256 syf.
5/10 puan verdi
Kemal Sayar'ın kaleminden, iç dünyamızda, aile içinde ve sosyal hayatta sağlam ilişkiler kurmak için bir rehber ortaya koymak için hazırlanan, oldukça sade bir dille yazılmış bir kitap. Kitap 2 bölümden oluşuyor. 'Bireysel Mutluluk Sosyal Mutluluk' başlığıyla ilk bölümde mutluluk, kıskançlık, şiddet, evlilik, ergenlik, tüketim kültürü gibi konuları işliyor. 'Ruhun Yaraları' isimli ikinci bölümde ise depresyon, endişe bozukluğu, şizofreni, takıntılar, narsisizm, alzheimer gibi bazı psikiyatrik sorunlar ele alınıyor. Yazar Önsöz'de özet niteliğinde şu sözleri söylüyor : "Ruhsal hastalıkların herkesin başına gelebilecek durumlar olduğunu kabul etmeliyiz. Bu rahatsızlıkların kişilik zayıflığıyla ilgisi yoktur. İnsan çoğu zaman kendi seçimlerinden bağımsız bir biçimde, kendi biyolojisinin veya çevresel şartlarının rüzgarına kapılarak rahatsızlanabilir. Bazen de çocukluk çağında yaşadığı zorluk ve örselenmeler onu bir ruhsal hastalığın kıyılarına getirebilir. Ama bazen de bizim düşünce tarzımız, olayları ele alma biçimimiz ruh sağlığımızı bozar. " Alanda bilgisi olanlar için yetersiz gelebilecek, temel seviyede bir kitap. Okurken sıkmıyor, basit ve akıcı bir dili var. Psikoloji için başlangıç kitabı olabilir. İlgisi ve merakı olanlara tavsiye ederim.
Ruh Hali
Ruh HaliKemal Sayar · Timaş Yayınları · 20211,321 okunma
310 syf.
·
Puan vermedi
Eskilerin imtihanı çok fazla çocuk sayısından mütevellit, yeteri kadar ilgi görmemiş anne babaların çocukları olmaktı şimdiki çocukların imtihanı daha zor her birinin başında helikopter ebeveynler yer alıyor. Bazen kendimin de böyle olduğunu görüyorum ve hemen o hareketi sonlandırıyorum zira bu ağır sonuçlar getirebilir. Kitap
Oyunun Gücü
Oyunun GücüDavid Elkind · İmge Kitabevi Yayınları · 201126 okunma
Reklam
222 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Hikaye, roman okumak bazen sıkıyor beni; ya da sıkıntılı dönemlerde okumamalıyım. Vakit kaybı olarak görürüm.Fakat biliyorum ki bu eserler binlerce kişi tarafından okunmuş ve çoğu insanın ruhuna maya vermekte. Öyle kolay bir şey değil insanın inancına, fikrine göre kelimeleri bir araya getirip bunu dışa aktarması, bu yüzden her zaman
Kuyucaklı Yusuf
Kuyucaklı YusufSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 2021175,9bin okunma
112 syf.
6/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Çalışmama Hakkı!
Tembellik Hakkı üzerine konuştuğumuz videoyu izlemek için: youtu.be/ulITWMVao0Y Çalışmak, şu an hayatımızın belki de en gerçek olayı. Fakat yaptığımız işin ne kadarlık kısmını severek ve zorunluluk duymadan yapıyoruz? Bu bir muamma. 21. yüzyılın çalışma kültürü, tüketim çılgınlığı ve üretmeye olan bağımlılığı bizi çalışmaya iten
Tembellik Hakkı
Tembellik HakkıPaul Lafargue · Ayrıntı Yayınları · 201510,4bin okunma
200 syf.
9/10 puan verdi
#SPOILER# Hak ettiği değeri görmediğine olduğum kitap. Bu kitap alışık olduğunuz "nasıl sürekli mutlu olunur" veya "nasıl negatif duygular hissedilmez" tarzında bir kitap değil, bu da onu en iyi kişisel gelişim kitaplarından yapıyor. Sürekli mutlu olan insan kendini geliştiremez. Bu kitap size kendinizi "olduğunuz gibi
Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama Sanatı
Ustalık Gerektiren Kafaya Takmama SanatıMark Manson · Butik Yayınları · 201713,3bin okunma
120 syf.
9/10 puan verdi
Vitrinde Yaşamak
Nurdan Gürbilek’in Türkiye'nin Seksenler dönemini sosyokültürel açıdan çözümlediği bu eseri, 12 Eylül 1980 darbesi sonrası kültürel iklimi anlatır. Deneme türünde yazdığı bu eseri, dönemin baskılarından, yasaklarından ve aynı zamanda da dönüşümünden bahseder. Yazar 80’ler dönemini ikiye ayırmış ve bu çerçevede 80'lerin ilk yarısının, baskı ve şiddet dönemi olduğunu ve ikinci yarının da Görece özgürleşmenin daha modern ve daha sivil bir iktidarın dönemi olduğunu belirtmiştir. Eserde giriş bölümü ile birlikte dokuz tane deneme bulunmaktadır. Nurdan Gürbilek’e göre 80’lerin ilk yarısı bir söz bastırılması iken, ikinci yarısı ise bir söz patlamasıdır. 1. Yarıda bastırılan düşünceler, oluşumlar, sesler ikinci yarıda sesini duymuş ve birinci yarının aksine önemli sosyokültürel etkilere de sebep olmuştur. Yazarın sözünü bastırılışı ve patlayışı olarak adlandırdığı bu dönemde Reklamcılık, iletişim ve basın gibi sektörler önemli bir yol katetmiştir Yazara göre de reklamcılığın ve basının gelişmesi, ülkeyi televizyon ve billboardlarda bir vitrine dönüştürmüştür. Reklam sektöründe bu dönemde ülkenin kültürü, geçmişi bir hammadde olarak kullanmıştır. Kapitalizmin bir ürünü olarak görülen popüler kültür ülkenin kültürünü, tarihini endüstriye taşımıştır. Kültürel ürünler radyo, televizyon gibi araçlara aktarılmıştır ve kültüre ait olan her şey bir malın pazarlanmasını kullanılabilecek bir hale gelmiştir. Bu dönemde tüketim odaklı bir düşünce hakim olmuştur.
Vitrinde Yaşamak
Vitrinde YaşamakNurdan Gürbilek · Metis Yayıncılık · 2014781 okunma
Reklam
108 öğeden 71 ile 80 arasındakiler gösteriliyor.