Üçüncü (Sıddîkiyye) Silsile
1. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed b. Abdullah (sallallahu aleyhi vesellem)
2. Hz. Ebû Bekir es-Sıddık (radıyallahu anh)
3. Hz. Selmân-ı Fârisi (radıyallahu anh)
4. Şeyh Kasım b. Muhammed b. Ebû Bekir es-Sıddık (radıyallahu anhüm)
5. Hz. Cafer es-Sadık (kuddise sırruhû)
6. Şeyh Bayezid-i Bistâmi (kuddise sırruhû)
7. Şeyh Ebü'l-Hasan
Orta Asya'da 8 ziyaret mahalli:
1) MERV: Hazreti Osman (r.a.) zamanında fethedilen Merv, Horasan havalisinin en güçlü merkezi idi.
Bugün Türkistan sınırları içinde yer alan Merv şehrinde iki büyük türbe Sultan Sencer ve Yusuf el- Hemadanî Hazretleri'ne ait türbelerdir.
MERV şehri Selçuklu devleti başkentliği yapmıştır.
2) BUHARA:(ibadet edilen yer anlamında) şehir
Sayfa 265
Marifet, Hz. Peygamber’e (sav) tâbi olmadan hâsıl olmaz.
La ilahe illellah kelimesinde bâul ilâhlari nefy ve, håriçte teklikle tecelli etmiş vacibu'l-vücud ve hakiki måbud olan Hakk'ın ulühiyyetini isbåt vardır. Her kim bu kelimeyi, Hazret-i Peygamber bu kelimenin söylenmesi gerektiğini emrettiğinden dolayı ve onun buyurmuş olduğu mána üzere bir kere dahi söylese, o kimsenin müslüman olduğuna hukmolunur. [Zirá] bu kelimeyi yukarıda zikredildiği şekliyle söylemek, Hz. Peygamber'in risáletini tasdik etmeyi de zimnen ifade eder. Onun risâletini tasdik etmek ise Allah katından getirmiş olduğu her şeyi tamamıyla tasdik etmeyi ihtiva eder.
Bu kelimeyi Hazret-i Peygamber'in sallallahu aleyhi vesellem- emri üzere söylemekle tasdikin elde edilmesinden sonra sürekli tekrarlanmasının sebebi, ikrar ve kabulden ibåret olan imanın hakikatinin, bu kelimenin nuraniyyetinin şiddeti sebebi ile nefs ve gönülde Hazret-i Peygamber'e muhalefete mecál kalmayacak şekilde kalpte yerleşmesi içindir. Böylece istese de istemese de bu kelimeyi zikreden kimsede muhalefet diye isimlendirilen şeye yer kalmaz. Bundan dolayı yakin ve tahkik erbabı, tarikate yeni intisab eden kimselere bu makamda mütemekkin sağlam bir şekilde yerleşmiş ve hakikatte Hakk'in -sübhanehu- seçkin kulları olan abidler zümresine dahil olsunlar diye zikir olarak bu kelime-i tayyibeyi telkin eder ve bunun zikredilmesi esnâsında "là måbude illellah [Allah'tan gayri mábud yoktur]" månåsının tefekkür edilmesini emre derler.
Sayfa 85 - kasım günani kütüphanesiKitabı okudu
Allah Teâlâ bizi ve sizleri Hz. Muhammed -sallallahu aleyhi ve alâ âlihi vesellem- hürmetine Allah'tan gayrının farkında olmaktan kurtulmak nîmetiyle rızıklandırsın.
Kasım günani kütüphanesiKitabı okudu
Âgâh ol ki Hakk'ın lütfû ansızın gelir,
Ansızın ve ancak âgâh olan gönle gelir.
Hz. Mevlânâ ks
Sayfa 175 - Litera Yayıncılık
Raks ve semá eden, her ne bulursa reddetmeksizin alan ve yiyen derviş kisvelilerden de uzak durmak gerekir. Tevhid ve marifete dâir, Ehl-i Sünnet ve'l-Cemaat mezhebine göre itikadi eksikliğe sebep olacak sözleri dinlemekten uzak durmalı ve Allah Rasûlü Hz, Muhammed'e -sallallahu aleyhi vesellem tâbî olmaya bağlı olan hakiki mårifet nurlarının zuhûru için gayret etmek gerekir.
Sayfa 159 - Litera Yayıncılık
Tevhid
"Lâ ilâhe illellah muhammedür rasûlüllah". Bu kelimeyi tasdik eden herkes, yâni Hakk'ın -sübhânehû-, ulûhiyyetinde asla hiçbir ortağı olmadığına ve O'nun ulûhiyyette tek olduğuna; Hz. Muhammed Rasûlüllah'ın (sallallahu aleyhi ve sellem) risâletine yakînî îman sâhibi olan ve bu sözde sâdık olan her bir kimse, bu kadarla, ebedî cehennemden kultulmuş olur.
Sayfa 148 - Litera Yayıncılık
Ey nâme-i ilâhî nüshası ki sensin
Ey cemâl-i ilâhî aynası ki sensin
Âlemde olan ne varsa senden gayrı değildir. Ne ararsan kendinde ara ki aradığın da sensin!
Hz. Mevlânâ ks
Sayfa 68 - Litera Yayıncılık
"Büyükler bu yolun sonunun fena makamı olduğunu söyledi."
Hace Ubeydullah Ahrar Hz.
Sayfa 136 - Yasin Yayinevi - 1.cilt - 2014 - 11. Mektup
"Şahitlik ederim ki Allah'tan başka ilâh yoktur. Yine şahitlik ederim ki Hz. Muhammed (sallallahu aleyhi vesellem) Allah’ın kulu ve peygamberidir”
Sayfa 67 - HacegânKitabı okudu
Taşkentli Ubeydullah Ahrâr hazretleri vardır. Çok özel bir zattır. Sultan Fatih merhum fetih için İstanbuldayken talebeleri gelip yetişmişti. Kendisi de o zamanlar hayattaydı. Hatta manevi işaretler üzerinden müjde vermişti. Hazret çok zengindi, o kadar ki bazı devletler. kendisinden borç alırdı; uluslararası bir banka gibiydi. O dönemde yaşayan
Ubeydullâh-ı Ahrâr hazretleri buyurdu ki:
"Hz. Muhammed (Aleyhisselâm)'ın ümmetinden "Mesh" yani sûretlerin değiştirilip hayvan sûretine döndürülmesi kaldırılmıştır. Fakat mânen sûretin değişmesi kaldırılmamıştır. Bâtındaki sûretin, hayvan sûretine çevrilmiş olmanın alâmeti; büyük günah işleyen kimsenin bu günahları işlemekten kalbinin elem duymaması, işlediği haramlar sebebiyle müteessir olmaması, fısk ve isyan olan işlerde ısrar etmesidir. Neticede işlenen büyük günahlardan dolayı kalb öyle karar ki, artık tenbih ve nasihat da yapılsa gafletten uyanmaz."
119. Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının; özü sözü doğru, samimi ve dürüst insanlarla beraber olun!
"Sadâkat", sözde ve özde doğruluk; dürüstlük üzerine kurulmuş samimi ve sağlam bir dostluk, içten bağlılık, kalp istikâmeti, samimiyet ve ihlas
gibi mânalar ifade eder. Dürüst olmak, doğru muamelede bulunmak, sıdk ve ihlas
Sayfa 459 - Erkam Yayınları, 2. Cilt, Tevbe Sûresi
