Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türkler bi yamuk yapsa da "Gece Yarısı Expresi" çeksek diye zaman kolluyorlar...
Sayfa 33
264 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
"Nasıl olur aka birilerinin emekleriyle kazandığı her şeyi başka birileri gelip hiç emek harcamadan alıp gider, aklım almıyor bunu nasıl albızca bir iştir bu," Ötükent'de Tanrı Dağlarının eteklerinde kurulan Leylek Obası'nın en baş yiğiti Akman Bey'in üçüncü çocuğu olmuş ve çoçuğuna güzel bir toy yapılırken yörenin o
Alp Börü Öç
Alp Börü ÖçBekir Sevik · Beyaz Fil Yayınları · 02 okunma
Reklam
Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra bu “ulusalcı, seküler ve ırkçı” zihniyet aynen görevine devam etti. Biz 1. Dünya Savaşı'nda Arap, Türk, Kürt, Laz, Çerkez hep birlikte omuz omuza savaştık. Ama savaş bittikten sonra bakıyoruz ki Müslümanları birbirine bağlayan Hilafet kaldırılıyor. Batıdan kanunlar alınıyor. Yeni Cumhuriyet, tamamen ulusal bir yapıya büründürülüyor. Savaş bittikten sonra “Elhamdülillah Müslüman'ım” anlayışının yerini “Ne mutlu Türküm diyene!” alıyor. Türk kavramı Avrupada yaklaşık 400 yıl boyunca Müslüman anlamında kullanıldı. Fakat daha sonra Fransız İhtilâlinin etkisiyle Türk kavramı “ırka” indirgendi. Cumhurriyet Dönemi'nde tamamen ırk için kullanıldı. Bu ulusal ırkçı zihniyet tüm İslâm coğrafyasında İslâm'ı hedef almaktaydı. İşte ipin koptuğu yer burasıydı. Bu ulusal ırkçı yapılanmaya göre Hz. Âdem ve Havvadan geldiğimizi unutarak, Türkler Ergenekon'u, İranlılar Persleri, Iraklılar Babil'i, Mısırlılar Firavunları, Cezayirliler Kartacalıları kendi ulusal tarihlerinin kökeni yaptılar. Ve şimdi de Kürtler de kendileri için aradıkları tarihin kökenini “Zerdüşt” geleneğinde bulacaklarına inandırılmaktalar.!
TÜRKLER TÜRK KADINLARININ ESERİDİR. Mustafa Kemal Atatürk'ü ve onun askerlerinin her birini bir Türk kadını dünyaya getirdi. O Türk bir asır önce dünyanın ve insanlığın gidişatını değiştirdi. Bir asırdır onunla savaşıyorlardı. Bir asır sonra onun askerine yenilmekten kurtulamadılar. Şimdi Türkler ile savaşılır mı diye kendi
1955 6.7 Eylül olayları utancımızdır.
Bir hafta sonra; 5 eylül 1955'te Atatürk'ün Selanik'teki evine bomba atıldı! Bomba olayı, DP Milletvekili Mithat Perin'in Ekspres gazetesinde özel bir baskıyla manşet yapılarak kamuoyuna duyuruldu: "Atamızın evine bomba!" Ardından infial geldi! Bomba Atatürk'ün evine değil de, İstanbul'un 500 yıllık çokkültürlü yapısına atılmıştı sanki. Yeni oluşmaya başlayan varoşlardan akın akın şehre inen Türkler; binlerce yıldır birlikte yaşadıkları Rum. Ermeni, Yahudi vatandaşlara ait ev ve işyerlerini birkaç saat içinde yakıp yıktılar, yağma ettiler: Lebon, Markiz. Lion pastaneleri, Banco di Roma. Beyoğlu, Arnavutköy, Bebek. Beşiktaş, İstinye, Yeniköy semtlerini dolaşan öfke Adalar'a kadar ulaşmıştı... Göstericiler, "Kıbrıs Türktür, Türk kalacaktır. Rumlar ittir it kalacaktır" diye slogan atıyorlardı sürekli. 6 ve 7 Eylül günlerinde süren olayların bilançosu korkunçtu: 3 kişinin öldürüldüğü, 30 kişinin yaralandığı saldırılarda, 73 kilise, 1 fabrika, 8 ayazma, 2 manastir, 3 584'ü Rum vatandaşlara ait olmak üzere 5 538 gayrimenkul tahrip edilip yakılmıştı. 20 Hükümet hemen teşhisini koydu: bu olay olsa olsa komünist kışkırtması olabilirdi! Zaten Başbakan Adnan Menderes de 12 Eylül günü meclis kürsüsünde, komünistlerin tertibinden söz etmişti. Ve polis, Sıkıyönetim Komutanı Nurettin Aknoz'un emriyle harekete geçti. "komünist tertibi" bahanesiyle önde gelen solcu aydınları tutukladı.
Sayfa 50
Kurban olun siz Türk'lere
Temalar ölü yetiştirmek öldürmek, şehitlik ve insan avı üzerineydi. Bu gibi gelişmelerle Avrupa'da Türk unsuru antitipatik bir hal almıştı. Öyle ki İtalyan anneleri çocuklarını uyutabilmek için "hemen uyu eli baltalı Türkler geliyor" diyorlardı!
Reklam
...Nitekim yıllar öncesi Kütahya, Karaman, Anamur, Kozan kalelerinin alınması efsanesinde ateşten yararlanılmıştır. Kalenin alınması zorlaşınca Türkler geceleyin hayvanların (keçilerin) boynuzuna çıra (mum) bağlarlar ve bunları ilgili kaleye doğru sürerler. Ateşi gören düşmanlar gelen askerin sayısının çokluğundan korkar ve kale kapılarının anahtarını Türk komutanlara teslim ederler. Galiba, "Karaman'ın koyunu sonra çıkar oyunu." atasözünde de bu hikâye anlatılmak istenmektedir.
Türkler, genellikle yeni doğum yapmış kadınlara ve bebeklere musallat olan; henüz kırkı çıkmamış lohusaların ciğerini söküp suya atan ya da albıs gibi çeşitli isimlerle bilinen kötücül bir ruha inanmaktadır. Bu ruh bazen de insanlara zarar vermeden samanlıklarda ve ahırlarda yaşar, atları koşturup yorar ve onların yelelerini örer. Gerek şamanist dönemde gerekse İslamî dönemde Türk kültüründe önemli bir yeri olan Alkarısı’ nın, kara ve sarı olmak üzere iki çeşidi vardır. Lohusalara musallat olmasıyla meşhur olan sarı Alkarısı; üremenin ve dolayısıyla yaşamın düşmanı olarak, Türk mitolojisindeki doğurganlığı Tanrıçası Umay’ ın, zıddıdır.
Tarih boyunca Avrupa'da Türkler'e, İslamiyet'e ve Peygamberimiz'e saldırmak meşhur bir yazar olmak için ilk adımdı.
Sayfa 125Kitabı okudu
“İlk zamanlarda, Anadolu Türkmenlerinin İslami inançları, ne İran ne de Arap etkisi taşır. Türk kavrayışı çerçevesinde bir İslami anlayışa sahiptirler.”
Sayfa 38
Reklam
BURUKLU HALİL KÂHA'NIN AĞIDI
Yaşa Halilim yaşa Yağlık bağladım gara gaşa Asıyorlar Halilimi Haber edin Gızılgaş'a Gavur köyü bucak bucak Güller biçtim gucak gucak Asıyorlar Halilimi
“Karakoyunlu hanedanına son vererek otoritesini bütün topraklarına yaymış olan dayısı Uzun Hasan tarafından 1469 yılında Erdebil’e yerleştirilen Haydar, müritlerine on iki dilimli, üzerine beyaz bir tülbent sarılan sürahi biçiminde kırmızı bir taç (tac-ı Haydar) giydirmeye başladı. Bu başlığı kullananlara Osmanlılar başlangıçta alay maksadıyla “Kızılbaş” dedikleri için daha sonra bu isimle anılır oldular.
Sayfa 113
Milletlerin kaderine yön veren insanlar ve olaylar vardır. Türkler; "Anadolu Coğrafyasını" Hoca Ahmet Yesevi ile tanımış; kefenlik beyaz elbise giyip şehit olmayı göze alan Alparslan'la "Vatan" kılmış; Dünyayı bir padişaha az, iki padişaha çok gören Yavuz Sultan Selim'in, Çaldıran Savaşı öncesinde gördüğü gevşekliğe karşı "karısı ile oturmak isteyenler kalsın, merd olanlar beni takip etsin" diyerek tek başına atını sürmesi, Sina çölünü geçerken yayan yürümemesini söyleyenlere karşı "önde Resulullah yürürken, ben ata binmem" diye cevap vermesi Hilafetin kapısını almış; Kanuni Sultan Süleyman'ın çevresinin tesirinde kalıp, Şehzade Mustafa'yı katli ile de İmparatorluk duraklama dönemine girmiştir. Padişahın, Yeniçeri ocağını ip cambazlarını kabulü ile ordu bozulmuş. Abdülhamit Han'ın politik manevraları ile Avrupa 30 sene kendi problemleri ile uğraştırılmış. Mustafa Kemal'in "ordular ilk hedefiniz Akdeniz'dir..." sözü ile yeni bir devletin temelleri atılmış.
"Aziz anneciğim, Türk işlerini, Türkler kendileri hallettiler. Gerçi bu hususta oldukça sert bir usul kullandılar, ama, bizi uzun ve yorucu bir bekleyişten kurtardıkları için gene iyi bir şey yapmış oldular. Bu görüş noktasından, Yunan dostlarımızı iyice hırpalamış ol- malarına rağmen, kendilerine teşekkür etmeliyiz, zira, mesele bizim
Captain Gerald Jackson ReadKitabı okudu
"...Milletimizi yetiştirmek gibi kutsal bir görev yüklenmiş olan, gelecekteki kurtuluşumuzun yüce öncüleri, kadın ve erkek öğretmenlerimiz hakkındaki saygı duygularımı bir kere daha belirtmek istiyorum. Büyük tehlikeler önünde uyanan milletlerin ne kadar sebatkâr oldukları tarihten de bilinir. Silahıyla olduğu gibi kafasıyla da mücadele mecburiyetinde olan milletimizin, birincisinde gösterdiği kudreti, ikincisinde de göstereceğine asla şüphem yoktur. Her türlü güçlüğü göze alarak bu yolda sarsılmadan yürüyeceğinize inanıyorum. Göreviniz çok önemli ve hayatidir. Bunda muvaffak olmanızı Cenab-ı Hak'tan temenni ederim.". Mustafa Kemal Atatürk
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.