Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ANNEM :(
Kimi gün öylesine yalnızdım Derdimi annemin fotoğrafına anlattım. Annem Ki beyaz bir kadındır. Ölüsünü şiirle yıkadım. Bir gölgeyi sevmek ne demektir bilmezsiniz siz bayım Öldüğü gece terliklerindeki izleri okşadım. Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Acının ortasında acısız olmayı, Kalbim ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım. Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım. Aşk diyorsunuz ya, İşte orda durun bayım Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım Kendimin ucunda Öyle ıslak, Öyle kötü kokan, Yırtık ve perişan. Siz aşkı ne bilirsiniz bayım Aşkı aşk bilir yalnız!
~ ❝ Geçen üç yıl boyunca Yüzü dövmeli kadınların yüzünde yüzümü aradım. Ülkem olmayan ülkemi Kayboluşumu aradım. Bulmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm. Bir ters bir yüz kazaklar ördüm Haroşa bir hayat bırakmak için. Bırakmak o kadar kolay olmasa gerek diye düşünmüştüm. ❞ ~
Reklam
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Balkona yorgun çamaşırlar asmayı Ki uçlarından çile damlardı. Güneşte nane kurutmayı Ben acılarımın başını Evcimen telaşlarla okşadım bayım. Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum. İnsan kaybolmayı ister mi? Ben işte istedim bayım. Uzaklara gittim Uzaklar sana gelmez, sen uzaklara gidersin Uzaklar seni ister, bak uzaklar da aşktan anlar bayım!
SİZ AŞKTAN N'ANLARSINIZ BAYIM? Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Alt katında uyumayı bir ranzanın Üst katında çocukluğum ... Kağıttan gemiler yaptım kalbimden Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı. Aşk diyorsunuz, limanı olanın aşkı olmaz ki bayım! Allah'la samimi oldum geçen üç yıl boyunca Havı dökülmüş yerlerine yüzümün Büyük bir aşk yamadım Hayır Yüzüme nur inmedi, yüzüm nura indi bayım Gözyaşlarım bitse tesbih tanelerim vardı Tesbih tanelerim bitse gözyaşlarım ... Saydım, insanın doksan dokuz tane yalnızlığı vardı. Aşk diyorsunuz ya Ben istemenin Allahını bilirim bayım! __ __
Sayfa 35 - SİZ AŞKTAN N'ANLARSINIZ BAYIM?Kitabı okudu
Bütün hiyerarşilerin hayal ürünü olduğu açıkça ortadadır. Brahminler ve Şudralar tarih öncesi bir yaratığın bedeninin çeşitli yerlerinden yaratılmamıştır. Kastlar arasındaki farklar,Kuzey Hindistan'da üç bin yıl kadar önce insanlar tarafından icat edilen yasaların ve normların sonucudur. Aristoteles'in savunduğunun aksine, köleler ve özgür insanlar arasında bilinen herhangi bir biyolojik fark yoktur. İnsan yasa ve normları, kimi insanları sahip, kimileri ise köle yapmıştır. Siyahlarla beyazlar arasında ten reni ve saç tipi gibi bir takım biyolojik farklar vardır,ama bu farkların zeka veya ahlakla ilgisi olduğuna dair herhangi bir kanıt yoktur.
Sayfa 144 - KolektifKitabı okuyor
«Bir kavim ki, fertleri de, devletleri de çapulculukla palazlanmış. Hor görmüş alın terini. Haklıyla haksızı, iyiyle kötüyü ne yönetenler umursamış, ne yönetilenler. Yalnız kaba kuvvet saygı görmüş o ülkede. Medeniyetinin en parlak devrinde ahâlisinin kırkı köle biri hür. Genç sefihlerle, kart fâhişeler baçtâcı. Her yıl, tanrılara insanlar kurban edilmiş; binlerce çocuğun kanına girilmiş hergün. Bir kavim ki, bütün meziyetlere düşman: kaabiliyete, asâlete, servete… Kâh paralı asker, kâh haydut… Amacı tek: yağma. Her hayâsızlığı tanrılaştıran bu kavim üç şeyde birinci: kibirde, yalanda, fuhuşta. Ama bu meziyetleri (!) öyle ustaca kullanmış, öyle pazarlamış ki, iki bin yıl târihinin baş köşesine oturtulmuş… İnsanlık, en rezil çocuğuna düşkün çılgın bir anne. Roma, bu delice sevginin ilk sorumlusu. Kıyıcılıktan başka hüneri olmayan câhil ve kaba Romalılar, Yunan’ın ahlâksızlıklarını kemâlin son mertebesi sanmışlar.»
Sayfa 15 - Ötüken YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Değişken olması dolayısıyla bilime gülüp geçmek ilahiyatçıların yaptığı bir şeydir. "Bize bakın," derler. "Biz İznik Konseyi'nde ne söylendiyse hâlâ onu söylüyoruz, oysa bilimcilerin iki ya da üç yıl önce söyledikleri şeyler çoktan unutuldu ve eskidi." Bu şekilde konuşan insanlar ardışık yaklaşım fikrini anlayamamıştır. Bilimselliğe yatkın bir mizaca sahip hiç kimse şu anda bilim çerçevesinde inanılan bir şeyin tam olarak doğru olduğunu söylemez; bunun tam doğruluğa ulaşma yolundaki bir aşama olduğunu söyler. Bilimde bir değişim olduğunda, mesela Newton'un yerçekimi yasasından Einstein'ınkine uzanan değişim sürecindeki gibi o zamana dek yapılanlar tamamen alaşağı edilmez, biraz daha doğru bir şey eskinin yerine geçer yalnızca. Diyelim ki çok hassas ve net olmayan bir aletle ölçtüğünüz boyunuzun 1,83 olduğu sonucuna vardınız; eğer akıllıysanız, boyunuzu tamı tamına 1,83 varsaymaz, 1,80 ile 1,85 arasında varsayardınız ve yapılacak titiz bir ölçüm boyunuzun 1,82626 metre olduğunu gösterseydi daha önce ulaştığınız sonucu alaşağı ettiğinizi düşünmezdiniz. Önceki sonuç boyunuzun yaklaşık olarak 1,83 olduğu şeklindeydi ve bu da doğruluğunu korumaktadır. Bilimdeki değişiklikler de tam olarak buna benzemektedir.
"Hâlâ hakikate ve adalete inandığım için aklını yitirmiş biriyim ben, saf bir çocuğum!"
Fil hadisesi uzun yıllar boyu bir tarih başlangıcı sayıldı. İnsanlar bir olay anlatırken "Fil yılından beş yıl sonraydı, üç yıl evveldi.." gibi ifadeler kullanır oldular.
Üç yıl sonra açıldım ona," dedi, "aşkımı yıllarca içime at­tıktan, değil başkalarına, kendime bile itiraf edemedikten sonra artık daha fazla dayanamadım. "
Reklam
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Acının ortasında acısız olmayı, Kalbim ucu kararmış kararmış tahta kaşık gibiydi bayım.
Sayfa 38
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Acının ortasında acısız olmayı, Kalbimin ucu kararmış bir tahta kaşık gibiydi bayım. Kendimin ucunu kenar mahallelere taşıdım.
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Balkona yorgun çamaşırlar asmayı Ki uçlarından çile damlardı. Güneşte nane kurutmayı Ben acılarımın başını Evcimen telaşlarla okşadım bayım.
Kayra üç yıl tıp okudu. Gerçek bir doktora dönüşebilirdi ama stetoskoptan o kadar nefret etti ki her şeyi bıraktı. İnsanların kalp atışlarının sesi ona saniyeleri hatırlatıyordu. Saniyeler de hayatı ve zamanı.
Sayfa 61 - Doğan KitapKitabı okuyor
En büyük yetmiş klasik bestecinin üzerinde yapılan çalışma üç tanesi dışında hepsinin ilk büyük yapıtlarını ortaya çıkarmak için en az on yıl çalıştıklarını gösteriyor. Üç tanesi ise yapıtlarını dokuz yılda yaratmış.
Sayfa 130
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.