Polisiye kitaplara ayrı bir tutkum vardır.Benimle aynı tutkunun paydaşı olanlar bilirler ki;kurgu zayıfsa,hikaye ne kadar kuvvetli olursa olsun sıradanlaşır.Hele ki kulvarı paylaşıldığı kalemler J.C Grange,Dan Brown,Robin COOK,Wulf DORN,Tess GERRITSEN,Harlan COBEN ise bir yazarın;tüy siklet olma şansı yoktur.İşte Lisa GARDNER;kurgusuyla,su gibi akan kalemiyle,kadın dedektif ve kadın kurban betimlemeleriyle kulvarının hakkını fazlasıyla veren bir yazar bana göre.
Affet Ama Unutma;Libby'nin kızının babası ve hayatının kahramanı olan kocası Justin'in,kendisini başka kadınla aldatmasıyla içine düştüğü ihanetle baş etme mücadelesiyle başlıyor.Bu mücadelenin bütün şiddetinin üstüne ailece kaçırılmaları ve kullanılmayan bir hapishanede fidyelerinin ödenmesini beklemeleriyle olay örgüsü tahmin edilmeyecek noktalara gidiyor.Ve son,hele o son,bütün son tahminlerini alaşağı ediyor.İhanetin kaç yüzü vardır?Affet ama unutma,hepsine cevap veriyor.Öyle öfkelendim ki,bana kalsa kitabın adını Ne Affet Ne Unut olarak değiştirirdim.Bu tersköşe kurguyu,özellikle polisiye tutkunlarına tavsiye ediyorum.