Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Evet , bu dünyadaki her şeyin bir sonu var. Aşık olacak ve acı çekeceksiniz , sevmeyi bırakacaksınız, aldatılacaksınız, zira aldatmayan kadın yoktur, ıstıraplar içinde yanacak , çaresiz kalacak ve değişeceksiniz. Yine de bütün bunların bir anıdan ibaret olacağı bir zaman gelecek , soğuk bir şekilde mantıklı olacak ve bunu tam anlamıyla önemsiz göreceksiniz.. Kutsal yazılarda bir kadının kocasını sevmesi gerektiğinden bahsediliyor, romanlarda ise aşka büyük önem veriliyordu, fakat bunda abartı yok muydu? Aile hayatı aşk olmadan olmuyor muydu acaba? sonuçta aşkın kısa sürede öldüğünü ve sadece alışkanlığın kaldığı ve aile hayatının amacının ne aşk ne de mutluluk olduğunu , buna karşın örneğin, çocuk yetiştirmek , evdekilere bakmak gibi sorumluluklar olduğunu söylüyorlardı. Belki de kutsal yazı yakın birine duyulan bir aşk , bir sevgi nasılsa kocaya da benzer bir sevgi , saygı, hoşgörü anlamına geliyordu .
Zaman bir saniye yıl yetmiş yedi Kahpe felek hiç yüzüme gülmedi Geldin bu dünyaya gülmezsin dedi Beni kabdan kaba koydu bu kader On üç sefer hastahaneye yattım Derman gelir diye yollar gözettim Bugün yarın dedin gönlüm aldattın Yıl yetmiş yediye gelene kadar
Reklam
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Acının ortasında acısız olmayı, Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım. Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım. Aşk diyorsunuz ya, İşte orada durun bayım Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım Kendimin ucunda Öyle ıslak, Öyle kötü kokan, Yırtık ve perişan. Siz aşkı ne bilirsiniz bayım Aşkı aşk bilir yalnız!
Yaratılış
Yusuf'un Ölümü 22 Yusuf'la babasının ev halkı Mısır'a yerleştiler. Yusuf yüz on yıl yaşadı. 23 Efrayim'in üç göbek çocuklarını gördü. Manaşşe'nin oğlu Makir'in çocukları onun elinde doğdu. 24 Yusuf yakınlarına, “Ben ölmek üzereyim” dedi, “Ama Tanrı kesinlikle size yardım edecek; sizi İbrahim'e, İshak'a, Yakup'a ant içerek söz verdiği topraklara götürecek.” 25 Sonra onlara ant içirerek, “Tanrı kesinlikle size yardım edecek” dedi, “O zaman kemiklerimi buradan götürürsünüz.”* 26 Yusuf yüz on yaşında öldü. Onu mumyalayıp Mısır'da bir tabuta koydular
Günaydın. Geride bırakmak ne zor. Bir yeri terk etmek ya da birini, küsmek, görüşmemeye çabalamak değil; geride bırakmak. Varlığını hiç olmamışçasına yok etmek. Ne zor. Calligarich, "Ama hep böyledir işte, yaşam boyu tanıştığımız değil, geride bıraktığımız insanlardır bizi biz yapan," der. Geride bıraktıklarımıza da şükür sevgili okur.
Hırka-i Şerîf’in ince işçiliği
Hırka-i şerîfin atkı boyları arasında, asırların yorgunluğunu taşıyan tabii ki bazı deformasyonlar bulunmaktadır. Ancak hırkanın dokumaları incelendiğinde, çok ilginç şeylere rastlanmıştır. Defalarca merceğe alınarak büyütülüp incelendiğinde görüldü ki bu hırkanın, insan eliyle dokunması pek güçtür. Çünkü 1400 küsur yıl öncesine dayanan dönemde,
Reklam
·
Puan vermedi
Merhaba kitap dostlarım Bugün sizlere kişisel gelişim kitabı zannedip, elime alınca merak içinde çabucak okuduğum macera,polisiye türünde gizem ve sırlarla dolu akıcı bir romanla karşılaştığım #dengeyiyakalamak kitabıyla geldim. Kitapta Leyla karakterinin sık sık içsel dünyasına ve rüyalarına yolculuk yapıyoruz. Leyla işi gereği patronun isteği üzerine çekim yapmak için bir sahil kenarındaki kulübeyi tercih etmiştir. Kulübenin içinde bulunduğu arazinin sahibini araştırırken , üç yıl önce araştırma yapmak için araziye giden iki gencin o arazide kaybolduğunu öğrenir. Arkadaşlarıyla bir kafede buluşan Leyla orda Barış ile tanışır ve Barış 'ın anlattıkları dikkatini çeker. Barış kendisinin çekim yapmak istediği arazide kayıpların ve cinayetlerin olduğunu söylemiştir. Merak içten içe Leyla 'yı sarmıştır. Çekimde kullanmak için yol kenarındaki bir eskici dükkanından fotoğraf makinası alan Leyla o günden sonra takip edildiğini fark eder. Kendisini takip eden kim? Bu eskicinin olan olaylarla ne bağlantısı var? Leyla'nın çocukluk aşkı Serhat'a ne oldu? Sırlarla dolu bu olaylar zincirinin ortasında kalan Leyla'nın ne yapacağını merak ediyorsanız okuyun efendim.. Şimdilik benden bu kadar kitap ve sevgiyle kalın.
Dengeyi Yakalamak
Dengeyi YakalamakRojin Nazik · Kitapita Yayınları · 20238 okunma
Gleb merdivene oturdu. Ve birdenbire yüreğindeki uçsuz bucaksız yorgunluğu fark etti. İstasyonla ev arasında yürüdüğü 4 kilometrenin yorgunluğu değil bu. Üç yıl boyunca yaşanan, anlayamadığı ama hep kanayan bir yara gibi sırtında taşıdığı yorgunluk onunki.
Sayfa 69 - Yordam kıtap Agostos 2017Kitabı okuyor
Ey insan, bu büyük kentin bir vatandaşı oldun, beş veya elli yıl daha, senin için ne fark eder? Onun yasalarına göre ikisi de her insan için eşittir. Seni bu kente getiren de ondan çıkaran da doğadır, o bir tiran veya adaletsiz bir yargıç değil, bir gösteri sahibinin bir aktörü kiralaması ve sonra sahneden indirmesi gibi düşün, bunda katlanılamayacak ne var? "Ama ben beş perdede değil, üç perdede oynadım." "Doğru diyorsun ama demek ki yaşamın tamamı üç perdelik bir oyun." Doğa kusursuz bütünü planlıyor, dün senin oluşman, bugün ise dağılman için bir sebep belirliyor, ikisinin de sebebi sen değilsin. Nazikçe git, zira seni serbest bırakan da bunu nazikçe yapıyor.
Sayfa 176 - Can Yayınları - 1. BaskıKitabı okuyor
Yaşam özlemini doyuracak bir olgu mümkün mü. Yirmi yıl sonra aynı şarkılar çalıyor. Elli üç yıl öncesi çekilmiş bir film gösteriliyor. Yirmili yılların, ellili yılların giysileri vitrinleri dolduruyor. Açlık, savaş, geri kalmışlık ve inanılmaz felaketlerle ilgili haberleri kitleler, masal dinler gibi dinliyor. İşte böylesi bir yaşam önümüzden gelip gidiyor. Sen kendi duvarlarının gerisine çekiliyorsun. O, kendi duvarlarının gerisine çekiliyor. Bir başka kentte. Bir başka ülkede. Herkes bir başka kentte. Herkes bir başka dili konuşuyor. ya da anlamaya çalışıyor. Aynı dili konuşan iki kişi yok.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.