Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
En güzel şeyin bile bana verdiği zevk en fazla üç saat sürüyor
Okuduklarımın çoğu, sadece gözlerimin önünden akan, kayıp giden yazı dizgeleriydi. Aklım almıyordu; alır gibi olanları da, biraz sonra kafamı tamamen karıştırırken buluyordum. Okuduklarım huzursuzluğumu artırmaktan başka bir işe yaramıyordu. Her kelime, bir dipsiz mağaranın girişi gibiydi. Açlığım okudukça azalırken, aynı zamanda çoğalıyordu da. Okudukça ne kadar az bildiğimi fark ediyordum. Ne kadar acıkmış olduğunu yemeğe oturunca anlayan adam gibi. Üstelik nereden başlayacağımı kesinlikle bilemiyordum. Ağır konular okumak istiyor, ama kısa süre sonra kendimi bir macera romanının kollarında gezerken buluyordum. On sayfa teorik bir şey okusam, üstüne üç tane roman okumak istiyordum.
Destek Yayınları: Nisan 2012 epubKitabı okuyor
Reklam
İsrail Tanrısı, Kadir-i Mutlak; her zaman ve her yerde var olan, tüm-güçlerin-sahibi, eril Tanrı'ydı. Yaratan ve ulaşılamaz olan Tanrı'ydı. Gökleri ve yeryüzünü ve me­kân içinde yer tutan her şeyi Kutsal Kitap İncil'in Eski Ahit bölümünde anlamını bulan 'Altı İncil Günii' içinde yaratmıştı. (Halk inancasında bir İncil günü 144.000 dün­ ya yılma denktir, ama hiç kuşkusuz, ölümlü olan insanoğ­lu, Kutsal Kitap İncil'in bir gününün gerçekte ne kadar ol­duğunu, tam süresini kesin olarak hesaplayamaz.) Tabi­ idir ki, Tanrı'nın Kendisi kendi yarattığı 'Başlangıç'ta yer almamıştı. Yarattığı her şey gibi Sonlu (Ölümlü) değildi. Tanrı yaratılmamıştı, dolayısıyla da kendine özgü Zaman'ı ve Mekân'ı vardı.
Etrafına, üç beş kitabına şefkatle baktı. Yanında kalan yoldaşları sadece onlardı.
İnsan'm mı tan­rıları yoksa Tanrı(lar)'ın mı İnsan'ı yarattığı şeklindeki so­ru, küçük bir azınlığı oluşturan bazı dediğim-dedikçi ay­dınların meselesiydi: İmparatorluğu oluşturan tüm respublica’nın (kamu) böyle bir sorunsalı yoktu. Böylesi spe­ külatif konular Onlar’m ünlü düsturunu da değiştirmiyor­du: İnsancıl Olan Biziz; Çünkü Biz Romalıyız.
“ Biliyor musun İsmet “ dedi ... “ Bir rüya görmüş gibiyim. “ Karabasanla başlayan, Üç yıl üç ay 22 gün süren, Mucizeyle biten bir rüya. Çiçekler açıyordu İzmir’in dağlarında.
Sayfa 445Kitabı okudu
Reklam
Açılmayacak örtü ve bilinmeyecek gizli şey yoktur. İsa, Matta 10:26
"Tarih, insan denetimindeki güçlerle, olmayanların çatıştığı ve işbirliği yaptığı bir sah­nedir,"
"Gerçekte, teorik ve pratik dünyevi araştırmalar­la ilgilenmek yalnız doğru değil, zorunludur da. Dünyevi bilim dallarındaki rekabet, Hıristiyanlığın gerçek ve Tanrı'nın krallığının yayılmasına, şimdiki düzenin yenilen­ mesine (773) ve yaratma eyleminin mükemmelleştirilme­ sine katkıda bulunur (961). O halde, böylesi iyi sonuçlara ulaşmak için bulunabilir araçlar kullanmak gerekiyorsa, dünyevi araştırmalara girmek zorunlu görünmektedir."
Her günahtan tevbe etmek farzdır. Günah, kul ile Allah arasındaysa ve onda kul hakkı yoksa tevbe etmiş olabilmek için üç şeyin gerçekleşmesi gerekir: 1- Günahı tamamen terk etmek. 2. Onu yaptığına pişman olmak. 3- Onu bir daha yapmamaya kesin olarak karar vermek. Bunlardan biri yapılmazsa o kişi tevbe etmiş sayılmaz. Eğer işlenen günah, kul hakkıyla alakalı ise; o tevbenin de dört şartı vardır. Biraz önce zikrettiğimiz üç şart ve bir de o hak sahibinin hakkından kurtulmaktır
Reklam
Biri buyurdu: "Allah bir kuldan buğzetti mi, ona üç verir ve ondan üç şey'i meneder: Ona salihlerle arkaday lık etmeyi verir, fakat kendilerinden nasihat kabúl etmeyi meneder. Ona sâlih amelleri verir, fakat amellerde ihlási on dan meneder. Ona hikmeti verir, fakat hikmetteki doğru luğu meneder!..."
“Sana yardım etmedim diye devlet neden beni cezalandırsın ki?” “Bilemiyorum ama vardır bir cezası. En iyi avukatı tutup seni cezalandıracağım.” “Bak beni bu zırvalıklarla ikna edemez, korkutamazsın. Ayrıca Türk Ceza Kanunu’nun doksan sekizinci maddesine göre suç işlediğimin farkındayım. Kurtulursan ve şikâyet edersen bir yıl hapis yatabilirim, hatta ölürsen üç yıl yatarım. Bence esas konuşmamamız gereken mesele de bu: neden bir başkası uğruna eyleme geçmediğim için devlet beni cezalandırıyor, ben neden bir başkası için zorunlu olarak iyilik yapmak durumunda bırakılıyorum?”
Sayfa 10 - Velespit YayınlarıKitabı okuyor
İnsan dişilerinin en az yüzde 15’i, onlara fazladan (dördüncü) bir renk fotoreseptörü kazandıran bir genetik mutasyon taşır ve bu sayede yalnızca üç tip renk fotoreseptörüne sahip olan çoğumuz için aynı görünen renkleri birbirinden ayırt edebilir.
Sayfa 44
Üç kadın da onu parçalarken onlara minnettar kalıyor. Onların kanlı pençelerini yalıyor
Şeriata göre, “üç günlük onay süresi” (üç gün muhayyer) zarfında geri getiirldiyse ve kusurun satın alma işleminden önce gerçekleştiğini kanıtlayabiliyorsa parasının iade edilmesini talep edebiliyordu.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.