...Üç nokta…
Ya üç nokta… üç noktanın hikayesini hiç duydunuz mu? …
“Üç noktanın ima ettiğini, yeri gelir, bütün bir edebiyat açıklamaktan aciz kalır. Hiç bir harf ve hiçbir kelime üç noktanın ima ettiğini kucaklayamaz…
O bunu biliyordu, askere giderken eşiyle son kere yalnız kaldığında demişti ki: “Eve gönderdiğim her mektubun sonuna üç tane
Karılarından Aişe kendini tutamadı:
- "Görüyorum ki senin efendi tanrı'n (rabb), yalnızca senin şeyinin keyfini (hevanı) yerine getirmek için koşuyor." (kaynak: buhari, tesfir/7; tecrid, hadis no: 1721; müslim, rıda/49-50, hadis no: 1464; ibn mace, nikah/57, hadis: 200; ahmed ibn hanbel, 6/134, 158, 261.)
peygamber'e dilediği kadını alma yetkisi verilmişti. kimi kadınlarda "kendilerini peygamber'e armağan" ediyordu. bu kadınlardan konuşulurken aişe: "olacak şey mi? bir kadın utanmaz mı ki, kendini bir erkeğe armağan etsin?" diye konuştu. (kaynak: buhari, e's sahih, kitabu tefsiri'l-kur'an/336; müslim, hadis no. 1464; tecrid, hadis no. 1721.) ne var ki hemen ayet gelmişti. kendini peygamber'e armağan eden kadınların özel durumlarından söz edilmiş ve peygamber'e bu kadınları 'mehirsiz alma' yetkisi verilmişti.
ahzab suresi 50. ayet:
- Mehirlerini verdiğin eşlerini allah'ın sana ganimet olarak nasip ettiği cariyeleri seninle birlikte göç eden amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını, teyzelerinin kızlarını peygamber'le nikahlanmayı istediği takdirde diğer inananlardan ayrı olarak sırf sana ait olmak üzere kendisinin mehrini peygamber'e bağışlayan inanan kadını helal kıldık. bir güçlüğe uğramaman için inananların eşleri ve cariyeleri hakkında onların da üzerine neyi farz kılmış olduğumuzu bildirdik. allah bağışlayandır. merhamet edendir.
Çocuklar aşık mı istiyor; verilmesini
buyurmalı. Her türlüsü. "Kınalı kınalı aşıklar". Çocuklar, "haşıl" mı
isliyor; yağlı dürüm mü isliyor; "etli pilav" mı isliyor; sağlayıp
doyurmalı hepsini. Erkeklerin, kadınları çocukları dövmelerini,
kesinlikle yasaklamalı. Malı çok olanlardan alıp, malı az olanlara
vermeli. Herkese, yiyecek - giyecek dağıtmalı. Herkese büyük büyük
evler, Tutak'taki gibi konaklar yaptırmalı. Bütün bitler, pireler,
sinekler, yılanlar, köpekler öldürülmeli. "Fırtıklı - fırtıksız" tüm kulleteynler kaldırılmalı. Pınarlar akıtılmalı. Bolca kavun - karpuz
ekilmeli. Meyve ağaçları dikilmeli. Herkese al, araba verilmeli. Bütün
bunları ve daha başka şeyleri sağlamalı o. Sağlayacak. Hele bir "âlim"
olsun; hele bir "başa geçsin"! Kötüler ve kötülükler görür gününü;
"hepsini temizliyecek"! Her yanı "cennet" yapacak.
Nazım Hikmet, nam-ı diyar "Mavi Gözlü Dev".
"O mavi gözlü bir devdi.
Minnacık bir kadın sevdi.
Kadının hayali minnacık bir evdi,
bahçesinde ebruliiii
hanımeli
açan bir ev."
Bu şiiri kitapta yer
Vücut yapısı bakımından da Yezidiler orta boylu, esmer, yakışıklı ve kemikli olup kuvvetli bir vücut yapısına sahiptirler. Genellikle başları örtülü olan kadınları çok güzel ve yüz hatları çok muntazamdır.
Kitaplarımı satışa çıkartıyorum, talep edenler listeden seçip mesaj yoluyla bana ulaşabilir.
JOHN STEİNBECK-AL MİDİLLİ
ALFRED ADLER-YAŞAMA SANATI
JACK LONDON-DENİZİN ÇAĞRISI
WİLLİAM SHAKESPEARE-ONİKİNCİ GECE
THOMAS MANN-EFENDİ VE KÖPEĞİ
PLATON-SOKRATES’İN SAVUNMASI
WİLLİAM SHAKESPEARE-ROMEO VE JULİET
WİLLİAM SHAKESPEARE-OTHELLO
WİLLİAM
🇹🇷🤘🇦🇿
youtu.be/6fYI9aVWAxk
1. Dünya savaşının sonuna doğru bütün kaleleri bir bir düşen Osmanlı imparatorluğunun hızlıca çöküşüne rağmen, binlerce Azeri Türk’ünün katledildiği haberlerinin gelmesi üzerine, müttefiğimiz Almanları ‘hiç hoşnut etmemiş’ de olsa, Enver Paşa’nın bizzat verdiği talimatla kardeşi Nuri Paşa’ya Kafkas İslam Ordusu
Şimdi bizim ince,zarif,sanatkar çarşafları ve tuvaletleriyle evlerinin bir ziyneti,erkeklerinin gaye-i aşkı olmakla kalan kadınlarımıza mukabil;Yeni Turan'ın hocalık eden,ciddi surette hasta bakıcı yetiştiren,bir muharebe olur olmaz bir mücahid gibi Mehmetçiklerin yaralarını sarmaya giden,ordunun dikişini dikmek için kadın imalathanelerinde çalışan,eski Türk işleme ve sanayini Yeni Turan'a tatbik için iktisadi ,insani, ilmî ve bilmem daha yüz türlü çalışan akın akın kadınları vardı.
Bu kitabın Iyi anlaşılması için yazarıyla yapılan röportaj ı incelemeye koymayı uygun gördüm Herkese iyi okumalar..
Yazar – Şair Nesimi Aday’ın Dersim Gazetesi’nde Yazar Faik Bulut ile yaptığı ‘Horasan’dan nasıl geldik?’ kitabına ilişkin yaptığı röportajın tamamını olduğu gibi yayınlıyoruz.
Türkiye’deki Alevilerin çoğu ve Dersimlilerin
Filozof olma yolunda olan bir adamın kitaplardan başka bir şeye âşık olması düşünülebilir mi? İyi şeyler okumalı, hakikati bilmeli ve kadınları sevmeliydik. Bir hakikat kırıntısı bulabilmek adına yaşamalı değil miydi insan?