaracak kısıtlı imkanlar; hayaller gibi, yılların içine günleri sığdırmak gibi(kokusuna tenine yakın olmayı yılları saatleri sığdırmak gibi)
yetinmeyi bilmek inandığın yolda yürüyerek... ne zaman dağılacağını bilmediğin üzerine çöken sisin içinde elindeki ufacık tatlı suyla yetinmek, sis dağılmasa bile ben yetindim ve savaştım diyebilmek, elindekini tatlı suyu bitirip dört tarafı tuzlu su ile kaplı suyu içerek dönüşü olmayan bir yola girmek gibiydin be kitap.. nice nice fedakarlıklar yaptın kendin için bittim tükendim dediğin anda rüzgar bir farklı esti kuşlar üstünden geçti yıldızlar bir farklı göründü gözlerine.. hepsi sana yol göstermek ve inandıklarına kavuşman ümidiyle son kez uyandırdı seni...
ve ben başardım dedin...
Uzak 
Oruç Aruoba
